İNSANLIĞIN KADERİ IRAK'TA BELLİ OLACAK!

Önce Tuzhurmatı Beldesi’nde sonra da Kerkük’te polis kılıklı Peşmerge çeteleri ve Amerikalılar tarafından Türkmenlere ateş açıldı... Birinci olayda yedi, ikinci olayda iki Türkmen öldürüldü...
Kerkük’e bağlı Tuzhurmatı Beldesi’nde İmam Musa Ali’ye ait türbenin tahrip edilmesini protesto etmek isteyen Türkmenlere bir grup IKYB peşmergelerince ateş açılmıştı..

Türkmenler, bu olayı protesto etmek için Kerkük’te bir yürüyüş düzenlemişti... Olayların, Türkiye’nin Irak’a asker gönderip göndermemesi ile ilgili toplantı öncesine denk gelmesine dikkat çeken İsrail yetiştirmesi Talabani, Türkmenleri Türkiye’nin kışkırttığını önesürdü...
Talabani, Şii Türkmenler’in yeniden inşa ettiği türbenin, kendi çeteleri tarafından tahrip edilmesinden hiç söz etmedi...
Demek ki, Türkmenlere yönelik saldırının ardında, Talabani çetesinin başka bir hesabı var...

Diğer taraftan, Irak’ın başkenti Bağdat’ta ve Kerkük’te inşa edilecek iki Türk hastanesinin arsa teslim protokolünü imzalamak ve bölgede incelemelerde bulunmak amacıyla Irak’a gelen Türk heyeti, Türkiye’nin Irak’a asker göndermesi konusunda Irak halkının da nabzını yokladı...
Anadolu Ajansı, Türk heyetinin sıcak ilgiyle karşılandığını bildiriyor.
AA’ya göre, Musul’daki sohbette bir Iraklı, hangi milletten olursa olsun Irak’a yabancı asker gelmesine karşı olduğunu, ancak insani yardımlara itirazı bulunmadığını söyledi.
Milletvekillerinin, Tikrit kenti yakınlarındaki bir kasabada sohbet ettikleri bir diğer Iraklı da arada Müslümanlık bağı olması nedeniyle Türk askerinin Irak’a gelmesinden memnuniyet duyacağını ifade etti.
“Bir Müslüman’ın diğer bir Müslüman’ı istememesi diye bir şeyin olamayacağını” söyleyen benzin istasyonu sahibi Ahmed Halef, Irak’ta Türk askerine bakışını şu ifadeyle özetledi: “Gelen asker Müslüman olsun da isterse bize eziyet etsin hiç önemli değil.”

Bu haberler, Türk askerinin ölüm üçgenine gönderilmesi için Türk kamuoyunu iknaya yönelik gibi görünüyor...
Kerkük’te gözümüzün önünde Türkmenler katlediliyor, ama Türk askerinin oraya değil, Amerikan askerlerinin her gün saldırıya uğradığı bölgeye gitmesi için kamuoyu oluşturulmak isteniyor...
Eski başbakan Bülent Ecevit, “Irak’ta bundan sonra nasıl bir gelişme olacağı bilinmiyor.
ABD Başkanı Bush, Irak’ı hemen ele geçireceğini sanıyordu. Oysa öyle olmadı. Iraklılar, koyu dikta rejimi ile yönetilseler bile çağdaş teknolojiyi de yakından izliyorlar. Bu işin pek kolay olacağını sanmıyorum. ABD bize, Bağdat’ın bir köşesini vererek askerlerimizin
orada bulunmasını istiyor. Fakat bizim sorunumuz Kuzey Irak’ta. Oraya Türkiye’yi tehdit eden PKK unsurları yerleşmiş durumda. Hükümet de ne yazık ki, Irak konusunda ikircikli bir tavır sergiliyor. Bütün olanı biteni kaygıyla izliyorum. Türkiye’nin Irak’ta bir harekâta girişmesini de son derece sakıncalı buluyorum.” diyor...

Peki, Türkiye hiç mi inisiyatif kullanmamalı; Irak’ı göz göre göre çetelere mi teslim etmeli? Elbette hayır... Bugün Irak’ta yaşanan olaylar, sadece Iraklıların değil, Türkler’in, İranlılar’ın, Araplar’ın hatta Yahudiler’in de kaderini belirleyecektir...
Irak’ın işgali, Fas’tan Çin Seddi’ne kadar uzanan bölgenin kontrolü için Afganistan işgalinden sonraki ikinci adımdır...
İraklıların direnişi, bütün bu kuşağın direnmesi demektir. Üstelik asıl hedef bu kuşak da değildir. Asıl hedef, dünya hakimiyetini sağlamak için Rusya ve Çin’i kuşatmaktır... Türkiye de bu kuşak içinde hedef ülkedir...
Dolayısıyla, Türkiye ABD’ye yardım ettiği ölçüde kendi bindiği dalı kesmiş olacaktır. ABD’ye yardım etmediği sürece de Türkmenlere yönelik katliamlar devam edecektir!

Türkiye, bu karmaşık gibi görünen denklemde iki cami arasında beynamaz durumuna düştü. Kendi halkı ile dışbaskılar arasında kalan bir yönetim var...
Zaten bugünkü başbakan, daha başbakan olmadan Avrupa ve ABD’yi dolaşarak, onlara çeşitli vaatlerde bulunarak yönetimi devralabilmiş bir kişidir...
Etrafında kümelenen adamların bir kısmının niyeti Barzani veya Talabani’den pek farklı değildir...
Türk askerini Irak’a sürmek isterken, bir taraftan da Türkiye’nin bütün kadrolarında etnik bir yapılanmaya gidiyorlar! Herkes bu tabloyu seyrediyor...
Ülkenin Türkler’in elinden çıkması için ne gerekiyorsa yapıldı? Yani, Türkiye’nin kendisi işgal ediliyor?
Kendi yönetimi Barzanileşmeye, Talabanileşmeye başlayan Türkiye, Irak’ta Türkmenleri nasıl koruyabilir? Bu durumda, Türkiye’nin kaderini, Cumhuriyeti koruma kararlılığındaki aydınların ve halkın durumu belirleyecektir...
Irak olayı, bir turnusol kağıdı gibi, Türkiye’deki fotoğrafı da netleştirmektedir. Bu fotoğraf netleştikçe, Türkiye’nin de geleceği aydınlanacaktır...

Aslında Irak’ta sadece Iraklıların kaderi belirlenmiyor? Bütün insanlığın kaderi yeniden şekilleniyor...
Bu kaderi tayin edecek birinci güç, Türkiye, ondan önce, Türk aydınları ve Türk halkıdır...

YORUM EKLE