Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak hakkında "Kemal Derviş ile ilişkisini kamuoyuyla paylaşırsa iyi olur" diye bir söz söyledi. Öztrak, "Beni ülkemin Hazinesi'ne müsteşar olarak atayan kararnamenin altında Sayın Bahçeli'nin imzası vardır. Dolayısıyla kendi iradesi ve imzasıyla kurulan bu ilişkinin bakan bürokrat ilişkisinden başka bir şey olamayacağını da en iyi bilmesi gereken Sayın Bahçeli'nin kendisidir" diye cevap verdi ama şunları da ekledi:
"Bu değerlendirmesinden sonra Sayın Bahçeli, kendisini Sayın Derviş'in kabineye dışarıdan bakan atanmasını kabul etme ve yine kendisini bu süreçte kendi Bakan arkadaşlarını dahi feda etme, noktasına getiren ilişkinin ne olduğunu kamuoyuna açıklama borcu altına girmiştir."
***
Kemal Derviş, Türkiye ekonomisinin başına nasıl gelmişti?
Derviş'i Alan Makovsky'nin tavsiyesiyle Amerikan hükümeti Türkiye'ye Merkez Bankası Başkanı veya Hazine Müsteşarı olarak göndermişti. Kemal Derviş'in ekonominin başına geçmesi fikrinin Ecevit'e ait olduğu yazılmıştır ama bu da pek net değildir. Sonunda Derviş, ekonominin başına getirilmiş, Bahçeli de Başbakan Yardımcısı olarak buna itiraz etmemişti. O günlerde Bahçeli, IMF'ye yazılan bir niyet mektubunu, sadece üst yazısını görerek imzaladığını da itiraf etmişti!
IMF, "15 gün içinde 15 yasa"nın geçmesini dayatıyor ve şeker yasası, tütün yasası, buğday yasası, doğal gaz yasası, petrol yasası gibi, Türk üreticilerinin ve iş adamlarının önünü kapayan ve Türkiye ekonomisinin bütünüyle yabancı şirketlerin eline geçmesini sağlayan yasalar büyük bir hızla kabul ediliyordu.
Telekom'un özelleştirilmesine karşı çıkan Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz, medya tarafından borsa krizinin sorumlusu gibi gösterilince, Bahçeli tarafından istifaya zorlandı... Oysa yaratılan kriz, Enis Öksüz'ün şahsında MHP'nin direnişini kırmak içindi... Zaten medya, yabancı şirketlerin sözcüsü gibi yayınlar yapıyor, Türk ekonomisinin gerilemesinin sorumluluğunu çiftçiye yüklüyordu...
Kemal Derviş, daha sonra DSP'nin parçalanması ve 57'nci hükümetin yıkılması operasyonunda rol aldı. Zira ABD, Irak'ı işgal edecekti ve Ecevit buna karşı çıkıyordu. ABD'nin Irak işgaline yardımcı olacak bir hükümet kurulması gerekiyordu! Kemal Derviş, DSP'den istifa edenlerle kurdukları yeni partinin başarısız olacağı anlaşılınca istifa ederek, CHP'ye geçti ve genel başkan yardımcısı oldu! Sonra da görevini tamamlamanın huzuruyla Türkiye'den ayrıldı! Zira artık AKP, iktidar olmuştu!
***
Necmettin Erbakan, 2004 yılında sorularımı cevaplandırırken Kemal Derviş ile ilgili olarak şunları söylemişti:
"Kemal Derviş'in, 'Erken seçimin tarihi belli olmalıdır' diye bir söz ortaya atması, tesadüfen ortaya atılmış bir söz olarak telakki edilmemelidir. Mutlaka dışarının etkisiyle söylenmiş bir söz idi. Bu etki neden yapılıyor derseniz? Dış güçler, bir taraftan MHP'nin AB'ye karşı tavrını, öbür taraftan da Ecevit'in Kıbrıs ve Irak konusundaki tavrını beğenmiyordu. Buralarda arzu ettiklerini kolayca elde edemeyeceklerini hissedince, 'Türkiye'yi seçime götürelim, çünkü Türkiye çok mühim bir ülke, İsrail'in emniyeti için Orta Doğu'da yapacağımız çok iş var. Bu işlerin yapılmasında Türkiye bize yardımcı olmalıdır. Bize yardımcı olacak iktidarı iş başına getirelim' diyerek, seçimleri normal zamanından önceye alınmasını gündeme getirdiler."
"3 Kasım 2002" diye seçim tarihi veren Devlet Bahçeli idi.
Kemal Derviş ile ilişkili olmak açıklanmaya muhtaç ise hazır konu açılmışken AKP'yi iktidar yapan ve iktidarda tutan süreç hakkında da kamuoyunu bilgilendirmek gerekmez mi?