ATATÜRK DÜŞMANLIĞI DİYANETİN GÖREVLERİ ARASINDA MI?

GERÇEK AJAN VE PROVOKATÖR KİMLERDİR?

Öncelikle bilinsin ki;

Bu memlekette gerçek ajan ve provokatörler, Ümit Özdağ değil, câmilere siyâseti, Türk düşmanlığını, Sultan Alparslan ve Atatürk muhalifliğini sokarak insanlarımızı câmilerden ve İslâm'dan soğutanlardır. Bütün bunlar bilerek ve kasten yapılarak, yeni yetişen nesillerimiz Deist, Ateist, milliyetsiz ve ruhsuz olmaya zorlanmaktadır.

Bunlar, İslâm adı altında içimizde mevzilenmiş, aslında her biri Kur'an, İslâm ve Peygamber düşmanı şer güçlerdir!

Bunlar Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa'ya, O'nun hadis ve sünnetlerine de sahip çıkmayarak, İslâm düşmanlarıyla perde arkasında aynı gayeye hizmet eden yüksek maaşlı DİN AJANLARIDIR.

GELELİM ASIL KONUMUZA!

1683 VİYANA BOZGUNUNDAN ATATÜRK'E UZANAN 238 YILLIK ÇİLELİ YOL!

2. Viyana Kuşatmasında büyük bir bozgun yaşayan Osmanlı Devleti 1683 de imzaladığı Karlofça Antlaşmasının ardından Avrupa içlerinden ilk defa geri çekilmeye başlar ve böylelikle 1071 Sultan Alparslan’la başlayan ilerleyiş Viyana önlerinde hazin bir şekilde son bulur.

1877- 1878 Osmanlı- Rus Savaşıyla Tuna Vilâyetleri kaybedilir.

1912- 1913 Balkan Savaşları sonucunda Balkanlar elden çıkar.

Balkanlardan Anadolu’ya başlayan göçler sırasında binlerce insanımız yollarda çeteler tarafından acımasız işkencelerle öldürülürken, binlercesi de kar, tipi altında açlıktan ve soğuktan yollarda can verirler.

1914 1. Dünya Savaşı sonunda ise Anadolu'da 200 Bin Km. Karelik dar bir alana hapsedildik.

VE NİHAYET SAHNEYE ATATÜRK ÇIKAR.

Sakarya Meydan Muharebesiyle, 1683 de başlayan geri çekilmeye ve toprak kaybına tam 238 sene sonra dur denilir.

Sakarya Meydan Muharebesi'nin ardından, 26 Ağustos 1922 de Atatürk’ün Koca Tepe’den verdiği Büyük Taarruz emriyle 30 Ağustos’ta kazanılan Başkomutanlık Meydan Muharebesi sonucunda düşman Ordusu çok büyük bir bozguna uğratılır. Türk Orduları sür'atli bir şekilde ilerleyerek 9 Eylül 1922’de İzmir’e girerek düşmanı denize döker.

ŞAYET;

Şayet Atatürk’ün gerçekleştirdiği 30 Ağustos Zaferi olmasaydı, tıpkı bugün 13 Milyon yabancının yurdumuza sokularak azınlığa düşürülmek istenişimiz gibi o zamanda Türkler asimile edilecek, büyük bir kısmı da Anadolu’da kovulacaktı.

ATATÜRK DUALARDA NEDEN YOK!

Alparslan ve Atatürk'ü sevip saymak ve ruhlarına dualar göndermek, ahde vefa sahibi biz Müslümanlara düşen bir görev olup, bu aynı zamanda din, iman, ahlâk, nikâh ve kan meselesidir. Bu durum, büyük İslâm Komutanları Seyit Ömer Muhtar Paşa, Kuzey Afrika Fâtihleri Halid Bin Velid, Tarık Bin Ziyad, Selâhaddini Eyyübi, Kılıçarslan,Kafkas Kartalı Şehy Şamil, Osman Gâzi, Fâtih Sultan, Kanuni, Osman Koca ve Osman Batur için de aynıdır.

