Doktorun feryadı: İnsanları yanlış tanı ve tedavi öldürüyor!

Bütün dünyada bazı medya grupları, sözleşmiş gibi insanlara korku yaymaya devam ediyor. Kimileri de aşı denilen sıvıların nasıl her derde deva olduğunu belirtmek için erkekte sperm sayısını artırdığına dair Miami'deki araştırma sonucunu yayınlıyor.

Yarın aşı denilen sıvıların baş ağrısına da iyi geldiğini söylerlerse şaşırmayacağım!

Op. Dr. Mehmet Okan Özdemir, "Sperm sayısını azaltıyor denmiyor ki, üreme sistemini etkiliyor deniliyor. İspatı da bu çalışma zaten... Üreme sistemine etkisinin olduğunu gösteren bir çalışma. Ayrıca erkek kendi başına üremiyor, asıl konu kadındı." diyor...

Gerçekten de bugün korona aşısı ürettiğini iddia eden şirketlerin Afrika'da uyguladığı çocuk felci aşılamalarında çok sayıda ölüm gerçekleşmiş ve bu aşılarla doğurganlık çağındaki kadınların kısırlaştırıldığı ortaya çıkmıştı.

***

Bir de işin tedavi boyutu var! Uzman Dr. Orhan Kara, uygulanan tedavi yönteminin temelinden yanlış olduğunu belirtmiş ve Malatya'da tedavi ettiği hastalardan hiçbirinin ölmediğini haykırmıştı.

Sesini duyan yetkili çıkmadı ama hastalarına yoğurt yemelerini tavsiye ettiği için hakkında soruşturma açıldı. O da emekliye ayrıldı.

***

Bir hastanede halen pandemi bölümü sorumlusu olarak çalışan başka bir uzman doktordan mektup aldım.

Uzman doktor bakın neler yazıyor:

"İnsanları virüs değil, yanlış tanı ve tedavi öldürüyor. Şu ilk gün 8+8 verilen henüz ruhsatı olmayan Favipiravir etken maddeli ilacın hayvan çalışmalarında akciğer toksisitesi var! İthal gelen ve 'iyileştirmeyi hızlandırıyor' diye sunulan Avigan isimli formun sözde prospektüsünde pnömoni (zatürre) yazıyordu zaten. Nefes darlığı ile ölen hastalar, hep bu ilacı alan insanlar... Çoğu hiçbir şeyi yokken test yaptıran ya da temaslı diye ilaç verilenler... Çok tipik... Genelde dördüncü ya da beşinci gün nefes darlığı-hipoksi ile geldi insanlar. Böyle gelen zavallı insanlara bu ilacı 10 güne kadar vermeye devam ettiler. Tabii 10 gün daha yaşarsa... Bu hastalar, erken kortizonla toparlıyor 5-6 günde.

***

İlaç almayan kimseye bir şey olmadı. Bu ilaç sadece pnömoni yapmıyor; ARDS denen bir tabloya yani akciğer hasarına da neden oluyor diğer bir sürü ilaçla birlikte… Bunun da tedavisi oksijen ve erken entübasyon yani solunum cihazına bağlamak… Tabii kılavuzda hep bunların tersi önerildi. Ayrıca pıhtı atmasına ve ritim bozukluklarına da neden oluyor. Bunlar birden kötüleşip ölen kişiler. Bunları bütün tıp camiası, özellikle profesörler biliyor ama itiraf edemezler. Sahada tarikat üyesi gibi davranan ve kılavuzda ne yazıyorsa uygulayan meslektaşlarım hiçbir şeyin farkında değil...

Bu uyduruk test sayesinde idrar yolu enfeksiyonu olan bile yoğun bakımlarda yattı. Şimdi de iğne sonrası pıhtı atanlar, zatürre olanlar yine covit hanesine yazıyor.

***

Bu arada hastaneye başvuran, testi pozitif çıkıp ilaç verilen ve verilmeyenlerin listesini çıkarıp istatistik yapmak istiyorum ama çok zor. Kimine ilaçlar hastanede verilmiş kimi eve gitmiş sonucu pozitif çıkınca filyasyon ekibi götürüp vermiş. Ve bu çalışma için izin istesem vermezler, izin istemesem ayrı bir dert! 'İlaç verilene ne oldu, verilmeyene ne oldu?' görmek ve göstermek için... Bu rakamlar bakanlıkta var…

Şu manyetik alan konusunu, aşı olan hemşireler ve eşlerinde denedim. Bütün aşılarda mıknatıs özelliği var!

Bu aşı konusu bildikleri gibi değil. Bu konu millî güvenlik konusudur."

YORUM EKLE