12 MADDE SAKINCALI

12 MADDE SAKINCALI

Partilerarası Uzlaşma Komisyonu'nun hazırladığı 37 maddelik Anayasa değişikliği paketi, kamuoyuna "Demokratik Anayasa" diye sunuluyor ve yeni bir Türkiye kurulacağı iddia ediliyor.
Anayasa değişikliği ile ilgili olarak, hukukçulardan hiç ses çıkmıyor. Sadece Genelkurmay'ın ve MHP'nin bazı itirazları var.

Değişikliklerle, devletin ülkesiyle ve milletiyle bölünmez bütünlüğü aleyhindeki propagandalar, eyleme dönüşmediği sürece suç olmaktan çıkarılıyor, Kürtçe veya başka bazı etnik dillere serbest
yayın hakkı getirilirken, idam cezaları sınırlandırılıyor, devlete karşı işlenen bölücülük gibi suçlar için af yolu açılıyor, milletvekili dokunulmazlığı kısmen sınırlandırılıyor, seçim harcamaları denetim
altına alınıyor, parti kapatmalar zorlaştırılıyor, Milli Güvenlik Kurulu genişletiliyor... Anayasa değişikliği paketine MHP'nin isteği üzerine eklenen bir madde ile idam hükümlüsü Abdullah Öcalan'ın
cezasının infazı yolu açık tutuldu.

Anayasa değişikliği paketini açıklayan Uzlaşma Komisyonu Başkanı Nejat Arseven, Türkiye'nin çok önemli bir siyasi dönemeçten geçtiğini belirterek, "Yapılan ekonomik reformlar, kalıcı siyasi reformlarla desteklenmezse, bu yönde ciddi düzenlemeler yapılmazsa ekonomik refahın sağlanması konusunda
netice alınması mümkün olmaz" dedi.

Arseven, bugüne kadar hangi ekonomik reformun yapıldığını ise söylemedi!

Biz, maddeleri tek tek inceledik. 12 maddedeki olumsuzlukları izah ettik ve bu maddelerin başına (-) eksi işareti koyduk. Olumlu bulduğumuz 25 maddenin başına ise (+) artı işareti koyduk...

-DÜŞÜNCE YERİNE EYLEM

Başlangıç bölümü 5. fıkrada yer alan, 'hiçbir düşünce ve mülahazanın Türk milli menfaatlerinin, varlığının, devletin ülkesiyle bölünmezliği esasına aykırı olamayacağı'na ilişkin bölüm, 'hiçbir
eylemin' biçiminde düzenlendi.

Böylece Türk Milli menfaatlerine, varlığına, devletin ülkesiyle ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne karşı düşünce geliştirmek serbest olacak. Bu değişiklik sonrasında konuyla ilgili suçlardan hakkında dava açılanlar, bu değişikliği gerekçe göstererek mahkumiyetten kurtulacaklar. Çünkü, Türk Ceza Kanunu'ndaki konuyla ilgili hükümler ortadan kalkmış olacak...

-TEMEL HAK VE HÜRRİYETLER

Madde 13: "Temel hak ve hürriyetler yalnızca Anayasa'nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar Anayasa'nın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz."

Bu düzenlemeyle 1982 Anayasası'nda yer alan temel hak ve hürriyetlerin, 'devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, milli egemenlik, Cumhuriyetin, milli güvenliğin, kamu düzeninin, genel asayişin, kamu yararının, genel ahlakın ve genel sağlığın korunması amacıyla' kanunla sınırlanabileceği yolundaki düzenlemeye son verildi. Temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasının kapsamı daraltıldı.

Genelkurmay, sınırlamaya laik düzenin de eklenmesini istiyor.

-TEMEL HAK VE HÜRRİYETLERİN KÖTÜYE KULLANILMAMASI

Madde 14: "Anayasa'da yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyeti ortadan
kaldırmayı amaçlayan eylemler biçiminde kullanılamaz. Bu Anayasa hükümlerinden hiçbiri devlete ve kişilere bu yasada tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasa'da belirtilenden
daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz."

-1982 Anayasası'ndaki temel hak ve hürriyetlerin, 'devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk devletinin ve Cumhuriyetinin varlığını tehlikeye düşürmek, temel hak ve
hürriyetleri yok etmek, devletin bir kişi ya da zümre tarafından yönetilmesi veya sosyal bir sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerinde egemenliğini sağlamak veya ırk, din, dil ve mezhep ayrımı yaratmak' amacıyla kullanılamayacağına ilişkin hüküm değiştirildi. Yeni düzenlemeyle sınırlamalar daraltıldı. Yeni maddeye göre, her türlü rejim değişikliğini savunmak, ırk, din, dil ve mezhep ayrımına dayalı siyaset yapmak, eyleme dönüştürmemek şartıyla serbest hale gelecek.

