Atatürk’e 'soysuz' diyen kuduz ve uyuz köpekler bilsinler ki, Türk milletinin iki Mustafa’sı vardır.
Türk milletinin iki Mustafa'sından ilki, iki cihan güneşi Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’dır.
Türk milletinin diğer ikinci Mustafa’sı ise Gâzi Mustafa Kemâl Atatürk’tür.
Birinci Mustafa’mız, şeytanın istilâsından gönüllerimizi kurtarırken,
İkinci Mustafa’mız ise, müstevlilerin istilâsından vatanımızı kurtarmıştır.
Çatlasanız da, bir yerlerinizi yırtsanız da, kininizden sıtma nöbetine tutulup yataklara düşseniz de;
Anadolu'nun tapusu Allah tarafından Türklere birinci kez 1071 Malâzgirt Savaşında kesilmiş olup, ikinci kez ise, ikinci Mustafa’mız olan Atatürk’ün önderliğinde kazandığımız İstiklâl Harbi sonucunda 9 Eylül 1922 de kesilmiştir. Allah'ın Türklere kestiği bu son tapu kıyamete kadar bâkidir.
İçeride ve dışarıdaki Türk düşmanları, ne kadar havlasalar da, yırtınsalar da, kuduz itler gibi saldırıp salyalarını dökseler de Allah’ın Türk milletine kestiği bu tapuyu hiç kimse bozamayacaktır!.
Müslüman kılığına girmiş boyunlarında gizli HAÇ asılı olan müstevli veletleri, bu iki Mustafa’mızdan hiç mi hiç hoşlanmadıkları gibi fırsatını bulduklarında ise Atatürk’e ‘’SOYSUZ’’ diyebilecek kadar alçalarak kuduz köpekler gibi salya dökerler.
Neyzen Tevfik bunlara hak ettikleri şekilde cevap vermişti.
Lâkin bugün çok daha ağırını söyleyecek ikinci bir Neyzen Teyfik’e ihtiyacımız var!
İşgâldeki hali sakın unutma
Atatürk’e dil uzatman gereksiz
Sen anandan yine doğardın amma
Baban kim olurdu bilemezdin…
Vatanını seven,
Müslüman olduğunu iddia eden,
Karısının, kızının ırzı ve namusunu kıskanan hiçbir Allah’ın kulu Atatürk’e ''SOYSUZ'' demez. Şayet diyebiliyorsa, biliniz ki o kişi ne Müslüman, ne de namusunu kıskanandır. Böyleleri için söylenecek tek kelime 'DEYYUS HERİF'' tir.
Sizlerin Atatürk'ü sevmemeniz normaldir, çünkü;
Dedelerinizin, Pontus, Ermenistan, Bizans, Yeni Roma hayallerini, rüya ve arzularını berhava etti.
İŞTE ATATÜRK’ÜN SOYU
YA SİZİN SOYUNUZ?
Atatürk'ün soyu hakkında Osmanlı Devlet arşivlerinde bulunan kayıtlara ulaşmak engellenmektedir. Sebebi, Atatürk'ün hakkındaki gerçekler öğrenilmesin ve Atatürk yalan yanlış bilgilerle gözden düşürülsün diye herhalde.
Ey dedesinin ismini bilmediği halde Atatürk’e dil uzatıp salya döken İstiklâl Savaşının kılıç artıklarından olan şeceresi bozuk utanmaz nankörler!
Osmanlı arşivlerinde, Atatürk’ün dedesinin dedesine kadar uzanan ve sağlam belgelere dayanan bir şeceresi varken, bu gerçekleri inkâr ederek Atatürk’ü soysuzlukla itham etmenizin sebebini söyler misiniz?
Emekli İmam Mehmet Ali Öz’ün, Osmanlı Arşivinde bulunan tarihi belgeleri esas alarak yazmış olduğu “GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN SOY KÜTÜĞÜ’’ kitâbı, sizler gibi Atatürk düşmanı soysuzların ağızlarına çaput, beyinlerine ise balyoz gibi inecek bilgilerle doludur.
