Habere göre Almanya'da aşılardan şüphelenen bir hemşirenin aşı yerine tuzlu su çözeltisi enjekte etmesi nedeniyle binlerce kişiye yeniden aşı olmaları çağrısı yapıldı.
Aşağı Saksonya eyaletinin Friesland bölgesinde yürütülen soruşturmada bir hemşirenin insanlara aşı yerine tuzlu su çözeltisi enjekte etmiş olabileceği sonucuna ulaşıldı. Tuzlu su enjekte edilenlerin yaklaşık 8600 kişi olduğu sanılıyor. Tuzlu su çözeltisinin sağlığa zararı bulunmuyor. Polis, hemşirenin yakalanıp yakalanmadığı, hakkında iddianame düzenlenip düzenlenmediğini açıklamadı!
***
Olay, aşı üreten ülkede meydana geliyor! Peki, Almanya'da aşı yerine tuzlu su enjekte edilen kişi sayısı gerçekten 8600 mü yoksa bu, Almanya devletinin örtülü ama yaygın bir uygulaması mıdır? Bir hemşire, tek başına böyle bir uygulama yapamaz. Bu bir ekip işidir ve tuzlu suyun altı dozluk aşı şişelerine doldurulması için günlerce çalışma gerektirir!
Aslında tuzlu su serum sayılabilir. Çünkü serum, içeriğinde yüzde 0.9 tuz ve 154 milimol klor bulunan, yüzde 99.1'i ise su olan bir tür tuzlu sudur.
Zaten, Türkiye'de klinik mikrobiyoloji uzmanı Dr. Orhan Kara, korona teşhisi konulan hastalara ilk gün serum verilmesinin en etkili tedavi olacağını söylüyordu... Anlaşılan, sadece bir hemşire değil, aşıyı üreten Almanya, Dr. Orhan Kara'nın bu bilgisine vakıf!
***
İçeriğinde bakırdan 200 kat iletken grafen bulunduğu, İspanyol Prof. Dr. Madrid tarafından laboratuvar analizi ile tespit edilmiş sıvıların ise aşı olmadığı kesindir! Öyleyse, grafen içerikli sıvıların vücuduna enjekte edilmesini istemeyen insanlara "aşı karşıtı" veya "bilim karşıtı" demek, küresel düzeyde bir sahtekârlıktır!
İnsanlar, "bilimsel gerekçelerle" genetik yapılarının geri dönülmez bir şekilde değiştirilmesine karşı çıkıyor, hepsi bu!
Bugüne kadar elektromanyetik dalgaların, insan sağlığına bir etkisi olmadığını savunanlar bile "ısı etkisi" olabileceğini kabul ediyor. Peki insan vücudunun ısısı birkaç derece artırılır veya eksiltilirse ne olur? Bilimsel olarak bunu yapmak mümkün müdür? Evet mümkündür! Cep telefonunda kullanılan elektromanyetik dalgalar, elementlerden oluşan insan vücudunun ısısını şu anda artırabiliyorsa, iletkenliği bakırdan 200 kat yüksek bir madde sayesinde bu ısı istenildiği an yüksek oranda da artırılabilir. Diyelim ki sıcak savaştasınız ve ordunuzun tamamı aşılı... Hepsinin ısısının uydulardan gönderilecek elektromanyetik dalgalarla üç-dört derece yükseltildiğini düşünün... 40-41 derece ateşle savaşabilirler mi?
Anadolu'nun bir köşesinde, bir muhtarı konuşturuyorlar; "Bu, aşısızlar pandemisidir" dedirtiyorlar! Yahu bu söz, Biden'ın kullandığı bir slogandır! Ne çabuk benimsendi? Ya kendi vatandaşlarına, Almanya gibi tuzlu su veriyorlarsa?
***
Şimdi, Türkiye'de ülkeyi yönetenler, grafen içerikli sıvıya "evet" desinler diye, öğrenci velilerine ve devlet memurlarına baskı kurmaya çalışıyor ve "aşı olmayanlara iki günde bir test yaptırmak mecburiyeti getiriyoruz" diyor. Bunu fiilen uygulayamazlar ama ABD Başkanı ne derse onu yapıyorlar! Bu, işkencedir, zulümdür ve zaten sadece Anayasa'ya değil, doğal hukuka da aykırıdır. Ayrıca, insanın genetik yapısını değiştiren sıvıları dayatmak İslâm'a aykırıdır ve en büyük günahlardan biridir.
Bakara suresinin 205'inci ayeti, Elmalılı Hamdi Yazır tercümesine göre "İş başına geçti mi yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak, ekini ve nesli helak etmek için koşar. Allah ise bozgunculuğu sevmez." şeklindedir. Genetiği değiştirilmiş gıdaları ülkeye sokanlar, yani ekini bozanlar ve Amerikan şantajıyla ülkenin nüfus yapısını bozanlar, insanın genetiğinin değiştirilmesi gibi bir bozgunculuğa da alet olabilir! Yalnız, bu işi yapanlar, yaptıranlar, insanlığa karşı, Türk Milleti'ne karşı çok büyük bir suç işlemiş oluyor!