SİZE YAZIKLAR OLSUN!
UTANIN, AR DAMARLARINIZ MI KURUDU?
Sizlerin, Türk milleti adına istiklâl ve istikbâl, ahlâk ve namus diye bir derdiniz yoktur. Olduğunu iddia edenin de ahlâkı ve imanından şüphe ederim.
Saraylı da dâhil olmak üzere bu dört siyâsi patinin Genel Başkanlarının ve seçilmiş Milletvekillerinin tamamının Türk’ün töresi, âile yapısı, namus anlayışı ve İslâm ahlâkıyla hiçbir ilgi ve bağları kalmamıştır.
Kısacası;
Türk milletinin istiklâl ve istikbâli, namusu ve ahlâki değerleri adına en küçük bir endişe taşımamaktadırlar.
AKP’nin 21 yıllık iktidarı döneminde çok sayıdaki kanuni değişikliklere ve yönetmenliklere baktığınızda, kasten ve bilerek Türk toplumunu çökertme gayesiyle her türlü ahlâksızlığın ve inançsızlığın önünün açıldığını, bu konuda CHP- MHP ve İYİ PARTİNİN ise en küçük bir itirazlarının olmadığını görürsünüz.
SÖZÜN KISASI;
Bunların tamamı utanmaz adamlardır,
İğrençlikleri gördükleri halde haya etmezler,
Milletinin geleceği adına endişe duymazlar,
Daha net bir ifadeyle ‘’milletimizin başına musallat olmuş birer belayı musibettirler''
Gençliğimiz avuçlarımızın içlerinden bir bir kayarken, bu denli korkunç boyutlara varmış milli, İslâmi ve ahlâki tahribatlara, hayasızlık ve edpsizliklere karşı bırakın mücâdele etmeyi, bunu akıllarının ucundan dâhi geçirmeyen gerek iktidar ve gerekse muhalefet kanadının Genel Başkan ve Milletvekillerinin insâni, islâmi, îmani ve ahlâki yönlerinin yeterli seviyede olduğuna ve milletin geleceği namına endişe duyduğuna asla ve asla inanmıyorum!
EY SİNEDE YÜK VE AR VESİLEMİZ OLAN SİYÂSİLER ŞUNU İYİ BİLİNİZ Kİ;
Devletler parasızlıkları sebebiyle değil, sadece ve sadece ahlâksızlıkları ve inançsızlıkları sebebiyle yıkılırlar, çünkü devlet tüccar değildir.
Tarih kitapları, ahlâksızlıkları sebebiyle çöken irili ufaklı devlet cesetleriyle doludur. Şurası da bir gerçek ki devletin mâli iflasının temeli de ahlâksızlığa dayanır.
Topunuz âniden ölseniz;
Bu sayede Türk milletinin başından büyük bir belâ kalkmış olur!
Sizlerden kurtuluş, her türlü ahlâksızlık ve musibetlerden de kurtuluştur!
ORHAN KILIÇOĞLU