ATATÜRK’ÜN ANNE TARAFI;
Selânik’e ait nüfus defterlerindeki kayıtlara göre Zübeyde Hanım’ın babası, Selânik’in eski ve köklü ailelerinden “Nakipzâdeler” den olan İslâm âlimi Feyzullah Efendidir. Zübeyde Hanım, Bektâşi Tarikatına mensup bir muhterem Müridedir (Kadın mürit)
Zübeyde Hanımın vasiyetini okuyanlar, bu konuda birçok bilinmeyen, bilinse de üstü örtülen gerçekleri görerek hayran kalacaklardır.
ATATÜRK’ÜN BABA TARAFI;
Osmanlı arşivlerine ve Selânik’e ait nüfus defterlerindeki kayıtlara göre Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi ise, Selânik Mevlevihânesi’nin Şeyhlerinden Ahmed Efendi’nin torunudur.
İnternetteki Atatürk’le ilgili soy şecereleri tamamen yalan, yanlış ve maksatlıdır.
Atatürk’ün, dedesinin dedesinin babası olan POSTNİŞİN ŞEYH HASAN MOLLA, 1590 yılında Balkanlarda ki en büyük Mevlevihane olan SELÂNİK MEVLEVİHANESİNDE POSTNİŞİN olarak görevlendirilmiştir. (Postnişin, Mevlevihaneyi yöneten mânevi büyük zat demektir)
Türk milliyetçisi geçinip Türk olmayanlar!
Atatürkçü geçinen Nazım Hikmet hayranları!
Hadi sahip çıkın Atatürk’e ve haddini bildirin soysuz köpeklere!
Ama ne gezer sizde o samimiyet!
Nerede o milli his, nerede o dürüstlük!
Sahtekârlar, bukalemun tipli yaratıklar!
Sizi gidi düzenbaz eyyamcı dalkavuklar sizi!
Not;
Fesbuk yazılarımın okunmasını bir hayli kısıtladığı için ben de yazılarımı giriş sayfasında ''HİKÂYE'' bölümünden paylaşıyorum.
Atatürk’e 'soysuz' diyen kuduz ve uyuz köpekler bilsinler ki, Türk milletinin iki Mustafa’sı vardır.
Türk milletinin iki Mustafa'sından ilki, iki cihan güneşi Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’dır.
Türk milletinin diğer ikinci Mustafa’sı ise Gâzi Mustafa Kemâl Atatürk’tür.
Birinci Mustafa’mız, şeytanın istilâsından gönüllerimizi kurtarırken,
İkinci Mustafa’mız ise, müstevlilerin istilâsından vatanımızı kurtarmıştır.
Çatlasanız da, bir yerlerinizi yırtsanız da, kininizden sıtma nöbetine tutulup yataklara düşseniz de;
Anadolu'nun tapusu Allah tarafından Türklere birinci kez 1071 Malâzgirt Savaşında kesilmiş olup, ikinci kez ise, ikinci Mustafa’mız olan Atatürk’ün önderliğinde kazandığımız İstiklâl Harbi sonucunda 9 Eylül 1922 de kesilmiştir. Allah'ın Türklere kestiği bu son tapu kıyamete kadar bâkidir.
İçeride ve dışarıdaki Türk düşmanları, ne kadar havlasalar da, yırtınsalar da, kuduz itler gibi saldırıp salyalarını dökseler de Allah’ın Türk milletine kestiği bu tapuyu hiç kimse bozamayacaktır!.
Müslüman kılığına girmiş boyunlarında gizli HAÇ asılı olan müstevli veletleri, bu iki Mustafa’mızdan hiç mi hiç hoşlanmadıkları gibi fırsatını bulduklarında ise Atatürk’e ‘’SOYSUZ’’ diyebilecek kadar alçalarak kuduz köpekler gibi salya dökerler.
Neyzen Tevfik bunlara hak ettikleri şekilde cevap vermişti.
Lâkin bugün çok daha ağırını söyleyecek ikinci bir Neyzen Teyfik’e ihtiyacımız var!
