Halkın yüzde 76'sı ''Mavi Vatan''ı duymamış!

Kadir Has Üniversitesi'nin geniş kapsamlı "Türk Dış Politikası Kamuoyu Algıları Araştırması 2021" sonuçları açıklandı. Benim en çok dikkatimi çeken sonuçlar, halkın yüzde 76,1'inin "Mavi Vatan" kavramını, yüzde 90,6'sının "Gümrük Birliği"ni, yüzde 62,9'unun "S-400"ü yüzde 59.2'sinin de "PYD"yi hiç duymadığını bildirmiş olması...

Biz bu kavramları kullanarak yazı yazıyoruz! Bizi okuyanların, büyük oranda aydın bir kitle olduğunu, okur mesajlarından biliyoruz. Arada bir sosyal medyada, Mavi Vatan'ın ne olduğunu bilmeyenler de devreye girebiliyor.

Haber dili, ilkokul dördüncü sınıfa giden bir çocuğun anlayacağı düzeyde olmalıdır ama köşe yazısında bu seviyeyi tutturmak zorunda değilsiniz... Kullandığınız her kavram için "acaba anlaşılacak mı" diye düşünürseniz, yazıyı bitiremezsiniz. Gerçi bunun da çaresi var: Eskilerin yaptığı gibi, hikâye dilini kullanmak... Fakat bunun için de daha geniş zaman ve daha geniş sütun gerekir.

Cem Gürdeniz'in ürettiği "Mavi Vatan" kavramı yenidir ama ülkeyi yönetenlerin ve siyasilerin dilinde olmayınca halkın yüzde 76,1'i "hiç duymadım" diyor… Acı ama gerçek bu. Durum böyle olunca diğer siyasi sonuçların benim açımdan bir kıymeti kalmıyor!

BİR TON KOKAİN BU İSE BEŞ TONU NEREDE?

Gümrük ve Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Mersin Limanı'nda, muz yüklü bir konteynerde bir ton kokain ele geçirildiğini duyurdu. Twitter'da Rengin Çolak"Kolombiya-Venezuela kaynaklı 6 tona yakın kokainin bir tonu bu ise beş tonu nerede?" diye sordu.

CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin de Gümrük ve Ticaret Bakanı Mehmet Muş'a, seslenerek, "Kim ya da kimler bu kokain sevkiyatının içerisinde yer almışlar? Türkiye'de tonlarca kokaini teslim alacak paraya ve güce sahip baron ya da baronlar kimlerdir? Lütfen bu soruların cevabını bir kez olsun kamuoyuna açıklayın." dedi.

AŞI TARTIŞMASI!

Aşı denilen deney aşamasındaki sıvıları üreten şirketlerin bile sorumluluk kabul etmediğini yazıyorsunuz, birileri, "Aşı olanları aşı olmayanlara karşı nasıl koruyacaksınız?" diye soruyor. Bu soruda "yaman bir çelişki" var! Nitekim bu soruya cevap verenler, "Aşı, aşı olanları virüsten korumuyorsa, neden aşı oluyorsunuz?" diyor.

Başka bir cevap da şöyle: Bir gün aşı olanlar, aşı olmayanların kanına ihtiyaç duyabilir! Yani aşı olmayanları, aşı olanlardan korumak gerekebilir!

Gerçekten de Amerika'da bir lisede, aşı olan öğretmenler, bu gerekçeyle okula sokulmuyor.

Aslında bu aşı olanlar-aşı olmayanlar ikilemi çıkarmak da "Büyük Sıfırlama" hedefine yönelik zombileşme sürecinin bir parçasıdır. Bu sebeple, bırakın isteyen aşı olsun, isteyen olmasın! Dinde bile zorlama yok yahu!

TÜRKİYE-ABD EĞİTİM KOMİSYONU!

"Türkiye'yi yönetecek kadroları kim seçer?" başlıklı yazımda verdiğim komisyon rakamlarını düzeltiyorum:

Türkiye ile ABD arasında, 27 Şubat 1946'da Kahire'de imzalanan ve 15 Mart 1950'de onaylanarak yürürlüğe giren anlaşma, "Temin edilen paraların kullanılmasına dair kanun" adıyla kanunlaştırılmıştır. Bu kanuna göre, iki ülke arasında kurulan "eğitim komisyonu"nun dört üyesi Türk, dört üyesi ABD vatandaşı olacak ve oyların eşitliği halinde başkanlığı yürüten ABD misyon şefinin oyu esas alınacaktı. Anlaşma, sadece karşılıklı öğrenci değişimini ve bunların masraflarının ABD tarafından karşılanması ile sınırlıydı. Fulbright, Eisenhower ve Rockefeller gibi burslar bu çerçevede ABD'nin seçtiği kişilere verilmiş, Türkiye'yi yöneten kadrolar çoğunlukla bu bursları alanlar arasından çıkmıştır. 

YORUM EKLE