CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "AKP'ye oy veren kardeşlerime seslenmek isterim; bunların 3 yıllık planına göre Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak her gün 79 milyon dolar faiz ödeyeceğiz. Kime? Bir avuç tefeciye... Türkiye'yi yönetemiyorlar. Zaten çoklu organ yetmezliğiyle karşı karşıya kalan bir siyasal iktidarın Türkiye'yi yönetme şansı yoktur. Tefeci tarafından teslim alınan bir tepe yönetici Türkiye'ye hizmet edemez. Teslim alınmışlardır!" dedi.
Türkiye'nin tefeciye teslim edilmiş olması bir tarafa, siyasi iktidarın, Venezuela/Kolombiya kaynaklı uyuşturucu ticaretine yakınlarının adı karışan isimler üzerinden, ABD tarafından siyasi şantaja maruz bırakıldığı yönünde değerlendirmeler yapılıyor! Deniliyor ki "Her an daha somut verilerle daha büyük uluslararası suç dosyalarını açabilirler!"
***
AKP, o dönem için büyük bir ekonomik kriz ve büyük yıkım getiren büyük deprem sonrası oluşan tablo sonucunda, umutlar üzerinde sörf yaparak iktidara geldi ama asıl çıkış noktası, yani Türkiye'yi götürmek istediği yer ve bunu sağlayabilmek için aldığı dış destekler açısından hemen hemen hiç sorgulanmadı.
Sadece siyasette değil, hayatın bütün alanlarında olan biteni sorgulamak esastır. Albert Einstein, "Evrende en büyük ziyan, sorgulama yeteneğini yitirmiş bir beyindir." demiş. Sadece bir organınızla yapabileceğiniz sorgulama işini yapmazsanız elbette vücutta çoklu organ yetmezliği de oluşur.
Eğitimli insanlar, sorunlara akıl mantık çerçevesinde çözümler üretmek yerine siyasi otoritenin veya ekonomiyi yöneten güçlerin "bilimin gereği" dediği deli saçması formülleri savunuyor?
İşte sorgulama yeteneği üzerinde bunun için duruyorum?
***
Dünya ekonomisini yönetenlerin kararıyla ve mutasyon geçirmiş veya güçlendirilmiş bir virüs bahane edilerek ilan edilen bir sahte pandemi var? Kuş gribi, domuz gribi diye denediler, tutmadı; Çin'deki sahte ölümlerle insanlığı korkutarak pandemi ilan ettiler. Bugün kullanılan testlerin büyük ölçüde yanlış sonuç verdiğini, ABD dahil herkes kabul etti! Bunlar bir tarafa, salgın yönetme konusunda eğitim almış epidemiyologlar, "tarihte hiçbir pandemi aşılamayla ortadan kalkmamıştır, pandemi sırasında aşılama yapılmaz" diyor, kimsenin umurunda değil! Bunun yerine, içerdiği grafen gibi iletken maddeler yüzünden, aşı denilen sıvılara güvenmeyen insanların hayatını cehenneme çevirmek için zebanilik görevi üstlenenler var! Yanlış testle yanlış teşhisle, yanlış tedaviyle, herkese aynı tertip aşırı antibiyotik yüklemesiyle insanlar göz göre göre öldürülüyor, buna seyirci kalıyorlar!
***
Dünya Sağlık Örgütü bile artık aşı olanların Delta virüsünü bulaştırdığını kabul ediyor! Bu durumda, aşı olmayanlara testin ne kıymeti var? Hastalığı geçirenlerin, ömür boyu bağışıklık kazanmış olabileceği üzerinde de kimse durmuyor! Avrupa Birliği, aşı kaynaklı 20 binden fazla ölüm kaydetmiş durumda! Kalp krizi salgını olur mu? Bütün dünyada genç insanlar ani kalp kriziyle ölmeye başladı. Buna rağmen, aşı histerisine tutulmuş insanlar, "Benim hayatımı tehlikeye atamazsın" gibi ölüm korkusuna dayalı duygularla hareket ederek Maltepe'de yapılacak eyleme nasıl izin verildiğini sorguluyor? Oysa orada toplanan insanlar, aşı zorbalığı karşısında kendi istikballerini, meslek hayatlarını, kazançlarını tehlikeye atarak, bütün insanlığı robotlaşmaktan korumaya çalışıyor.
Vücudunuza zerk edilen sıvılarda, uzaktan kumanda edilebilen, bakırdan 200 kat iletken maddeler bulunduğunu bilimsel analizlerle söylüyorlar ve bütün insanlara "durun, bu işte sağlığınız için, insanlık için büyük bir tehdit var?" demeye çalışıyorlar! Brezilya'da milyonlarca insan dün sokaklarda, bu durumu protesto etti. Biraz anlamaya çalışın, bu insanlar sizin de sağlığınızı düşünüyor!