TÜRKLÜĞÜNE, DEVLETİNE VE ORDUNA SAHİP ÇIK...
Devlet, HZ. Nuh`un gemisi gibidir!
Türk milleti, Allah'ın insanlığa en büyük bağışı olup,
Türk ordusu ise namusun teminatıdır,
Bu üçüne ancak namussuzlar, ırzına değer vermeyen soysuzlar saldırabilirler!
GENÇ ADAM!
Devlet çeşmesinden hakkın olmayan ruhsatsız bir yudum dahi su içme. Devlet çeşmesinden ruhsatsız su içenler, vallahi ecel yatağında, ölümün o sonsuz hararetinde bir damla dahi su içemeyerek, suuu, suuu diye kıvrana kıvrana can verirler!!!
GENÇ ADAM!
Allah`a teslimiyet içinde yaşayanlar hiç bir şeyden korkmazlar!
Din, vatan ve namus uğruna verilmesi gereken mücadele esnasında korku iman zafiyetindendir.
Korku, düştüğü gönüllerden kendi hacmi kadar imanın eksilmesine sebep olur
Gerektiğinde kalemi eline,
Bazen sözü diline alacaksın.
En son ise, lüveri beline koyacaksın!
GENÇ ADAM!
Sırtını vereceğin insanların soylu ve asil insanlardan olmaları gerektiğini sakın unutma!
ASALET;
Kendi şahsi geleceğini vatanın geleceği noktasında yok sayarak; maddi ve manevi bütün imkanların vatanın yüksek menfaatlerine amade kılınabilmesi hadisesidir!
Bu şuura erebilmek için se; 1947 kışının soğuk bir gecesi PARİS`te SEN NEHRİ Kenarında donarak ölen KIRIMLI TÜRK GENCİNİN cebinden çıkan PARİS AKŞAMLARI ŞİİRİ`nin sık sık okunulması gerekir. ( Paris akşamları diye yazıp internete girdiğinizde şiir karşınıza çıkar, mutlaka okunmalı )
GENÇ ADAM!
Bağrında ‘’VATAN YARASI’’ diye bir yaran olsun, göz göz - pare pare - lif lif bir mübaraek yara. Bu yaran her dem kanasın, ıstırap çek, inle, dövün, bir ömür hiç kapanmasın ve sakın bağrındaki VATAN YARANA merhem sürüp savdırma, çünkü seni değerli kılan bu vatan yarandır.
Dünya ve içindekilere meyledip rahata kavuşabilme uğruna, bağrında zonklayan bu "VATAN YARASINI" savdırmaya çalıştığın an bil ki artık sen de; mutfakla tuvalet arasına döşenmiş onluk pimapen borusun ve hiç bir şeysin. Sen, bağrında sana acı çektiren bu vatan yarasıyla güzelsin!
GENÇADAM!
Sen vatan için çırpındıkça, Türk milletinin namusu, dini ve bekası uğruna yılmadan, yıkılmadan, büyük bir aşk, şevk, sevda, heyecan ve sarsılmaz bir iman içinde Allah'ın rızasını gözeterek mücâdeleni sürdürdüğün müddetçe;
HZ. Musa gibi Firavunlar çıkacaktır yoluna,
HZ. İbrahim gibi seni ateşe atmak için Nemrutlar takılacaktır peşine
GENÇ ADAM!
Yeter ki sen imanlı ve ihlâslı ol, Firavun`u boğan, Nemrut`u helâk eden Rab`bin`le ol !
GENÇ ADAM!
Sana bu seslenişimde senden istediğim dava adamlığı, zor ve çetindir. Beyinde bir cam kırığı gibi bir ömür inletir, kanatır, kakılır beyin zarına kasabın bıçağı gibi, acı verir lâkin seni pişirir ve kâmil insan kılar...
GENÇ ADAM!
Bu dava; bir dertler yumağı ve ömür törpüsüdür. Gönül ve Hâl ehli olup, Türklük ve İslam ateşiyle yanıp Kavrulan, Hakk`a sevdalı rütbe beklemeyen, dünyaya meyledip ikbal kovalamayan , EVLİYALAR COĞRAFYASI ANADOLU`NUN her taşına sevdalı, her karış toprağına vurgunların dilinde türkü, gönlünde muhabbet, yüzünde tebessüm, ciğerinin derinliklerinde tarifi imkansız sızıdır!
BU DAVA;
Yunus gibi "GEL GÖR BENİ AŞK NEYLEDİ" diyerek yananların, Ertuğrul gibi Gâzilerin davasıdır!
BU DAVA;
Buram buram Türklük kokan Hazreti Yesevi`nin Türkistan yeli,
Hazreti Mevlana`nın insan sevgisiyle tutuşan gönlünün muhabbet ateşi,
Beş bin ülkü şehidinin kana kana içtiği şehadet pınarıdır!
BU DAVA;
Müslüman Türk Milletinin hudut, coğrafya tanımayan enginlerden engin yüreğindeki mevcut olan İLAY-I KELİMETULLAH SEVDASINI hayat nizamı olarak dünyaya nakış nakış işleyecek ulvi bir idealin adıdır!
GENÇ ADAM!
Bu gün içinde bulunduğumuz bu acı ve felâketli dönemi atlatmamızın yegâne ilâcı- Reçetesi- Tedavisi- Telâfisi yalnız ve yalnız sensin ve bunu mutlak başaracaksın çünkü buna mahkûmsun!
İstiklâl Savaşı’nın zaferle bitmesinin beklenildiği günlerdi. 1922’nin Ramazan’ında Yahya Kemal`in şu mısraları bir MAHYA olarak yazılıp Süleymaniye Camiinin minareleri arasına asılmıştı;
"TA Kİ YÜKSELEN EZANLARLA MÜEYYED NAMIN
GALİP ET ÇÜNKÜ SON ORDUSUDUR İSLÂMIN"
Allah c.c nasip kıldı galip geldik lâkin bugün dünden bin beteriz!
Türk milleti, değil yeni yapılacak olan Anayasa’dan, tarihten bile silinmek istenirken; bu nankör ve vefasızlara bir kez daha anlatalım o düşmanı oldukları Türk milletini…
TOPRAK, SU VE TÜRK!
İlk ikisiyle beslenir doyar insanoğlu, Üçüncüsünün sayesinde ise; Mazlum milletler onun sağlayacağı adalet nizamıyla sulh ve sükun içinde insanca yaşarlar!
"MUM EĞER YANMİRSE YAŞAMİR DEMEK, ONUN DA YAŞAMAĞI YANMAĞINDADIR "
İŞTE BÖYLE GENÇ ADAM!
Türk Milletini millet yapan değerlerinin uğrunda yan ki yaşadığın anlaşılsın. MUMUN YANMAĞI GİBİ YAN Kİ, YAŞAMİR DEMESİNLER…
Hani bir Azeri atasözü vardır "DERİSİ YÜZÜLMÜŞ YÜREK GEZDİREN " diye. Bu güzel sözle anlatılmak istenilen; milletin çözülüp vatanın batışı karşısında, hainlerin yürekleri yağ bağlarken, vatan severlerin çekmiş oldukları çile ve ıstırapların dayanılmaz oluşudur!
GENÇ ADAM!
BİLİYORUM SENİN YÜREĞİNİN DE BENİM Kİ GİBİ YANGIN YERİ OLDUĞUNU!
HAİNLER, DÖNEK VE NANKÖRLER EPEY YOL ALDI!
SEN BİRAZ GEÇ KALMADIN MI DAVRANMAK VE ATILMAK İÇİN?