Halk parasını geri almalı!

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Türk Hava Kurumu'nun yangın söndürme uçaklarının İzmir'deki orman yangınlarında neden kullanılmadığını soran gazetecilere "Kim uçmak istiyorsa uçsun bunlarla. THK uçakları işimize yaramıyor, almak zorunda değiliz. Ne yazık ki THK siyasetin oyuncağı olmuş konumdadır. Ana muhalefet partisiyle birlikte hareket ediyor." dedi, biliyorsunuz.

Türk Hava Kurumu ise şöyle bir açıklama yaptı:

"Türk Hava Kurumu, Dalaman'daki orman yangınını büyük bir üzüntüyle takip etmiştir.

THK Genel Başkanı Sayın A. Bertan Nogaylaroğlu'nun talimatıyla Ankara Türkkuşu tesislerimiz ve İzmir'in Menderes ilçesinde konuşlu 2 adet CL-215 uçağı yangına müdahale etmek üzere sabah erken saatlerde hazır hale getirilmiş, motorlar çalıştırılmıştır. Yetkililere hazır olduğumuz bildirilmiştir. Yangının kontrol altında olduğu bilgisiyle normal duruma dönülmüştür.

THK, sadece Türkiye değil yurt dışında da orman yangınlarına karşı mücadele etmiş, 2 binin üzerinde yangına başarıyla müdahale gerçekleştirmiştir.

36 bin saatlik uçuş tecrübesi olan THK Ateş Kuşları her zaman milletimizin bize yüklediği sorumluluk gereği hiç bir karşılık gözetmeksizin, milli bir şuurla vazifeye hazırdır ve hazır olacaktır.

Türk Hava Kurumu, talimat verilmesi halinde 24 saat boyunca Türkiye sınırları içinde ve dışında gerekli müdahaleleri yapacak imkân ve kabiliyete sahiptir."

***

İzmir ve civarındaki orman yangınlarının fazla büyümeden söndürülmesi mümkünken anlaşılmaz bir inat uğruna bunun yapılmadığı anlaşılıyor.

Türkiye'deki gibi bir inat da Brezilya'da yaşandı. Amazon ormanları cayır cayır yakılırken Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro, "Orman yangınlarının arkasında çevreci sivil toplum kuruluşlarının olabilir" iddiasında bulundu.

Dünya Doğayı Koruma Vakfı bu açıklamaya tepki göstererek, Bolsonaro'nun iddiasının gerçeği yansıtmadığını duyurdu.

Vakıf, yangınların büyük çoğunluğunun, ormanların yok edilmesi için başvurulan bir yöntem olduğunu bildirdi.  Orman yangınlarının, ortaya çıkan araziden faydalanmak isteyenlerce çıkarıldığı anlaşılıyor.

Türkiye'de de, Brezilya'da da bu yangınların adeta teşvik edildiği gibi bir şüphe ortaya çıkıyor hatta zamanında söndürme konusunda kasıtlı bir ihmal olduğu da belli... 

Bunun hukuki bir sorumluluğu da olmalı değil mi?

***

"Hukuki sorumluluk" denilince eski Maldivler Devlet Başkan Yardımcısı Ahmed Adeeb'in, çıkarıldığı mahkemede ülkenin eski Devlet Başkanı Yamin Abdül Gayyum'un "yolsuzluk işlerinde suç ortağı" olduğunu itiraf ederken söylediği sözlere de dikkat çekmek istiyorum.

Adeeb, çıkarıldığı Ceza Mahkemesinde devlet tanığı olmayı ve tüm bilgileri ifşa etmeyi kabul ettiğini dile getirerek, Gayyum'un tavsiyesi üzerine yasa dışı faaliyetlerde bulunduğunu itiraf etti.

Mahkemede, itirafları sonunda ceza almayı umursamadığını kaydeden Adeeb, "Halk parasını geri almalı" ifadesini kullandı.

***

"Halk parasını geri almalı" sözü önemli! Zira Türkiye'de yıllardır, neredeyse yolsuzluk veya usulsüzlük bulaşmamış bir ihale yok gibi! Hangi birine el atsan dökülüyor. Murat Ağırel, son dönemde yolsuzlukların küçük bir kısmını Yeniçağ'da yazdı. Bunlar aysbergin ucu bile değil... Öyle yolsuzluklar ve usulsüzlükler var ki hepsini birden ele almak gerekir. Bu da bir gazetecinin tek başına yapabileceği bir iş değil.

Önerim şudur: Başta İstanbul Barosu olmak üzere, Türkiye'deki bütün barolar, yolsuzlukları tespit ederek dosyalamalı ve cumhuriyet savcılıklarına vermelidir. "Halk parasını geri almalı" da bu faaliyetin sloganı olmalı. Tabii burada kamu malının ve doğanın talanı söz konusudur. Parayı halk adına tazmin ettirecek olan hukuk sistemidir. Talanın boyutları sergilenirse, orman yangınlarında olduğu gibi "ihmal suretiyle icra suçları" belgelenirse, bu iş halka en büyük hizmet olur…

YORUM EKLE