Dr. Brun, ''Deneysel genetik aşıları, hayvana bile enjekte etmem!''

Türkiye orman yangınlarıyla boğuşurken, Biden-Erdoğan görüşmesinde kararlaştırıldığı anlaşılan, Afganistan'da ABD için çalışan askerlerin Türkiye'ye gönderilmesi operasyonu devam ediyor!

ABD ilaç şirketlerinin sözcülüğünü üstlenenler ise fırsattan istifade insanın genetik yapısını ebediyen değiştiren sıvıların 12 yaşına kadar herkese uygulanması için medya kampanyası başlattı. Bazı sanatçıları da bu işe alet ediyorlar!

Bir diğer gelişme de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Aşı işini bizim belediyelerimize versinler biz halledelim" tarzında konuşması!

Bütün bu süreçler birbiriyle ilişkilidir. Bu sebeple hepsinin birlikte değerlendirilmesi gerekir.

CHP içinde daha pandemi ilan edilmeden, aşıların zorunlu hale getirilmesi için yasa teklifi sunanlar var! Kılıçdaroğlu, bunlara veya benzerlerine danışarak karar alıyorsa, kendisine de Türkiye'ye de yazık eder.

***

Türkiye'deki milyonlarca Suriyeliden tek bir kişinin dahi koronadan hastaneye kaldırıldığına dair bir kayıt yok. Aşı da olmuyorlar. Onlardan ve yine milyonlarca turistten karekod (HES kodu) göstermeleri istenmiyor! Afganistan'da ABD iş birlikçisi ordunun askerleri ise Türkiye'ye akın ediyor! Onların daha kayıtları bile yok. 270 bin kişiye düşürülmüş Türk ordusu ise aşılanıyor!

Afganistan askerlerini, ABD'nin Kabil Büyükelçiliği'nin gönderdiğini yazmıştım. ABD'nin konuyla ilgili resmî açıklaması, bu bilgiyi teyit etti. Bilgiyi Afganistan'dan değil Kanada'dan almıştım! İlginç ama gerçek bu!

Bu arada bazı fırıncıların "aşı kaydı göstermeyene ekmek yok" işgüzarlığını, federasyonları önledi ama bu defa Kahvehaneciler Federasyonu, aşı kaydı göstermeyenin kahvehanelere alınmayacağını açıkladı. Kendileri bilir! Türkçe'nin en güzel ifadelerinden biri geliyor aklıma! Her neyse, bu kafayla her masaya bir dördüncü bulmak mümkün müdür?

Medyada ise aşılarla ilgili bilimsel gerçekleri göz ardı edenler, "akla ve bilime inanıyoruz, hurafelere değil" diyerek DSÖ ve Bill Gates'in programına iman ettiklerini açıklamış oluyor.

***

mRNA teknolojisinin mucidi Robert Malone, "Aşı, virüsü daha bulaşıcı hale getirir ve daha hızlı çoğaltır" diyor. Bu da mı hurafe?

CDC raporunda, "3-17 Temmuz arasında, Massachusetts sakinleri arasında 469 COVID-19 vakası tespit edildi; 346'sı (%74) tam aşılı kişilerde meydana geldi." deniliyor. Bu da mı hurafe?

HİV virüsünü keşfederek Nobel ödülü alan ünlü virolog Prof. Dr. Luc Montagnier, "Yeni varyantlar, yoğun aşılamanın sonucudur. Aşılama başlıyor ve nedense ölümler artıyor" diyor. Bu da mı hurafe?

***

İrlandalı ünlü mikrobiyoloji uzmanı Dr. Marcus de Brun ise konuyu bir makaleyle inceledi. Özetle "RNA aşıları, (Pfizer ve Moderna) hücre içinde virüs fabrikası gibi çalışır ve virüs yükünü hücre dışı sıvıya ve kana karıştırır. DNA aşıları (Astra Zeneca ve Johnson and Johnson) ise hücrelerin çekirdeğine girdiğinden kendi DNA'mız gibi işlem görür ve potansiyel olarak kanser dahil olmak üzere mutasyonlara neden olma riski taşır.

İlaç firmaları, bu yöntemle sadece insan hücrelerine değil tüm türlerin hücrelerine geri dönülmez bir müdahalede bulunuyor ve doğadaki tüm canlıları dönüştürmüş oluyor.

Bu süreç 'Dolly' adı verilen koyun ile başladı ve genetiği değiştirilmiş gıdalar ile devam etti. Ancak sentetik genlerin milyonlarca insana enjekte edilmesi çok daha az tartışma yarattı! Genetik modifikasyonu tartışmak için artık çok geç. Bu deneysel genetik aşıları, sağlıklı insanlar bir tarafa; hayvanlara bile enjekte etmem!" diyor.

Bunlar da mı hurafe?

YORUM EKLE