Türkiye'yi yöneten akıl, Suriye konusunda, her geçen gün, ABD ile paralel adımlar atıyor.
İdlib'de ABD'yi yardıma çağırmak, bunun önemli bir göstergesi.
"Beyaz Baretliler" diye bilinen ama Ergün Diler'in Amerikalı kaynağına göre İngiliz istihbaratının kurduğu sözde yardım örgütü önce Ankara'da parlatıldı, sonra da Washington'da!
Bunlar yeteri kadar fikir veriyor ama yine de incelemek gerekir.
***
ABD için strateji üreten kuruluşlardan Washington İnstitute'ye aylar önce çok ciddi bir Suriye raporu hazırlayan Fransız akademisyen Fabrice Balanche, bu defa İdlib krizi hakkında aynı kuruluşa bir çalışma daha yaptı.
Balanche, sonuç olarak "Moskova, Tahran ve Şam'ın bu bölgedeki El Kaide'yi ortadan kaldırma girişimi, askeri açıdan başarılı olabilir ve Türkiye destekli güçleri imha edebilir ama Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkilere ciddi zararlar verir. Bu sebeple İdlib savaşında, Suriye veya Rus kuvvetlerinin, Türk gözlemci noktalarını hedef alması, ABD'nin Ankara ile yakınlaşması için bir fırsat teşkil edebilir." diyor.
Bu durumda, İdlib'deki Türk gözlemci noktalarına kim saldırabilir?
Rusya ve Suriye'nin saldırması beklenemez, çünkü sonuçlarını düşünürler...
O halde ABD'nin bölgeye müdahale etmesini isteyenler daha önce "Suriye ordusu kimyasal silâh kullandı" dedirtmek için kimi kullandılarsa, aynı grubu veya bir başkasını Türk gözlem noktalarına saldırtmak için kullanabilir!
Dolayısıyla bugünlerde hiçbir resmi açıklamaya veya habere güvenmemek gerekir. Bu bir savaş ve bütün taraflar kendi gücü oranında algı operasyonu yapmaya çalışıyor.
***
Balanche, "Türkiye destekli isyancılar (Özgür Suriye Ordusu) muhtemelen önümüzdeki saldırıların ilk hedefleri olacaktır. Suriye ordusu, ilk olarak Uygur savaşçıların bulunduğu Türkistan İslami Partisi'ni hedef alacaktır. Güneyde kalan Türkiye yanlısı isyancılar, kendilerini Suriye ordusu ve Tahrir El Şam grubu arasında kalmış bulacak ve belki de Afrin veya Cerablus gibi Türk kontrolündeki bölgelere sığınacak veya teslim olacaktır. Ankara, bu sebeple saldırının ertelenmesini istiyor, ancak Şam, Tahran ve Moskova, Türkiye'nin Tahrir El Şam örgütünü ortadan kaldırma taahhüdünü yerine getirmediğini savunuyor, bu yüzden İdlib'i temizlemekten başka çareleri yok." diyor.
Peki Türkiye neden Fırat'ın doğusundaki yapılanmaya karşı çıkmıyor da İdlib üzerinde duruyor?
Elbette İdlib de önemli ama asıl tehdit, ABD'nin kurduğu, eğittiği ve donattığı 75 bin kişilik PKK/PYD ordusundan gelecek değil mi?
Bu durumda Türkiye'nin Suriye ile iş birliği yapması akla daha uygun ama Ankara, ABD'ye yanaşıyor!
Bu da kamuoyuna yansımayan gizli anlaşmalar olduğu şüphesini uyandırıyor. ABD, "Fırat'ın doğusuna karışmayın, El Bab, Afrin ve İdlib sizin olsun" mu dedi!
***
Bunlar çok geçmez yakında ortaya çıkar. Bu arada Reyhanlı saldırısının planlayıcısı yakalandı. Türkiye televizyonları, saat başı, teröristin "Emri Suriye istihbaratından aldım" dediğini yayınlıyor.
Anladığım kadarı ile Türkiye'nin Suriye ile anlaşması ihtimali birilerini çok korkuttu ki kamuoyunu yönlendirmek için böyle bir zamanlama seçildi. Üstelik eli kanlı teröriste "Türk devleti büyüktür" dedirtiliyor.
Galiba ABD, algı operasyonu yapmayı sadece FETÖ'cülere öğretmemiş!
Türkiye'nin devlet olarak, sadece kendi çıkarlarını gözetmesi en büyük algı operasyonu olurdu!
Adam yüz felci geçirmiş gibi bakıyor.
Ama bu politikaya devam edilirse, Türkiye felç geçirecek!
"Asıl hedef bu zaten" de denilebilir...