Türk ülkeleriyle veya bölgeleriyle ilgilenmek bizim için Türkiye ile
ilgilenmek gibidir. Bu sebeple, bazen biz Türk ülkelerine gideriz, bazen
de Türk yurtlarından gelenlerle Türkiye’de birlikte oluruz.
Makedonya’dan gelen Türk öğretmenlerin, bizim için Zeytinburnu Yeşiltepe
İlkokulu öğretmenlerinden farkı yoktur. Kerkük Ticaret Odası mensubu
işadamlarının, Gaziantep, Şanlıurfa, Konya, Trabzon veya Denizli Ticaret
Odası mensubu işadamlarından hiçbir farkı olmadığı gibi...
Son zamanlarda, özellikle ABD’nin Irak’ı işgaliyle başlayan süreçte,
Kerkük-Musul Türkleri ile Azerbaycan ve İran Türkleri gündemin ön
sırasına oturdu.
ABD, İran’a yönelik operasyonunda Barzani-Talabani vasıtasıyla İran
Kürtleri’ni, Türkiye ve Azerbaycan vasıtasıyla da İran Türkleri’ni
kullanmak istiyor.
Azerbaycan’ın ele geçirilmesi için çalışmalar çok önceden başlatılmış
durumda... Bir zamanlar Denktaş’a kan kusturan ABD Başkanı’nın Kıbrıs
Özel Temsilcisi Nelson Ledsky, uzun süreden beri Bakü’de faaliyet
gösteriyor. Ledsky, hükümet dışı kuruluşları yönlendirerek Azerbaycan’da
mevzi üzerine mevzi kazanıyor, ne kadar gayrımillî kurum ve kuruluş
varsa finanse ediyor, öyle ki aynı cinsiyetten kişilerin evlenebilmesini
amaçlayan bir derneğe bile para veriyor! Azerbaycan, yakında bir seçime
gidecek. Seçime katılacak cumhurbaşkanı adayları, Türkiye’ye geliyor ve
görüşlerini anlatıyor. İsa Kamber’in Ankara’daki faaliyetlerini,
arkadaşımız Hasan Demir yazmıştı. Ben de ünlü şair ve yazar Sabir
Rüstemhanlı ve eşi Tenzile Rüstamhanlı şerefine verilen bir yemekte
bulundum, her ikisi ile sohbet etme imkanım oldu. Sabir Rüstemhanlı’ya,
Azerbaycan’da iç siyasetin neden bu kadar aleni bir şekilde dış
dengelere dayandığını sordum. Bu soru şunun için beynimi kurcalıyor;
ABD, seçimlerden sonra, Azerbaycan’da üs kurmaya hazırlanıyor. 15 bin
Amerikan askerinin de Azerbaycan’a yerleştirileceğini açıkladılar. Bunu
gerçekleştirmek için mevcut cumhurbaşkanı adayları ile şimdiden anlaşmış
görünüyorlar...
Rüstemhanlı, “Evet, ya ABD ya Rusya ya da İran yanlısı gibi davrananlar
var. Bunlar yanlış fikirlerdir. Cumhurbaşkanını millet seçecektir.
Azerbaycan bir Türk ülkesidir; Türk ülkesine bir Türk cumhurbaşkanı
yakışır, onun için aday oldum” dedi ve ekledi:
- Seçim, millet sınavıdır. Milletin servetine el koyanlar, doğru dürüst
bir seçim de yaptırmayabilir. Milletin seçimine kalırsa bizim bir
problemimiz yok. Amerika’nın, Rusya’nın seçimine kalırsa; paranın
seçimine kalırsa işimiz zor...
Azerbaycan ile Türkiye ilişkileri de iyiye değil kötüye gidiyor.
Türkiye’den gelen işadamları, Türklük düşmanlarına yardımcı oluyor.
Türksüz bir Azerbaycan, Türksüz bir Türkiye görmek için çalışan
insanlar, kurum ve kuruluşlar var. Resmi toplantılarda veya büyük
organizasyonlarda herkes Türkçülükten bahsediyor, kendi alanlarına
döndüklerinde ise Türk düşmanlığı yapıyorlar. Azerbaycan’ın bütçesi 1
milyar 300 milyon dolar ama 20 milyar dolara hükmeden adamlar var.
Bunlar istese Karabağ’ı da satın alır, Ermenistan ile savaş halini de
sona erdirirdi. Karabağ’da 40 bin Ermeni’ye karşılık, 1 milyon kaçkın
Türk var. Sovyetler’e kadar Kafkaslar’da hiçbir zaman Ermeni devleti
olmamıştı. Sözde barışı sağlayacak Minsk grubu, bir turist teşkilatı
gibi. Diğer taraftan Türkiye, Ermenistan’a yol açılması için baskı
altında tutuluyor. Türkiye basını da bu konuyla, meselenin özünden daha
fazla ilgileniyor. Seçki öncesi medyadaki bu durgunluğun sona ermesini
istiyoruz...”
Rüstemhanlı, “Azerbaycan, Türklüğün merkezi olacak” diyecek kadar “Güney
Azerbaycan” konusunda iddialı... “Orada 30 milyon Türk yaşıyor. Onlara
dönük bir televizyon yayını bugüne kadar niçin düşünülmedi? Türkiye
basını Güney Azerbaycan konusunda çok zayıf kaldı” diyor ve “30 milyon
İran Türkü, benim şiir kasetlerimi dinlemiştir. Toplam olarak 40 milyon
nüfusu olan bu yapıya ben bir bütün olarak bakıyorum. Yakın 10 yılda, bu
bölgede bu millet kudret sehibi olacaktır” diye ufkunu açıklıyor...
Konuya devam edeceğiz...