-Genelkurmay, yasaklara karşı başkalarını teşvik ve tahrik edenler hakkında uygulanacak yaptırımların yasayla düzenleneceğine ilişkin fıkranın korunmasını istiyor. MHP ise "eylem"le sınırlamaya karşı.

-KÜRTÇE YAYIN SERBESTİSİ

Madde 26:(Maddenin düşünceyi açıklama hakkına ilişkin birinci fıkrası korunuyor.)

"Bu hürriyetlerin kullanılması, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, bölünmez bütünlüğün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş
bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine
getirilmesi amacıyla sınırlanabilir.

Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti Anayasa'nın 1, 2. ve 3. madde hükümlerini değiştirilmesini sağlamak amacıyla kullanılamaz.

Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanılmasında uygulanmasında kullanılacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir."

Bu maddeyle düşüncelerin açıklanmasında kanunla yasaklanmış herhangi bir dilin kullanılamayacağı hükmü kaldırıldı. Sakıncalı yazılı kâğıt, plak, ses ve görüntü bantlarının toplattırılmasına ilişkin
düzenleme yasaya bırakıldı.

MHP Kürtçeye serbestlik tanınacağı gerekçesiyle itiraz ediyor. Askerler de maddenin 'laik ve demokratik cumhuriyetin korunması' fıkrasını da içerecek biçimde düzenlenmesini istiyor.

Aslında kanunla yasaklanmış bir dil olmadığı için, Anayasa'daki bu hükmün değişmesi bir anlam ifade etmiyor. Fakat, düşüncenin açıklanmasında kanunla yasaklanmış dil anayasadan kaldırıldı diye,
Türkiye önemli güçlükler yaşayabilir. Bunlar sadece Kürtçe ile ilgili değil, bütün dillerle ilgili olabilir.

-BASIN HÜRRİYETİ

Madde 28: Mevcut Anayasa'da yer alan, 'Kanunla yasaklanmış olan herhangi bir dilde yayın yapılamaz' hükmü çıkarıldı.

Böylece Kürtçe dahil her dilde yazılı, sözlü ve görsel yayın yolu açıldı. MHP, bu maddeye itiraz ediyor.

Almanya, ülkesinde yayınlanan Türkçe gazetelerden rahatsız olmaya başladı ve mesela Hürriyet gazetesinin Almanya'da Almanca yayınlanmasını istedi. Bunu da bizzat Almanya Cumhurbaşkanı, Aydın Doğan ve Ertuğrul Özkök'ten rica etti! Onlar da kabul etti.

Anayasa'ya Türkçe'nin korunması ve geliştirilmesi için madde koymak nedense kimsenin aklına gelmiyor!

-BASIN ARAÇLARININ KORUNMASI

Madde 31: "Kanun, milli güvenlik, kamu düzeni, genel ahlak ve sağlığın korunması sebepleri dışında halkın bu araçlarla haber almasını, düşünce ve kanaatlara ulaşmasını ve kamuoyunun serbestçe oluşmasını engelleyici kayıtlar koyamaz."

Böylece mevcut Anayasa'nın 13. maddesine gönderme yapılan sınırlayıcı hükümler kaldırıldı.

Eski madde, "Kanun, 13 üncü maddede yer alan genel sınırlamalar dışında bir sebebe dayanarak, halkın bu araçlarla haber almasını, düşünce ve kanaatlere ulaşmasını ve kamuoyunun serbestçe
oluşmasını engelleyici kayıtlar koyamaz" diyordu. Yani artık bölücülük propagandası yapan gazetelere sınırlama getirilemeyecek!

-TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞLERİ

Madde 34: Mevcut Anayasa'da toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin, 'Şehir düzeninin bozulmasını önlemek amacıyla yetkili idari mercii yer ve güzergâhı tespit edebilir' hükmü kaldırıldı. Ayrıca dernek,
vakıf, sendikalar ve meslek kuruluşlarının kendi konu ve amaçları dışında toplantı ve gösteri yapamayacaklarına ilişkin hüküm metinden çıkarıldı. Böylece, isteyen istediği güzergahta yürüyüş
yapabilecek...

