Devletimiz, 305 baş Holstein ırkı ineği satacakmış... Bu inekler 'FETÖ'nün Konya'daki kasası' olduğu iddia edilen ve şimdi firarî olan bir sanığın işletmesinde bulunuyorlarmış... O işletmeye daha önce kayyum atanmış...
İhale ilânı gazetede yayımlanmış... İneklerle birlikte söz konusu işletmeye ait iki taşınmazın da satışı yapılacakmış... Alıcıya 2 yıl vadeli taksit imkânı verilecekmiş...
Belli ki "O inekleri besleyeceğimize satalım" demişler...
Devletin, 'para eden' inekleri satmasını anlamak lâzım... Bunu anlayabiliyoruz...
İyi de başka mallar da var... Bunları para etmedikleri için mi hâlâ satmayıp, besliyoruz? Meselâ yıllarca sorular çalınırken, gerçek hak sahiplerinin gelecekleri gasp edilirken, uyuyanlar, uyutanlar!.. Birileri ikaz edince "İftira atıyorsunuz, şerefsizler" diyenler!.. Haklı feryatları ahlâksızca bastıranlar!..
Bunları neden satışa çıkarmıyoruz? Para etmeyecekleri için mi? Yoksa bunların o ineklere göre ne üstünlükleri var?
Konya'daki ineklerin içinde bulunduğu taşınmazları satıyoruz da belediyeleri 'taşınmaz-taşınmaz, parsel-parsel' sunan 'metal yorgunu' belediye başkanlarını -hadi adalet önüne çıkarmadık- neden satışa çıkarmıyoruz?
Holstein ırkı inekler para ederken bu 'yerli ırk' beş para etmeyeceği için mi?
Son 20 yıla bakarak çeşitlendirmek mümkün... 'Hizmet hareketi' diyerek, onların ellerine tutuşturdukları 'bilgi ve belgeler'le Ergenekon, Balyoz kitapları yazanlar, kamuda pozitif ayrımcılık uygulayanlar, devletin imkânlarını aktaranlar, eleştirince toz kondurmayanlar, gazete köşelerinde yalaya yalaya bitiremeyenler, Kozmik Oda'nın yağmalanmasına aracılık edenler vs...
İnekler kadar maddi değerleri olmadıkları için mi bunları satmıyoruz?
***
Gerçekten garip bir ülke olduk... Sahip olduğu AVM'lerde kiracılarını Amerikan Doları'na bağlayan 'odaların başı' o sahte sırıtışıyla 'Dolar turşusu' eşliğinde poz veriyor!..
Her döneme damgasını vuran o sırıtışı akıldan çıkarmamak lâzım... 'Akil adam'ken de aynı sırıtışla poz veriyordu, o günlerini unutturmak istercesine, teröre karşı fiyasko yürüyüş organize ederken de...
Şimdi aynı sırıtış eşliğinde kadrajın en afili yerine oturuyor, ekonomik saldırıya göğüs gererken!.. O kurulmuş 'Dolar turşusu'yla poz verirken, Amerikan Doları'yla kira aldığı kiracıların yedi sülalesiyle dalga geçer gibi...
***
Tuhaflığa bir örnek daha: Eski Sağlık Bakanı, Hünkâr Çayırı'nda oğluna şatafatlı düğün yapıyor... Film seti gibi... Tarihî kıyafetlerle damat sahne alıyor...
Askerliğini bedelli yapan damadın böyle 'Diriliş tarzı' düğün yapması mevsim etkisi tabii!.. Demek ki normal askerlik yapsa, düğünde Malazgirt'ten girip Kosova'dan çıkacak!..
'Pop' edilmiş tarihin, yüzeysel/mevsimsel milliyetçiliğe katkısını anlıyoruz anlamasına da bu kadarı da doz aşımına giriyor!..
***
Dönelim başa... Konya'da ihaleyle satışa çıkan ineklerin KDV ve diğer yükümlülükleri alıcıya ait... İneklerin büyük bir bölümü süt ineği... İçlerinde buzağı var, dana var, düve var, tosun var, 6 tane de boğa var...
Bu ineklerin yanında, yukarıda zikrettiklerimizi bedava versek acaba ihalede bedelin düşmesine sebep olurlar mı? Çünkü Konya'daki inekler süt verirken, bunlar bırakın süt vermeyi, süt alırlar, onun yanında da sivrisinekler gibi adamdan kan alırlar!..
Galiba onun için bu mallar satışa çıkarılmıyor!.. Hurdacının bile almadığı 'metal yorgunları'nı galiba onun için hâlâ yargılamak yerine beslemek durumundayız!..