Aslına rücu edenler!

Milliyetçi kamuoyu, Zaman gazetesinde Yunanlı Herkül Millas’ın milliyetçiliğin bir hastalık
olduğu yolundaki yazısına sert tepki gösterdi.

................Zaman gazetesini protesto kampanyaları düzenlendi.
Yeniçağ’da Necdet Sevinç ve Altemur Kılıç, Halka ve Olaylara Tercüman’da Servet
Kabaklı, konu hakkında önemli yazılar yazdı...
Necdet Bey, “Yunan İstihbarat Örgütü’nün elemanları arasında bulunan Herkül
Millas, Hocaefendi’yi görmek için Amerika’ya kadar gider.
Türkiye’den tüydükten sonra bir kardinal tarafından ağırlanmakta olan Hocaefendi’yle
görüşür.
Nasıl bir karara varırlar bilinmez ama Herkül Millas Yunanistan’a döndükten uzunca bir
süre sonra Hocaefendi’nin gazetesinde ‘milliyetçiliğin SARS ve AIDS’den daha tehlikeli bir belâ olduğunu’ yazar.
Neden? Çünkü Türk Milleti’ni vâreden ve ayakta tutan kudret milliyetçiliktir de ondan!”
ifadelerinden sonra, Fethullah Gülen’in Türkiye’de önayak olduğu “dinlerarası diyalog”
faaliyetlerinin Papa Jean Paul’ün “Kurtarıcı Misyon” adlı genelgesinde “Kilisenin bütün
insanları kiliseye döndürme amaçlı misyonunun bir parçasıdır.
Bu misyon aslında Mesih’i ve İncil’i bilmeyenlere ve diğer dinlere mensup olanlara
yöneliktir” olarak değerlendirildiğini hatırlattı ve asıl bu sözde diyalogların SARS ve
AIDS’ten tehlikeli olduğunu belirtti.

Benim üzerinde durmak istediğim konu ise, sadece Yunanlı Herkül Millas’ın yazısı değil...
Son günlerde Başbakan Tayyip Erdoğan da milliyetçilik aleyhine konuşmalar yapıyor! Irka, dine ve bölgeselliğe dayalı milliyetçilik yapmayacaklarını söylüyor...
Böylece bir zamanlar Süleyman Demirel tarafından başlatılan “Irk devleti bitti” tartışmasını
da hatırlatmış oluyor... Demirel “Anayasal vatandaşlık esas alınmalıdır” derken,
Cumhurbaşkanı olduğu ülkenin, neyi esas aldığının farkında olmadığını göstermiş oluyordu.
Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk olarak kabul edildiğine
göre, bunun üzerinde aranan şey neydi? Rahatsızlık duyulan Türk kimliğinden başka bir şey
değildi...
Milliyetçilik aleyhine faaliyetler, sadece bunlardan ibaret de değil...
20 Temmuz Barış Harekatı’nın yıldönümünde, Mehmet Ali Talat, Rumlarla birlikte,
Rumların katliam yaptığı Atlılar, Muratağa ve Sandallar köylerine giderek gösteri yapmak
istedi... Güya Rumlar özür dilercesine şehitliklere çiçek koyacaktı...
Bu eylemin perde arkasındaki düşünceyi de KKTC’yi yok ederek Rumlarla birlikte
yaşamak istediklerini saklamayan Barış ve Demokrasi Hareketi’nin başkanı Mustafa Akıncı açıkladı. Akıncı, “Yeni 20 Temmuz’lar olmasın. 20 Temmuz’ların artık topla tüfekle
kutlanan bir bayram yerine, geçmişin muhasebesinin yapılabildiği ve karşılıklı hataların
bertaraf edildiği bir güne dönüşmesi gerektiğine inanıyorum” dedi.

Tabii, fotoğraf bunlarla bitmiyor...
Medya da milliyetçiliği kötülemek için programlanmış olduğu gibi Türk Milliyetçileri’nin
içine yeni truva atları sokulması için olağanüstü bir çaba içindedir aynı zamanda...
Anlaşılıyor ki, Türkiye’nin direniş gücünü çözmek için, öncelikle Türk milliyetçiliğini gözden
düşürmek gerektiğini inandılar ve organize bir şekilde saldırıya geçtiler...
Bu bakımdan Tayyip Erdoğan, Yunanlı Herkül Millas, Mehmet Ali Talat ve Mustafa Akıncı ile aynı kefeye girmektedir.

Yunanlı Herkül Millas, yazısını Yunanistan gazetelerinde yazsa, Kıbrıs Rum Kesimi’nin
katliamdan sorumlu Cumhurbaşkanı Papadopulos, Mehmet Ali Talat ve Mustafa
Akıncı’nın yaptığını kendi halkına karşı yapsa, o zaman bu tavırlar samimi bulunabilirdi...
Yunanlı Herkül Milllas, önce kendi ülkesinin Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu’nun “AKP, Türk ordusunun komuta kademesine müdahale edecek” bilgisini nereden aldığını açıklasın da ondan sonra Türkiye’de bir gazetede milliyetçilik aleyhinde bir yazı yazsın...
Bu arada Papandreu’nun umudu da, Türk ordusundan tam bağımsızlıkçı, milli devletçi
generallerin tasfiyesine bağlı ki, etekleri zil çalarak bu açıklamayı yapıyor...
Milliyetçilik aleyhindeymiş gibi propaganda yapan Yunanlılar ve Rumlar, önce kendi
ırkçılıklarını ortadan kaldırsınlar ve makul milliyetçiliğe dönsünler bir defa...
Çünkü, üstün ırk felsefesine dayanan Nazizm bile, kaynağını Helenizm’den almıştır ve bu
düşünceye dayanan bütün Batı dünyası, topyekun ırkçılığı temsil eder...
Irkçılık, İslam öncesinde de sonrasında da Türk Milleti’nden yüz bulamamıştır.
Ancak Türk Milleti’ne karşı ırkçılık yapanların, bunun cevabını alacağından kimse şüphe
etmemelidir...
Her millet kendi milliyetçiliğinden vazgeçtiğini açıklasa bile buna kimse inanmaz. Çünkü
milliyetçiliğinden vazgeçen veya milli kimliğini veya haysiyetini kaybeden milletler,
milliyetçiliğini ayakta tutan milletlerin esiri olur...

Türkler’e Türk karşıtı propaganda yapan ve milliyetçiliği gözden düşürmeye çalışanların
Yunanlı olması, bir ölçüdür ama bu işi Yunanlılar ile işbirliği içinde yapan Türk vatandaşları
var ise onların damarlarında Türk kanı dolaşmadığına emin olabiliriz...
Her şey aslına rücu edermiş...

YORUM EKLE