-İDAM CEZALARINA SINIRLAMA

Madde 38: "Genel müsadereyle savaş, yakın savaş ve terör suçları halleri dışında ölüm cezası verilemez. Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular delil olarak kabul edilemez.

Hiç kimse yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz."

Böylece idam cezaları, savaş, yakın savaş ve terör suçları şartına bağlandı. Bu suçlar dışında idam cezalarının uygulanmayacağı Anayasa'ya girdi. Terörle ilgisi olmamak kaydıyla, bir cani 100
kişiyi öldürse de idam edilemeyecek...

Ayrıca, yasalara aykırı olarak elde edilmiş bulguların delil sayılamayacağı hükmü de ilk defa Anayasa'ya girdi.

-SOSYAL VE EKONOMİK HAKLARIN SINIRI

Madde 65: "Devlet sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözeterek mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir."

Bu madde, eski hali ile de yeni hali ile de insan haklarına tamamen aykırıdır. Çünkü, devlet vatandaştan her türlü görevi beklerken kendi görevlerini, "mali kaynaklarının ölçüsünde" diye sınırlayamaz.
Bu madde, devletin sosyal devlet olma ilkesini bulandırmakta, hatta ortadan kaldırmaktadır. Devlet, bu alanlardaki görevini kayıtsız şartsız yerine getirmekle yükümlüdür. O halde, bu madde yeniden
düzenlenmelidir.

Eski madde, "Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, ekonomik istikrarın korunmasını gözeterek, mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir" şeklindeydi...
Yani bir de ekonomik istikrar gerekçesi vardı... Bu mazeretin kaldırılması yetersizdir.

-BÖLÜCÜLERE AF

Madde 87: Meclis'in af yetkisi sayılırken devlete yönelik suçları düzenleyen, 'Anayasa'nın 14. maddesindeki fiillerden dolayı hüküm giyenler hariç olmak üzere' ibaresi kaldırıldı. Ve özel ve genel af
ilanı TBMM'nin 5'te 3 (330) çoğunluğunun oyuna bağlandı.

Böylece TBMM Anayasa'nın 14. maddesinde belirtilen, 'Bölücülük, devlet ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürme, temel hak ve hürriyetleri yok etme, devletin bir kişi veya zümre
tarafından yönetilmesi ya da sosyal bir sınıfın diğer sosyal sınıfa egemenliğini sağlama, dil-ırk-din ve mezhep ayrımı yaratarak devlet düzenini değiştirmek' suçlarını da kapsayacak kısmi ya da genel af
çıkarabilecek. Ancak bu af kanunları için 330 milletvekilinin oyu gerekecek.

-MİLLETLERARASI ANDLAŞMALAR

Madde 90: "Kanunlar ile milletlerarası andlaşmaların çatışması halinde milletlerarası andlaşmalar esas alınır."

Bu hüküm, Türkiye'nin AB ve diğer uluslararası kuruluşlarla yapacağı anlaşmaların iç hukukta uygulanmasının önünü açmak gerekçesiyle Anayasa'ya konuldu.

MHP maddeye itiraz ediyor. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de bu değişikliğin iç hukukta sorun çıkarmayacak ifadelerle desteklenmesini öneriyor.

Bu madde, egemenliğin Avrupa Birliği ya da diğer uluslar arası kuruluşlara devredilmesi demek....

- (+) ÖCALAN'A İNFAZ YOLU AÇIK

Geçici madde: "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 87. maddesinde öngörülen değişiklik bu kanunun yürürlük tarihinden önce Anayasa'nın 14. maddesindeki fiilleri işleyenler hakkında uygulanmaz."

Bu maddeye göre devlet aleyhine suçlardan idam cezasına çarptırılanların bu cezalarının TBMM'de onaylanmasında getirilen 330 oy şartına uyulmayacağı öngörüldü. MHP'nin ısrarı üzerine
eklenen geçici maddeyle, idam hükümlüsü Abdullah Öcalan'ın infazı yolu açık tutuldu. Ancak bu geçici madde, 14. maddenin değiştirilmesinin meydana getirdiği daha geniş sakıncaları ortadan
kaldırmıyor... ( Bu maddeye eksinin içinde artı verdik. Eksi çarpı artı ise eksi demektir.)

