Bilmelisiniz ki, bugün lider diye peşinden koştuklarınız, sizlere cenaze suyu ısıtılan kara ve isli kazanın üzerine kurulu olduğu sacayaktan başka bir şey değillerdir.
Eşref-i mahluk, yaratılmışların en şereflisi olan insanı Allah'ın en kutsal emaneti olarak görüp, ona saygı duyup mutluluğunu temel gaye edinmeyen, onu merkeze koymayan ve ilâhi bir kaynaktan beslenmeyen bütün ideolojiler, siyasi görüşler, fikirler ve tezler insanlığın felâketine olan sapık akımlardan başka bir şey değildir.
Bir önemli konu da;
Lider diye peşinden gittiklerimizi ne kadar tanıyabildik ki onların siyâsi karar ve uygulamaları hakkında sıhhatli bir tespitte bulunabilme şansımız olsun.
Onları tanımamızda, onları tercih noktamızda ölçülerimiz nedir ve neler olmalıdır?
İmân, ihlâs, sadakat, merhamet, asâlet, dürüstlük, güvenirlik ve Türklükleri noktasında acaba ne durumdalar?
Yarın mahşer günü Allah’ın huzurunda, liderinin salih bir kul, ihlâs ve tevekkül sahibi bir mü’min, adâlet ve merhamet ehli bir zat olduğuna kaçımız şahitlik edebilme cesaretinde bulunabiliriz ki?
Bunların lehinde şahitlik yaptığımız takdirde Allah'a karşı yalan konuşmuş, yâni yalancı şahitlik yapmış olmaz mıyız?
Hangi birimiz, siyasi liderlerimizin amelleriyle hesaba çekilmek isteriz ki?
Allah’ın ölçüleri ışığında bir değerlendirmede bulunacak olsaydık; bugün mevcut siyâsi liderlerin hangisi o koltuklarda oturabilirlerdi?
Kıyamet yaklaşıp her şey yozlaştıkça elbette ki senin liderinde bu yozlaşmadan ve kokuşmuşluktan nasibine düşeni alırken sen de alacaksın.
YÜCE TÜRK MİLLETİ SÖZÜME TEKRAR KULAK VER!
Bugün lider diye peşinden koştukların, senin cenaze suyunu ısıtan isli kazanın üzerine kurulu olduğu sacayaktan başka bir şey değillerdir. Allah milletimizi şerlerinden korusun.
Soruyorum, bunların;
Ne kadarı insan?
Ne kadarı Milliyetçi?
Ne kadarı Müslüman?
Ne kadarı adâlet, merhamet ve insaniyet ehli?