Krizin asıl sebebi ve BAE sermayesi!

Tayyip Erdoğan, Türk Lirası'nın değerini birkaç gün içinde yüzde 30-35 arasında düşüren faiz kararları için "Bu politikayla biz ne yaptığımızı, niçin yaptığımızı, nasıl yaptığımızı, hangi risklerle karşı karşıya bulunduğumuzu sonunda ne elde edeceğimizi gayet iyi biliyoruz." dediğine göre sorumlu bellidir.

Uluslararası bir kurgu varsa bile kararı alan Tayyip Erdoğan'dır ve konunun Birleşik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed El Nahyan'ın Türkiye ziyaretiyle ilgisi olduğu anlaşılıyor. Bilindiği gibi AKP iktidarı, 15 Temmuz darbe girişiminden sorumlu tuttuğu BAE ile köprüleri atmıştı ama Merkez Bankası kaynaklarının tüketilmesinden ve Sedat Peker'in bu ülkeye yerleşmesinden sonra ikili görüşmeler başlamıştı. İlişkiler, ziyaretle birlikte yeni bir ivme kazandı.

***

Bu ivmenin ne olduğunu, "Londra merkezli haber sitesi" Middle East Eye, ziyaretten önce, "Muhammed bin Zayed El Nahyan'ın, Türkiye'ye 100 milyar dolar yatırım yapma projesi var" haberi ile gösterdi.

Yalnız haberde "Başka kaynaklar miktarın en az 10 milyar dolar düzeyinde olduğunu bildiriyor" gibi veya "Abu Dabi Yatırım Otoritesi ve Abu Dabi Kraliyet Ailesi'ne yakın şirketler, 3 milyar ila 4 milyar dolarlık yatırımı değerlendiriyor" gibi çelişkili bilgiler verildi.

Yani ne duyum almışsa yazmışlar!

Haberi "ekşi sözlük"te değerlendiren bir kişi, "Para vermek için kur şartı öne sürülmüş gibi bir hava var. Hem Cumhurbaşkanı hem de Merkez Bankası; 'kurun önünde durmayacağız' diyor. Bakalım hangi miktarda bir kur istenmiş; bu, yakında şekillenir." demiş...

Ahmet Takan ise 10 Kasım 2021 tarihinde, Korkusuz gazetesinde "Sarayın adamları Londra'da 40-50 milyar dolarlık kredi peşinde. Katar bile, 6 aylık bir süre koymuş 'Verdiğim paranın geri ödemesini altı ay sonra yapamazsanız doları 12.5 liradan alırım' diye şart koşmuş! Hâl böyle olunca sarayın elemanları 'kötü Soros'un adamlarının cirit attığı Londra'ya mitili sermişler. Yeni swap anlaşmaları için" diye yazmıştı.

Bu yazıyı yazdığım saatlerde dolar 12.5 lira seviyesinde bir müddet durmuş ve düşüşe geçmişti. İlginç değil mi?

***

Tayyip Erdoğan ise 21 Ekim 2021 günü, İstanbul Finans Merkezi ile İstanbul'un İslami finans bakımından da bir merkez olmasını arzu ettiklerini söylemişti. Ben de 16 Kasım 2021 tarihli "Reset düğmesine İstanbul'dan basılacak!" başlıklı yazımda, 10 yıl önceki yazımdan alıntı yaparak "Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerin sermayesi İslami sermaye değil, ABD-İngiltere sermayesidir. Türk Lirası bilinçli olarak çökertiliyor ki Türkler, malını mülkünü satsın, tapuyu teslim etsin; İstanbul, Batılı sermayenin merkezi olsun!" değerlendirmesi yapmıştım.

***

Arazi ve şirket satışları, yıllardır sürüyor. İngiltere'nin Financial Times gazetesinde 7 Aralık 2006 tarihinde, Vincent Boland ve Paul Betts"AB ve IMF'nin teşvik ettiği reformlar sayesinde Dexia, Fortis, Citigroup ve BNP Paribas gibi yabancı yatırımcılar, bankacılık sektörüne girdi. Yatırım bankaları, İstanbul'da çok ciddi miktarlarda işlem ve alım yapıyor." diye yazmışlardı.

ABD-İngiltere merkezli dev şirketler, bu iki yazar üzerinden, "Türkiye'nin elindeki bütün serveti alana kadar Türkleri oyalayın" demiş oluyordu.

Şimdi de Londra sermayesi, BAE emirini Kanal İstanbul için alımlar yapmaya mı gönderdi? Krizin sebebi de bu alımlara yani Kanal İstanbul'a yol açmak mıdır? Böylece döviz girişiyle ekonomiyi geçici de olsa düzeltmeyi ve seçime öyle gitmeyi mi planlıyorlar?

YORUM EKLE