Bir sohbet esnasında Atatürk arkadaşlarına ‘’Dünyanın en büyük insanı kimdir’’ diye sorunca cevaplar ardı ardına gelir;
Timur'dur,
Alparslan’dır
Fatih Sultan’dır
Yavuz Sultan Selim’dir.
Napolyon'dur
İskender'dir.
Atatürk ise ‘’Bilemediniz bunların hiçbiri değil’’ deyince, mecliste bulunanlardan yağcı- dalkavuğun biri ‘’Dünyanın en büyük insanı sizsiniz Paşam’’ der.
Atatürk önce bu dalkavuğu bir hayli sert bir şekilde tersledikten sonra, kendi sorduğu sorunun cevabını aşağıdaki şekilde yine kendisi verir.
‘’Dünyanın en büyük insanı Peygamberimiz Hz. Muhammed'dir. Ölümünden bu yana bin üç yüz sene geçtiği halde günde beş vakit, Cenab-ı Allah'tan sonra adı söylenen Hz. Muhammed (s.a.v)''dir’’
YA BUGÜN OLSAYDI?
Mesela Erdoğan bir gün Aksaray’da çevresindekilere ‘’Dünyanın en büyük insanı kimdir’’ diye bir soru sorsa, inanın aynı anda ‘’SİZSİNİİİİİİZ’’ diye avaz avaz bağırırlardı!
Erdoğan onları paylayıp azarladıktan sonra, Atatürk'ün verdiği cevabı verebilir mi?
Daha önce kendisi için ‘’ALLAH’IN BÜTÜN ÜSTÜN VASIFLARI ERDOĞAN’DA TOPLANMIŞTIR’’ denildiğinde ne yaptı ki, şimdi de gerekeni yapsın?
TÜRK MİLLETİNİN İKİ MUSTAFA'SI VARDIR.
Türk milletinin iki Mustafa’sından ilki, iki cihan güneşi Peygamberimiz Hz. Mustafa’dır,
Diğer ikinci Mustafa’mız ise Mustafa Kemâl Atatürk’tür.
Birinci Mustafa’mız, Allah adına şeytanın istilâsından gönüllerimizi,
İkinci Mustafa’mız ise, Sevr sonrası müstevlilerin istilâsından vatanımızı kurtarmıştır.
Türk milleti olarak, bu iki Mustafa’sının gösterdiği yoldan sapmadığımız müddetçe; tapusu Allah tarafından ve O’nun dilemesi sonucunda, birincisi Mâlzgirt Zaferinde, ikinci kez ise 9 Eylül 1922 de düşmanın İzmir’den denize dökülmesiyle Türk milletine kesilen bu topraklarda ebediyen var olup, hür ve başımız dik olarak yaşayacağız.
İşte Atatürk,
İşte günümüzdekiler.