Bilerek, kasten ve büyük bir intikam duygusu ve tarihten gelen bir kinle devlet ve millet olarak çökertimekteyiz.
Din ambalajıyla gözlerden kaçırılan ve 21 yıldır amansızca hüküm süren çok büyük bir tahribatla karşı karşıyayız ki her geçen saniye aleyhimize işlemekte.
Öylesine büyük bir tahribat ki, hedefinde vatanın, sonunda ırzın ve namusun var.
Leş olsa uyanırdı!
Bu ne sorumsuzluk ve aptallık derecesinde boş vermişlik!
Uyuşmuşuz,
Beyinlerimiz devre dışı,
İrâdelerimizi teslim etmişiz ve her birimiz bir siyâsi liderin peşine takılmış savruluyoruz.
Hüküm süren bu büyük ihanetin karşısında muhalefetin durumu içler acısı.
Muhalefet;
Ne bizden,
Ne sâmimi,
Ne olayların farkında,
Ne de en küçük bir iddianın sahibi,
Mevcut muhalefet parti liderleriyle, 21 yıldır sürdürülen bu büyük ihanete dur diyerek tahribata son verip devletin çökertilişini önlemek imkânsız.
Her birimiz, şayet bir partinin mensubu isek, mensubu olduğumuz siyâsi partinin lider ve Milletvekillerini yakalarından tutarak silkelemeliyiz ve kendilerine ''bu becereksizliğiniz, bu ciddiyetsizliğiniz, bu yüreksizliğiniz ve bu dalkavukluğunuz neyin nesidir'' diyerek hesap sormalıyız.
''Bana bunları söyleyemez ve bana hesap soramazsın, çünkü ben Liderim, ben Milletvekiliyim'' diyerek diklenen olursa, o zaman da kendisine ''Hadi be! Sen benim namusum, vatanım ve devletimden daha mı önemlisin, sen kimsin bre ciddiyetsiz'' diyerek çıkışacaksın.
Bunları yapamıyorsak, yarın ki nesillerimiz bizlere Fâtiha yerine lânet okuyacaklardır.
Bilinmelidir ki;
Giden namus,
Çalınan vatan,
Çökertilen devlet,
Tahrip ve tahrif edilen din,
Göz dikilen evindeki senin mahremindir.
Seni uyandırmak için daha ne yazayım ki?
Uyanıp düşünmen için illâ da birilerinin başına tokmak indirmesi mi gerek?