BU NE AHLÂKSIZLIK?
BU NE TERBİYESİZLİK?
BU NE ASÂLETSİZLİK?
BU NE BİÇİM PİS BİR AĞIZ?
Aziz mübarek Ramazanda, bayram günlerinde, hatta Cuma namazı çıkışı câmi avlularında bile zerre kadar utanıp sıkılmadan iftira atıp yalan konuşmak, siyâsi rakibine karşı sokak çocukları gibi salyalı ağızlarla terbiyesizce iğrenç sözler sarf etmek ve sonra sureti haktan gözükerek insan içinde dolaşmak!
Bu ne zillet?
Bu ne merhametsizlik?
Acıyın bu millete.
Yediğiniz sizin olsun.
Daha fazla çirkefleşmeyin!
İnsan olmak bu kadar mı zor?
Köprü altlarında mı büyüdünüz?
Bu ölümlü dünyada insan olun!
İnsan olun da huzur bulsun bu millet!
Niccolo Machiavelli der ki;
‘’Eğer bir millet, iktidarda bulunan kişilerin şereften, onurdan, ahlâktan yoksun davranışlarını ve de hırsızlığını yalnızca kendi siyâsi görüşünden olduğu için görmezden geliyorsa, o millet erdemini yitirmiştir. Erdemini yitiren bir millet bir gün vatanını da yitirir’’
Devletin yönetim kadrosundaki koca koca adamların bozuk ağız şeklini, kokuşmuş kafa ve ekşimiş fikir yapısını, mânanın çiğnenip ahlâki değerlerin ayaklar altına alındığı davranışlarını…. insaniyetin, sadakat ve merhametin, erliğin ve yiğitliğin, imanın ve inancın dışlandığı, ahde vefanın olmadığı keşmekeşliklerini görüp, bu çirkinliklere her gün onlarca kez şahit oldukça, çaresizlikler içinde kahretmekten başka bir şey gelmiyor elden!
BU VATANI KURTARACAK YEGÂNE İNSAN TİPİ;
Asil ve soylu âilelerin iyi eğitim almış, mânevi zenginliğe sahip, yüksek vasıflı, Müslüman Türk milletinin inançlarını, binlerce yıl ötelerden süzülüp gelen Türk töresini bizzat yaşayan ve yaşatmaya çalışan, milli ve vazgeçilmez değerlerine karşı yapılan küstahlıklara asla müsamaha göstermeyen, ceddinin yüksek ahlâkıyla ahlâklanmış, şahsiyet ve kişilik zafiyeti yaşayıp, sınıf atlama gibi bir derdi olmayan, Türk ve Müslüman olmanın ötesinde daha başka bir vasıf aramayan, başkasına özenmeyen, dünyaya meyledip ikbâl kovalamayan, kendisine yeten ve başı dik, alnı açık, helâl süt emmiş, kanı, geni bizden olan iman ve ülkü erleridir.
Devletin her kademesinde, idâri organlarda, siyâsi organizasyonlarda, medyada, Öğretim Kurumlarında ve hatta Diyanet Teşkilâtında bu târife uyan ârif, kâmil ve olgun insan tipine rastlayanınız var mı?
Bu soruyu sormaya gerek yok sanırım!
Her şey bütün pisliğinle gün gibi apaçık ortada değil mi?
Ah bir utanabilseler!
Rezilliklerini görüp mahcubiyet hissiyle yüzleri kızarabilse!
Ağızlarından çıkanlarla, boğazlarından geçenlere dikkat edebilseler!
Ruhlar meclisinde Allah'a verdikleri ''kulluk sözü''ne sadece bir gün sadık kalabilseler!
VE DAHASI,
Allah’tan korkup,
Milletten utanıp,
İnsanlığın ve insaniyetin farkına varabilseler, inanın içinde bulunduğumuz bu zillet anında yok olup huzur ve aydınlığa çıkacağız.
İnsan olmak bu kadar mı zor?