25 MADDE OLUMLU

Anayasa değişikliklerinin tümü kötü değil. 25 maddedeki değişikliği olumlu bulduk. Ancak 12 maddedeki olumsuzluk o kadar büyük ki, bazı iyileştirmeler getiren 25 maddenin de bir anlamı kalmıyor...
İşte olumlu bulduğumuz maddeler:

+TUTUKLULARA TAZMİNAT HAKKI

Madde 19: "Yakalanan veya tutuklanan kişi toplu olarak işlenen suçlarda en çok yedi gün, diğer suçlarda tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç 48 saat
içinde hâkim önüne çıkarılır. Bu zarar tazminat hukukunun genel prensiplerine göre devletçe ödenir.

Devlet zarara sebebiyet verenlere rücu eder. Bu husus kanunla düzenlenir."

1982 Anayasası'nda toplu işlenen suçlarda 15 gün olan gözaltı süresi yediye indirildi. Ayrıca, yanlış gözaltı kararlarına karşı devletin tazminat ödemesi ve bu tazminatı Emniyet görevlilerine
yüklemesi ilkesi getirildi. Bu duruma göre, bundan sonra polis ve jandarma, tazminat korkusu yüzünden, suçüstü halleri dışında kimseyi gözaltına alamayacak...

+ÖZEL HAYATTA YAZILI EMİR

20, 21, ve 22. maddelerdeki değişiklikler, kişi dokunulmazlığı, konut dokunulmazlığı ve iletişim hürriyeti ile ilgili "yazılı emir" şartını getiriyor. Üç madde de olumlu. Çünkü, bugüne kadar bütün
aramalar ve basına yönelik sınırlamalar keyfi kararlarla sürdürülüyordu.

+YURTDIŞINA ÇIKIŞ SERBESTİSİ

Madde 23: "Vatandaşın yurtdışına çıkma hürriyeti, vatandaşlık ödevi ya da ceza soruşturması veya kovuşturması sebebiyle sınırlanabilir."

1982 Anayasası'nda yer alan, yurtdışına çıkış hürriyetinin, 'ülkenin ekonomik durumu' nedeniyle sınırlanabileceği hükmü metinden çıkarıldı. 23. maddedeki değişiklik son derece olumlu. Çünkü,
mevcut madde, yurt dışına çıkışların ülkenin ekonomik durumu sebebiyle sınırlandırılabileceğini öngörüyordu. Böyle bir hükmün Anayasa'da bulunması bile ayıptır...

+ÖRGÜTLENME HAKKI

Madde 33'de yapılan derneklerin kurulması ve faaliyetini sürdürmesine yönelik kısıtlamalar kaldırıldı.

+ADİL YARGILANMA

Madde 36:Herkesin iddia ve savunma hakkına sahip olmasının yanı sıra, 'adil yargılanma hakkı' da getirildi. Bu hak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde yer alıyor. Demokratik her ülkede bu hak
zaten var...

+TEMEL HAK VE HÜRRİYETLERİN KORUNMASI

Madde 40: "Devlet işlemlerinde ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır."

Eklenen bu hükümle ilk defa devletin uygulamalarıyla ilgili olarak vatandaşa yasal başvuru yollarını açıklama zorunluluğu getiriliyor.

+KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ

Madde 41: "Aile Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır."

Böylece kadın-erkek eşitliği Anayasa'ya giriyor.

+KAMULAŞTIRMA BEDELLERİ VE FAİZ

Madde 46: "Devlet ve kamu tüzelkişileri, kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını
kanunla gösterilen esas ve usullere göre kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idari irtifaklar kurmaya yetkilidir" denilerek, eski maddedeki "kamulaştırma bedelinin tespitinde vergi beyanını,
kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirlerini, taşınmaz malların birim fiyatlarını ve yapı maliyet hesaplarını ve diğer objektif ölçüleri dikkate alır" hükmü değiştirildi.
Böylece, kıymet tekdirindeki haksızlık ortadan kaldırılmış oldu.

Artık, kamulaştırmada sadece gerçek değer esas alınacak.

+DEVLET İŞSİZLERİ KORUYACAK

Madde 49: "Devlet çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir
ortam yaratma ve çalışma barışını sağlama için gerekli tedbirleri alır."

Bu düzenlemeyle ilk defa devletin işsizleri de koruyucu tedbirler alması hükme bağlandı.

+MEMURLARA SENDİKA HAKKI

Madde 51: Bu maddedeki işçiler kelimesi yerine çalışanlar kelimesi konuldu. Böylece memurlara sendika hakkı tanınmış olacak.

+ÇALIŞANLARIN GEÇİM ŞARTI

Madde 55: "Asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur."

