(Kültürel maymunluk yarışması)
Avrupa jürileri, Eurovision Şarkı Yarışması’nda Türkiye’yi İngilizce şarkı ve göbek dansı ile temsil eden Sertab Erener’e birincilik verdi!
Meclis Başkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanı, Erener’i ayrı ayrı tebrik ettiler!
Televizyonlar, kararı büyük başarı diye duyurduğu gibi kimileri de Türkiye’nin artık iyice Avrupalılaştığını söylüyor!
Oysa, Euorovision Yarışması, bir kültürel maymunluk yarışmasıdır.
Kim, kendi dili dışında bir dilde, kendi müziği dışında bir müzikte, kendi dansları dışında bir dansta başarılı olacak, Eurovision bunu tespit ediyor...
Sertab’ın dili İngilizce, müziğinin ne olduğu belli değil, dansları da cahiliye dönemi Arap dansları... Ekibiyle birlikte dansözlük yaptı ve birinci oldu...
Bir kadın, ancak aşağılanmak için dansöz yapılır! Şimdi Türk halkı bununla mı övünecek? Şimdi bu birincilikle Türk kültürü çağdaş uygarlığın üzerine mi çıktı, yoksa en dibine oturmuş mu gösterildi!
Bu mu Atatürk’ün gençliği?
İkide bir türban krizi çıkaran TBMM Başkanı Bülent Arınç, minareleri süngü yapan Başbakan Tayyip Erdoğan ve eşi türbanla üniversiteye giremedi diye Türkiye’yi Avrupa Mahkemesi’ne veren Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, herhangi bir mekana, eşleriyle birlikte bu dansözleri seyretmeye gidebilir mi?
Tebrik ettiklerine göre artık gitmek dumundadırlar ama gidemezler! Yoksa oy kaybederler! Böyle değilse niçin ve hangi hakla benim kültürümün katledildiği bir senaryonun parçası oluyorlar?
Bırakın bu üç devlet yetkilisini bir kenara, herhangi bir Türk ailesi, Sertab Erener ve ekibini kendi düğününe bu kıyafetleri, bu müziği ve bu dansları sergilemesi için davet edebilir mi? Edemez ama televizyon başında ailecek seyredebilir! Çocuklar, milli heyecanla Türkiye’nin birinci olmasını isterler elbette ama, bu birinciliğin ne anlama geldiğini onlara kim anlatacak?
Türkiye’yi, içinde Türklük namına hiçbir unsur bulunmayan bu kimliksiz, kişiliksiz “parça” ile temsil ettirmek, Türk Milleti’ni hiçe saymaktır ve zaten bu temsili organize edenlerin Türk olduğuna da inanmıyorum...
Kanlarını tahlil etmiş veya edecek değilim; beyinleri Türk değil, yürekleri Türk değil!
Türkiye ve Türk Milleti’ni aşağılamak için bütün dünya biraraya gelse, bundan daha iyi bir organizasyon düzenleyemezdi... Ama içimizdekiler bunu becerdi...
Arınç, Erdoğan ve Gül, bu beceriyi mi tebrik ediyor? AKP’ye oy veren kitlelere soruyorum?
Siz memnun musunuz Türkiye’nin bu şekilde temsil edilmesinden?
Türkiye birinci olmuş? Hangi alanda birinci olmuş? Kendi milletinden olmayanlar tarafından yönetilme oranında birinci olmuş? Kendi milletinden olmayanlar tarafından soyulmakta birinci olmuş! Kendi müziğini, kendi folklorünü, kendi kimliğini, kendi kişiliğini ayaklar altına aldırtmakta birinci olmuş...
Kendisinin Türk olmayanlar tarafından temsilinde, dolayısıyla aşağılanmada birinci olmuş...
Ve aşağılanmayı başarı diye takdim edenler tarafından güdülmekte birinci olmuş...
Matriks gibi insanların beyin hücrelerindeki bütün devreleri birbirine karıştırmak ve dünyada inancı olmayan, kimliği olmayan, kendine güveni olmayan sürüler yaratmak ve onları birer makine, yani birer çağdaş köle olarak kullanmak isteyen kabalacıların filmlerine gerek yok!
Euorovision’daki bu birincilik, özellikle çocuklar ve gençler üzerinde yeterince kafa karıştırıcıdır zaten...
Sonucu, toplumsal bir şizofrenidir!
Bu bir kültürel operasyondur ve ABD’nin Irak’ı işgalinden daha tehlikelidir...
Sahi, “genç subaylar” bu durumu da görüyor mu acaba?
Milli Güvenlik Kurulu’nun bu kültür savaşına karşı bir tedbiri var mıdır?
Amerikan Sineması, niçin Pentagon’un kontrolündedir, Baba Bush, Turgut Özal ile işbirliği içinde, niçin önce Türkiye’de sinema salonlarını işgal etti, hiç düşündüler mi acaba?
Cüneyt Arkın’a sorsunlar bilmiyorlarsa...