Tayyip Erdoğan'ın, aşı denilen genetik sıvıları kabul etmeyen öğretmen ve memurlara, üniversite öğrencilerine, Biden'ın ABD'de uygulamaya çalıştığı gibi haftada iki PCR testi şartı getirme kararını açıklaması, şehirlerarası otobüs ve uçak yolculuklarında ve toplu olarak bulunulan her yerde PCR testi isteneceğini bildirmesi, büyük tartışmalara yol açtı.
Konu ile ilgili bütün veriler, bu kararın fiilen uygulanamayacağını ama baskı kurmak için kullanılacağını gösteriyor.
Örnek vereyim: İngiltere'de, Manchester şehrinde, halk, girişte aşı pasaportu istenen bir alışveriş merkezine zorla girdi. Kimse de önleyemedi!
***
Biz, sürecin başından beri dünyadaki bilimsel verileri paylaşarak, uygulamaların yanlışlığını gösterdik.
Twitter'da Dilek74 adlı kullanıcı, "Arslan Bey, sizler gibi dik duruş sergileyen gazeteci, yazar, avukat, öğretmen, mühendisler olarak büyük bir aile olmuşken neden engel olamadık tüm bu yaşananlara?" diye sordu.
Ben de "Bu bir küresel proje! Adı da Büyük Sıfırlama! Örümcek ağı gibi örgütü var. Dünya Ekonomik Forumu ve Prens Charles vasıtasıyla İngiltere, bu projeye öncülük ediyor. Kurmak istedikleri sistemde insanı dijitalleştirmeye çalıştıklarını kendileri açıklıyor. Hükümetler ve medya çok önceden bağlanmış... Karşı çıkanların ise küresel bir projesi, örgütü yok, hükümeti yok, medyası da yok sayılır. Sorun küreselse çözüm de ancak küresel düzeyde olabilir..." diye cevap verdim.
***
Peki hükümetlerin tamamı, küresel projeye hizmet ediyorsa, örgütsüz insanlar, devlet otoritesinin özgürlükleri boğmak için kullanılması karşısında ne yapabilir?
Süreç, bütün insanları huzursuz ediyor. Çoğunluğun ruh sağlığı bozulmuş durumda. Bu da bağışıklık sistemini çökerten bir etken… Sebep de insanların ölümle korkutulması. Şimdi ise herkes ayrıca kendi hükümetinden korkuyor! Küresel projeye uymayanlara, hayatı zindan etmeye çalışıyorlar! Türkiye ise eş zamanlı olarak Büyük Sıfırlama Projesi çerçevesinde nüfus yapısı değiştirilerek, ekonomisi, tarımı, doğal örtüsü yok edilerek küresel güçler için tehdit olmaktan çıkarılmaya çalışılıyor. Suriye'nin bombalanması, boşaltılması ve milyonlarca insanın Türkiye'ye sürülmesi, Afgan askerlerinin Türkiye'ye gönderilmesi hep bunun içindir.
Fakat kurulmak istenen sistem, aslında örümcek ağı gibidir! Kur'an'da Ankebut suresinde, "Allah'tan başka varlıkların korumasına sığınanların durumu, örümceğin durumuna benzer: Örümcek, kendine bir yuva edinir, ama yuvaların en çürüğü de örümceğin yuvasıdır. Keşke bilselerdi!" deniliyor.
Burada hem örümcek ağının zayıflığı hem de örümcek yuvasının çürüklüğü kastediliyor. Dişi örümceğin, cinsel ilişkiden sonra kendi erkeğini de yediği görülür! Örümcek ağı, sinekler için de tuzaktır. Örümcek ağının ipliği zayıftır ama aynı kalınlıktaki çelikten daha güçlüdür. Yine de bir ucundan çekilirse darmadağın olur!
Büyük Sıfırlama Projesi sahipleri kendi eşini yiyen örümcek gibidir. Sadece bir hükümet bile o zayıf örümcek ağını çekse darmadağın olurlar. Tanzanya Cumhurbaşkanı Magufuli'nin, elma ve armut suyunun ve keçiden alınan örneğin PCR testinde pozitif çıktığını açıklamasından sonra kalp krizinden ölmesi bu yüzden önemlidir! Hiçbir hükümete, dünya kamuoyuna sahte pandemi sürecini ve gerçekleri açıklama fırsatı tanımıyorlar!
***
Sağlık Bakanı, "iki doz aşı olup ölen yok" diyor ama doktor ölümleri bile kayıtlara kalp krizi diye geçiyor! Otopsi yok!
Twitter'da CemilAlbayrak61 adlı kullanıcı uyarıyor:
-Aşı olmayanı veya haftada iki defa PCR testi yaptırmayanı partinizden de ihraç ediniz! Mitinglerinizde ve açılış törenlerinizde de PCR testi isteyiniz!
Küresel örümcek ağı, bu bilinçle mutlaka sökülecek!