Asgari ücretin tespitinde 'ülke ekonomisi'nin yanı sıra ilk defa 'çalışanların geçim şartları' da Anayasa'ya girdi,

+'TÜRK VATANDAŞLIĞI'

Madde 66:Yabancı babadan ve Türk anadan olan çocuğun vatandaşlığı kanunla düzenlenir' hükmü Anayasa'dan çıkarıldı. Dolayısıyla "Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türktür" ilkesindeki sınırlama kaldırılmış oldu.

+SEÇİM YASALARIYLA OYNANMAYACAK

Madde 67: "Seçime bir yıldan az bir süre kaldığı zaman içinde seçim kanunlarında yapılacak değişiklikler, izleyen seçimden sonra yürürlüğe girer."

Bu maddede yapılan düzenlemeyle, 'Seçim kanunları temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir' hükmü Anayasa metninden çıktı, seçim yasalarındaki
değişikliğin seçimlerden sonra uygulanması ilkesi getirildi.

+PARTİ KAPATMA ZORLAŞTIRILIYOR

Madde 69: "Bir siyasi parti bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre, genel başkan, merkez karar ve yönetim organları veya
TBMM'deki Grup Genel Kurulu veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır. Anayasa Mahkemesi yukarıdaki fıkralara göre temelli kapatma yerine dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasi partinin devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir. Siyasi partilerin kuruluş ve çalışmaları, denetlenmeleri, kapatılmaları ya da
devlet yardımından kısmen ya da tamamen yoksun bırakılmaları ile siyasi partilerin ve adayların seçim harcamaları ve usulleri yukarıdaki esaslar çerçevesinde kanunla düzenlenir."

Yapılan bu düzenlemelerle parti kapatmalarında esas alınacak, 'odak' tanımı yeniden yapılırken kapatma öncesi partilere Anayasa Mahkemesi tarafından Hazine yardımının kesilmesi cezası verilebilmesinin yolunu açıyor. Ayrıca partilerin ve adayların seçim harcamalarına denetim getiriliyor.

Genelkurmay, parti üyelerinin eylemlerinin de kapatma gerekçesi olabilmesini istiyor. Askerler ayrıca, partilere devlet yardımının kısmen veya tamamen yoksun bırakılması cezasının yanı sıra, belirli bir süre faaliyetten alıkonulma veya milletvekili ve mahalli idareler seçimlerine katılmama cezası verilmesini de öneriyor.

+YABANCILARA DİLEKÇE HAKKI

Madde 74: "Vatandaşlar ve karşılıklılık esası gözetmek kaydıyla Türkiye'de ikamet eden yabancılar kendileriyle veya kamuyla ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında yetkili makamlara ve TBMM'ye
yazıyla başvurma hakkına sahiptirler.

Kendileriyle ilgili başvurmaları sonucu, gecikmeksizin dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir."

Maddedeki değişiklikle, Türkiye'de ikamet eden yabancılara da şikâyet ve dilekçe hakkı tanındı.

+MİLLETVEKİLLERİ İÇİN EYLEME KATILMA

Madde 76: Milletvekili seçilmeye engel olan nitelikler arasında sayılan, 'ideolojik veya anarşik eylemlere katılma' yerine, 'terör eylemlerine katılma' ibaresi getirildi.

Maddeye göre, ideolojik nitelikli protesto gösterilere katılmaları nedeniyle hüküm giyen kişilere de milletvekilliği yolu açıldı.

İdeolojik eylemin suç sayılması gerçekten anayasaya yakışmıyordu. Çünkü bütün ideolojik eylemlerin suç olduğu sayılıyordu. Maddenin değiştirilmesi yerindedir.

+DOKUNULMAZLIK

Madde 83: Maddede yer alan, 'TBMM üyesi hakkında seçimden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır. Üyelik süresince zaman
aşımı işlemez' hükmü çıkarıldı. Bunun yerine şu fıkralar eklendi:

"Dokunulmazlıkla ilgili işler TBMM'ye ulaşma tarihinden itibaren en geç üç ay içinde sonuçlandırılır. Dokunulmazlıkla ilgili oylama Genel Kurul'da gizli olarak yapılır. Milletvekilleri hakkındaki ceza davaları
Yargıtay'da görülür. Bu davalarla ilgili hazırlık soruşturmasının yürütülmesi, kamu davasının açılması, hükmün temyizi ve diğer yargılama esasları kanunla düzenlenir."

Bu düzenlemeye göre milletvekiline üyelik sıfatı sürerken yargılanma yolu açıldı. Hakkında dava süren milletvekili yeniden seçildiği takdirde açılan davaya devam edilebilecek.

