Ayinesi iştir Türkçülüğün Devlet Bey!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Andımız, Atatürk'e saldırılar, Türkçülük tartışması ve küresel emperyalizmin oyunları konularında tamamına katıldığım bir konuşma yaptı ve "Türk milletini tartışmak, Türk ve Türkçülük üzerinden kara kampanyalar düzenlemek; düşmana koz vermek, emperyalizme selâm yollamaktır." dedi!

Bahçeli, "Andımızı okumak, okunmasını istemek, haşa ve kata ezanın Türkçe okunmasına çanak tutmak hiç değildir. Biz Türklüğümüzle övünürüz, çünkü Türk oğlu Türk'üz. Türk'üz, Türkçüyüz, Türk milleti için sadece yaşamayı değil, gerekiyorsa koşa koşa ölmesini de biliriz. Türkçülük ırkçılık değildir. Andımızı okumak, okunmasını istemek, haşa ve kata ezanın Türkçe okunmasına çanak tutmak hiç değildir. Türkçülüğü ırkçılıkla bir ve aynı gören kim varsa tarihî ve devasa bir hatanın tam ortasındadır. Türklüğümüzle de Türkçülüğümüzle de uğraştırmayız, kara çaldırmayız, 'Türk'üm, doğruyum, çalışkanım' demekten de yorulmayız." gibi mesajlar verdi.

***

Tabii konuşmayı dinlerken, aklımdan geçen soruları da paylaşmam gerekiyor...

16 yıldır, Türklük kavramı üzerinde tartışma yapan, neredeyse çocukluğundan beri Türkçülüğü ırkçılık olarak gören, Türkçe ezan konusunu da gündeme sürerek Andımız konusunda kafa karıştıran kişi şu anda Devlet Bahçeli sayesinde yönetim sistemini değiştirmiş ve Cumhurbaşkanlığı yapmaktadır.

Burada tipik bir söylem ve eylem tutarsızlığı vardır. Evet Bahçeli'nin son konuşmasının altına bütün Türk Milliyetçileri imza atabilir ama ne demiş Ziya Paşa?

"Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz!"

O halde, "Türkçü" bir partinin genel başkanı, Türkçülük dahil her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına aldığını söyleyen, Irak, Libya ve Suriye'de ABD politikaları uygulayan ve Türkiye'nin nüfus yapısını değiştiren Tayyip Erdoğan'a 2002'den beri neden her sıkıştığında destek verdiğini de açıklamak durumundadır.

Ayinesi iştir Türkçülüğün Devlet Bey! Sözünüzün gereğini de yapın o halde...

"Devletin bekâsı" mazeret değildir. Zira, içeride millî kimliği yıpratmaya dayalı politikasıyla dışarıda ise Büyük Orta Doğu Projesi'nin eş başkanlığını üstlenmesiyle, devletin bekâsını tehlikeye atan doğrudan AKP iktidarıdır. Ve Bahçeli desteği olmasa AKP şimdiye kadar çoktan çözülmüş ve dağılmıştı.

***

AKP açısından ortada bir tutarsızlık yoktur. Zira, AKP programının ana felsefesi gizli bir belge ile ABD'den gönderilmiştir. Bu felsefe de şimdi "her şehrin anayasası olacak" dedikleri gibi şehir devletlerine dönüştür! Bunu hayata geçirebilmeleri için millî kimliği çözmeleri gerekir!

Türkçüler ise bu oyunu en başından itibaren görmüş ve her ortamda dile getirmiştir. Fakat Türkçü partinin, ABD'nin gönderdiği programı uygulayan partiyi desteklemesi karşısında darmadağın olmuşlardır.

AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş, şimdiki partisi için "Bu siyasi hareket Türkiye'nin iki asırlık büyük ve fikrî mücadelesinin bugüne yansımasıdır." diyor. İki asırlık fikrî mücadele nedir? Türkiye'yi ileri götürmek isteyenlerle, olduğu yerde tutmak isteyenlerin mücadelesidir. AKP'nin ideologları, "millî ve yerli" veya "öze dönüş" derken bunu kastediyor. Aslında Türk'lüğe dayalı millî devleti kabul etmiyorlar!

***

Tayyip Erdoğan, "Andımız"ı okuyan yetişkinler için "psikiyatrinin konusu" diyor ya aslında "kimlik bunalımı" da bu bilimin alanına girmeye başlamıştır. Hatta "sosyal psikoloji" geliştirildiği gibi "sosyal psikiyatri"nin temelleri de atılabilir. AKP iktidarının açılım süreci, "politik psikoloji"yi geliştiren Vamık Volkan'ın bilimsel ayrıştırma formüllerine dayanıyordu. Toplumun en küçük ortak katlarını belirleyip onları geliştirmek varken, toplumun en büyük ortak bölenlerini öne çıkarıyorlardı. Milleti bu politikalarla hasta ettiler!

Türkçüler, bu sorunları, "birlik"te çözmek zorundadır!

YORUM EKLE