İşgâldeki hali sakın unutma
Atatürk’e dil uzatman gereksiz
Sen anandan yine doğardın amma
Baban kim olurdu bilemezdin…
Vatanını seven,
Müslüman olduğunu iddia eden,
Karısının, kızının ırzı ve namusunu kıskanan hiçbir Allah’ın kulu Atatürk’e ''SOYSUZ'' demez. Şayet diyebiliyorsa, biliniz ki o kişi ne Müslüman, ne de namusunu kıskanandır. Böyleleri için söylenecek tek kelime 'DEYYUS HERİF'' tir.
Sizlerin Atatürk'ü sevmemeniz normaldir, çünkü;
Dedelerinizin, Pontus, Ermenistan, Bizans, Yeni Roma hayallerini, rüya ve arzularını berhava etti.
İŞTE ATATÜRK’ÜN SOYU
YA SİZİN SOYUNUZ?
Atatürk'ün soyu hakkında Osmanlı Devlet arşivlerinde bulunan kayıtlara ulaşmak engellenmektedir. Sebebi, Atatürk'ün hakkındaki gerçekler öğrenilmesin ve Atatürk yalan yanlış bilgilerle gözden düşürülsün diye herhalde.
Ey dedesinin ismini bilmediği halde Atatürk’e dil uzatıp salya döken İstiklâl Savaşının kılıç artıklarından olan şeceresi bozuk utanmaz nankörler!
Osmanlı arşivlerinde, Atatürk’ün dedesinin dedesine kadar uzanan ve sağlam belgelere dayanan bir şeceresi varken, bu gerçekleri inkâr ederek Atatürk’ü soysuzlukla itham etmenizin sebebini söyler misiniz?
Emekli İmam Mehmet Ali Öz’ün, Osmanlı Arşivinde bulunan tarihi belgeleri esas alarak yazmış olduğu “GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN SOY KÜTÜĞÜ’’ kitâbı, sizler gibi Atatürk düşmanı soysuzların ağızlarına çaput, beyinlerine ise balyoz gibi inecek bilgilerle doludur.
ATATÜRK’ÜN ANNE TARAFI;
Selânik’e ait nüfus defterlerindeki kayıtlara göre Zübeyde Hanım’ın babası, Selânik’in eski ve köklü ailelerinden “Nakipzâdeler” den olan İslâm âlimi Feyzullah Efendidir. Zübeyde Hanım, Bektâşi Tarikatına mensup bir muhterem Müridedir (Kadın mürit)
Zübeyde Hanımın vasiyetini okuyanlar, bu konuda birçok bilinmeyen, bilinse de üstü örtülen gerçekleri görerek hayran kalacaklardır.
ATATÜRK’ÜN BABA TARAFI;
Osmanlı arşivlerine ve Selânik’e ait nüfus defterlerindeki kayıtlara göre Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi ise, Selânik Mevlevihânesi’nin Şeyhlerinden Ahmed Efendi’nin torunudur.
İnternetteki Atatürk’le ilgili soy şecereleri tamamen yalan, yanlış ve maksatlıdır.
Atatürk’ün, dedesinin dedesinin babası olan POSTNİŞİN ŞEYH HASAN MOLLA, 1590 yılında Balkanlarda ki en büyük Mevlevihane olan SELÂNİK MEVLEVİHANESİNDE POSTNİŞİN olarak görevlendirilmiştir. (Postnişin, Mevlevihaneyi yöneten mânevi büyük zat demektir)
Türk milliyetçisi geçinip Türk olmayanlar!
Atatürkçü geçinen Nazım Hikmet hayranları!
Hadi sahip çıkın Atatürk’e ve haddini bildirin soysuz köpeklere!
Ama ne gezer sizde o samimiyet!
Nerede o milli his, nerede o dürüstlük!
Sahtekârlar, bukalemun tipli yaratıklar!
Sizi gidi düzenbaz eyyamcı dalkavuklar sizi!
Not;
Fesbuk yazılarımın okunmasını bir hayli kısıtladığı için ben de yazılarımı giriş sayfasında ''HİKÂYE'' bölümünden paylaşıyorum.