+MİLLETVEKİLİ EMEKLİLİĞİ

Madde 86: "TBMM üyelerinin ödenek, yolluk ve emeklilik işleri kanunla düzenlenir. TBMM üyeleriyle bunların emeklileri TC Emekli Sandığı ile ilişkilendirilirler ve üyeliği sona erenlerin istekleri halinde ilgileri devam eder."

Maddeyle, milletvekillerinin maaşlarının Anayasa'dan ayrı olarak sadece kanunlarla düzenlenmesi öngörüldü.

+CUMHURBAŞKANINA KISMİ VETO HAKKI

Madde 89: "Cumhurbaşkanı yayınlanmasını kısmen veya tamamen uygun bulmadığı kanunları bir daha görüşülmek üzere bu hususta gösterdiği gerekçeyle birlikte aynı süre içerisinde TBMM' ye geri
gönderir. Cumhurbaşkanınca kısmen uygun bulunmama durumunda TBMM sadece uygun bulunmayan maddeleri görüşebilir."

Maddeyle, Cumhurbaşkanına yasaların maddelerini veto edebilmesi hakkı tanınıyor. Böylece, gereksiz zaman kayıpları önlenmiş olacak.

+BAŞKANLIK DİVANI

Madde 94:Seçimlerden sonra, TBMM başkan adaylarının başvuru süresi 10 günden 5 güne indirildi.

+SORUŞTURMALAR HIZLANIYOR

Madde 100:Meclis soruşturma önergelerinin Genel Kurul tarafından gizli oyla karara bağlanması öngörülürken soruşturma komisyonu raporlarının verilecek iki aylık ek süre ile birlikte en geç
dört ay içerisinde TBMM Başkanlığı'na teslim edilmesi zorunluluğu getirildi. Ayrıca, "Rapor başkanlığa verildiği tarihten itibaren 10 gün içinde dağıtılır, dağıtımından itibaren 10 gün içinde görüşülür. Ve
gerek görüldüğü takdirde ilgilinin Yüce Divan'a sevkine karar verilir. Yüce Divan'a sevk kararı ancak üye tamsayısının salt çoğunluğunun gizli oyuyla alınır" fıkrası eklendi.

+MGK GENİŞLİYOR

Madde 118: "Milli Güvenlik Kurulu, Cumhurbaşkanı'nın başkanlığında Başbakan, Başbakan yardımcıları, Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma, İçişleri, Dışişleri, Adalet bakanları, Kara,
Deniz ve Hava komutanları ve Jandarma Genel Komutanı'ndan kurulur. MGK devletin milli güvenlik siyasetinin tayini, tespiti ve uygulaması ile alınan tavsiye kararları ve gerekli koordinasyonun
sağlanması konusundaki görüşlerini Bakanlar Kurulu'na bildirir."

Değişiklikle Adalet Bakanı, MGK'nın asıl üyesi haline getirilirken Başbakan yardımcılarına oy hakkı getirildi. Mevcut Anayasa'daki MGK kararlarının, 'Öncelikle dikkate alınır' hükmü, 'Değerlendirilir' şeklinde değiştirildi! Bu değişiklikle, Bakanlar Kurulu, MGK önerilerini öncelikle dikkate almayabilecek!
Üzerinde 17 büyük ülkenin psikolojik savaş yürüttüğü Türkiye'nin güvenliği siyasilerimizin inisiyatifine bırakılacak!

+PARTİ KAPATMA ZORLAŞIYOR

Madde 149: "Anayasa Mahkemesi, başkan ve 10 üye ile toplanır. Salt çoğunlukla karar verir.

Anayasa değişikliklerinde iptale, siyasi parti davalarında kapatılmaya karar verebilmesi için 5'te 3 oy çokluğu şarttır."

Değişiklikle, Anayasa değişikliklerinin iptal edilmesi ve parti kapatılması zorlaştırılıyor. Böyle durumlarda Anayasa Mahkemesi'nin yedi üyesinin kabul oyu kullanması gerekecek. Mevcut Anayasa'ya göre altı üyenin oyu yeterli.

+12 EYLÜL YASALARI

Geçici 15. madde

12 Eylül döneminde çıkarılan kanun ve KHK' lerin Anayasa'ya aykırılığının iddia edilemeyeceğine ilişkin fıkra kaldırıldı. Böylece 12 Eylül hukukuna yargı yolu açılmış oldu.

Arslan Bulut

YORUM EKLE