ALLAH, TÜRK'Ü ÖYLESİNE SEVİYOR Kİ, SEN KİMSİN BRE ME'LUN!

Hava- Toprak – Su ve Türk.

Bu dördünü sev…

Bu dördünden um...

Bu dördünden kork...

Bu dördüne karşı sakın nankör olma…

Çünkü bu dördü olmadan yaşama şansın yoktur!

Hava, toprak ve suyun sayesinde biyolojik varlığın devam ederken, asil ve soylu bir millet olan Türk'ün hakim olduğu coğrafyada ise O'nun insaniyeti, adâleti ve merhameti sayesinde insan onuruna yakışan bir hayat sürersin.

Yüce Allah'ın Türk'ü sevip, Kur'an'ın da övmesi karşısında Müslüman görünümlü öylesi münafıklar vardır ki, kıskançlıkları ve hasetleri sebebiyle uyuz olur kaşınırlar, kaşındıkça kanlanır, derileri kanlandıkça daha da kinlenirler!

Allah, Türk'ü sevip överken, İslâm tâciri soysuzlar da dedelerinden kendilerine miras kalan bitmez tükenmez kinle ''Türklük ayağımın altında'' demekte bir mahsur görmezler.

Yüce Allah, Mâide- 54 de övdüğü Türk’ü işte bunun için yaratmıştır;

Allah'ın Doğuda bir ordusu vardır. Onun adını TÜRK koymuştur. Kendisine başkaldıranlardan işte onlar vasıtasıyla intikam alır.

(Hadisi nakleden Kazvini el Kaşgarlı Mahmud /Divanü'liLügat et-Türk / İstanbuli 1333, sayfa 292)

Kaşgarlı Mahmud, Divanü lügati’t-Türk;

''Allah onlara Türk adını verdi ve yeryüzüne hâkim kıldı.

Allah'ın, devlet güneşini Türk burçlarından doğdurmuş olduğunu ve Türklerin ülkesi üzerinde göklerin bütün dairelerini döndürmüş olduğunu gördüm''

Allah Türk'ü sevmeseydi;

30 bin kişilik ordusuyla Sultan Alparslan'ı 200 bin kişilik Bizans Ordusu karşısında galip eyleyerek Anadolu'nun tapusunu kıyamete dek Türklere keser miydi?

Allah Türk'ü sevmeseydi;

Ulubatlı Hasan, vücuduna saplanan onlarca oka aldırış etmeden üzerinde ÜÇ HİLÂL olan şanlı Türk bayrağını İstanbul surlarının burçlarına dikebilir miydi?

Allah Türk'ü sevmeseydi;

Koca Seyit'in ''Destur Ya Allah'' diyerek kaldırıp topun namlusuna sürdüğü 274 KG. lık gülle düşman zırhlısını batırarak yedi düveli perişan edebilir miydik?

Allah Türk'ü sevmeseydi;

Osmanlı'nın son günlerinde Türk'ü yok edilmekten kurtaran Atatürk ve Kuvayı milliyecileri nasip eder miydi hiç?

Allah Türk'ü sevmeseydi;

9 Eylül 1922 de İzmir'den denize döktüklerimizin geride kalan eniklerinin zaman içinde palazlanarak devleti parçalamak üzere olduğu bir anda, Türkeş ve O'nun ülkücü gençliğinin aniden ortaya çıkarak Türk'ün kara tâlihini değiştirmesine ön verir miydi?

Türk'ü sevmeyenler;

Allah'ın sevdiği Türk milletini sevmeyerek Türk düşmanlığı yapanların Allah'ı da sevmediklerini görmekte, hatta Allah'ın vasıflarını siyâsi liderlerine vererek, haşa O'nu Allah'a ortak koştuklarına şahit olmaktayız!

Ey Türk düşmanı soysuzlar!

Allah, nasıl ki İslâm'ın cihan dini yapılmasını Türk'e nasip kılmış ise, inşallah nurunu da yine Türk milletini vasıta kılarak tamamlayacaktır.

Sizler, Allah'ın nurunun Türklerin vasıtasıyla tamamlanmasını dahi kabullenip o fitne dağarcığı gönüllerinize sindiremezsiniz. Siz var ya siz.....!

Her kim ki Türk'e düşmansa, biliniz ki o kişi gerçek bir Müslüman değil, soysuzuzun tekidir!

Hele de, ''Türk milliyetçiliğini ayaklarımın altına aldım'' diyebilecek kadar alçalan sütsüzlere diyecek söz bulmakta zorlanıyorum. Aslında hak ettikleri sözü buldum da burada diyemiyorum!

Allah, Türk'ü sevmeye devam ediyor.

Ümidinizi yitirip, hüsrana kapılmayın.

Türk'e kurtarıcı bir lider göndermesi an meselesi, çünkü ihanet son haddine vardı, hainler kol gezmede, karanlığın en zifiri noktasındayız.

3 Şubat 2024
ORHAN KILIÇOĞLU
YORUM EKLE