Atatürk'ün dehası ve kahramanlığı neticesinde, Ermenistan'ı, Pontus'u, Bizans'ı kurarak, Sultan Alparslan'la Tevhit coğrafyası ''İslâm coğrafyası'' yapılan Anadolu’muzu tekrar Teslis coğrafyasına ''Hristiyan coğrafyasına'' çeviremeyi başaramayanların torunları Atatürk'ün ismini anarlar mı hiç?

Kendi ırz, namus, haysiyet, şeref ve evdeşlerinin iffetlerine değer vermeyen yaratıkların, namusu teminat altında alınmış hür ve bağımsız yaşanılacak bir vatana ihtiyacı yoktur ki bu vatanı bizlere bırakan Sultan Alparslan’ı, Atatürk'ü hayırlarla anarak ruhuna dualar göndersinler.

Burada uzun kaçar diye anlatmıyorum. Alparslan ve Atatürk’ün ismini anmayan kansızlara, Libya’da İtalyan askerlerinin binlerce Müslüman kadına tecâvüzlerini Atatatürk’ün nasıl önlediğini, Seyit Ömer Muhtar Paşa ile hangi gizli bağlantıyı kurup O’na GERİLLA SAVAŞINI öğrettiğini araştırmalarını tavsiye ederim.

GELELİM ÜMİT ÖZDAĞ HOCANIN PEŞİ SIRA HAVLAYANLARA!

Ümit Özdağ’ın câmide ki haklı çıkışından dolayı kendisine ‘’Ajan- Provokatör- Karıştırıcı’’ gibi asılsız sözlerle saldıran gerizekâlı körlere, asıl provokatörün, 1071 de Anadolu’nun fethini başlatan Sultan Alparslan'ın ve 238 sene sonra Viyana bozgunuyla başlayan geri çekilmeye dur diyen Gâzi Mustafa Kemâl’in ismini bilerek ve kasten hutbelerde anmayanların olduğunu hatırlatmak isterim.

BEN DE CUMA NAMAZINDA HUTBE SONRASINDA HOCAYA;

Bütün cemaatin duyacağı yüksek bir sesle ‘’Malâzgirt ve Başkomutanlık Meydan Muharebelerini kazanan Komutanlar Sultan Alparslan ve Atatürk’ün ve bu savaşları kazanan Türk milletinin isimlerini niçin anmadınız? Diye sordum ve hemen arkasından da ‘’Bu hutbeyi sana gönderen Diyanet İşleri Başkanına aldığı maaş, yediği, içtiği haram olsun, kendisini nefretle kınıyorum, yazıklar olsun’’ dedim.

Heyecandan ve mahcubiyetinden yüzü kızarıp titreyen Hoca, sitemlerime karşılık olarak;

Atatürk’te bizim niçin anmayalım ki, RUHU ŞÂD OLSUN’’ deyince, bu sefer kendisine ‘’BAK ŞİMDİ OLDU HOCAM’’ dedim.

Câmi çıkışında cemaatin büyük bir bölümü, bu çıkışımdan dolayı gelip bana teşekkür ederek, Allah razı olsun dediler.

Şimdi ben de mi ajan provokatörüm?

Bana ajan diyen serserinin alnını karışlarım.

Bizim âilemiz, ömrünü İslâm'a adamış ve çevresine İslâmı anlatan, üç evlâdı İmam- Hatip Lisesinde okumuş örnek bir âiledir.

NE VAR Kİ;

‘’Keşke Yunan gâlip gelseydi’’ diyen Kadir Mısırlıoğlu’nu rehber edinip ziyaretine gidenlerden vatan, namus, din, devlet hassasiyeti ve de Sultan Alparslan- Gâzi Mustafa Kemâl Atatürk gibi büyük Türk Kumandanlarına karşı saygı ve dua beklemek beyhudedir.

Dua beklemek beyhudedir, lâkin bulundukları görevleri icabı ve Türk milletinin arzuları doğrultusunda dua etmek zorundadırlar. Şayet etmiyorlarsa bir kağıt mendille kulaklarından tutularak diyanetin dışına atılmalılar!

27 Ağustos 2022

ORHAN KILIÇOĞLU

YORUM EKLE