'Mutlu vatandaşlık' için ikinci doz!

Memlekette olup bitenleri görünce içiniz daralıyor, canınız sıkılıyorsa… Zaman zaman karamsarlığa kapılıyorsanız… Gidişattan endişe ediyorsanız…

Daha önce önerdiğimiz ve kullananların şifa bulduğu 'mutlu vatandaşlık formülü'nü denemeyi ihmal etmeyin… Çok kısa bir sürede kaslarınızın gevşediğini, beyninizin mutluluk hormonu yaydığını hissedeceksiniz… Bir kere alışmaya görün, kaşık kaşık değil, leğen leğen tüketmeye başlayacaksınız…

Tekrar buyrun o zaman:

* Dış politikayı dert etmeyin... Amerikalı bastırdığında onunla müttefik olun, Rus bastırırsa Rus'la... Başınız dönmesin sakın... Dalga geçen olursa 'strateji' deyin geçin...

* Köprüler, yollar, havaalanları açık verdiğinde müteahhidin parası Hazine'den yani sizden çıkıyor diye kendinizi fazla üzmeyin... Verdiğiniz o paraların ahirette günahlarınıza kefaret sayılacağını düşünün...

* Kamu harcamalarındaki israfı, lükse, şatafata ayrılan parayı duyunca kendinizi asla kasmayın... "Bunlar çerez parası bile değil" denildiğinde, en yakın kuruyemişçiye gidin, yeterince kabak çekirdeği alın, televizyonun karşısına geçin ve Payitaht Abdülhamit'i seyredin...

* Dolar artıyor diye paniklemeyin, tam tersine gevşeyin... Lobilerin 'kur oyunları' bir defa daha deşifre olduğu için sizi yönetenlerle gurur duyun...

"Memlekette deizm yayılıyor" diyenlere "Bir zamanlar tuvalete 1 milyona gidiyorduk" diye cevap vererek morartın... Eğer karşınızdaki ısrar ederse duble yoldan bahsetmeyi unutmayın...

* Sizin dağ gibi çocuğunuz mülakatlarda elenirken, devletlûlerin yakınları işlere paraşütle iniyor ve bunu "Akrabayı kolla" âyetiyle açıklayabiliyorsa sakın sinirlenmeyin... Tam tersine dinine bu kadar düşkün siyasetçileri gördükçe şükredin...

* Görevlendirilmelerde, terfilerde, atamalarda 'ehliyet' ve 'liyakat' gibi değerlendirmelere fazla aldırış etmeyin... 'Ehliyet'in sürücü belgesi, 'liyakat'in de iftarlarda içilen bir tür Osmanlı şerbeti olduğunu düşünün, için ferahlayın...

"Ülkemiz büyüme hızında rekor kırıyormuş... Madem bu kadar büyüyoruz, o halde ben niye küçülüyorum?" diye kafanızı kendi kendinize bulandırmayın... Dünya dönüyor ama siz bunu hissediyor musunuz? Hayır...  Meseleye bir de böyle bakın...

* Temel gibi sürekli aynı paraya denk gelen mazot veya benzin alın, böylelikle 'fiyat güncellemeleri'nden etkilenmeyin...

'Teşekkür' etmek yerine sakın 'tefekkür' etmeyi denemeyin... Beyni fazla kullanmayın, israftan kaçının...

* Kahvehanede çay parasını denk getirmekte zorlanırken, sohbette birisi ülkenin gidişatıyla ilgili ağzını bozarsa IMF'ye nasıl da artık borç verdiğinizi söylemeyi ihmal etmeyin...

* Başımıza gelmiş ve gelecek ne kadar dert, ne kadar sıkıntı varsa 'Cehape zihniyeti'ne bağlayın... Kum torbasına vurur gibi vurun, daha çok vurun... Onlara sanki hep iktidardaymışlar da dün akşam devrilmişler muamelesi yapın...

* Batı'yla ilişkilerimiz iyiyken kolanın dibine vurun, zemzem muamelesi yapın... Tepenizi attırırlarsa kolaları kanalizasyona dökerken, kameralara 'Hayber gazvesinden geliyormuş gibi' poz verin...

* Her daraldığınızda topu mutlaka 'üst akıl'a atın... Büyük resmi gördüğünüzü düşmanlara hissettirin... Böyle yapın ki bir daha algı operasyonlarına teşebbüs etmesinler...

* Memlekette bir şeyler mi satıldı, meselâ şeker fabrikaları gibi... Hemen panik yapmayın... Eskiden 'vatan sağ olsun' diyorduk ya, şimdi de 'satan sağ olsun' deyin...

* Zıt görünseler bile her şeyden mutluluk çıkarın... OHAL kalkarken de, yeniden uygulamaya konurken de... Çözüm süreci başlarken, masa devrilirken de... AB'ye girerken de, çıkarken de... Rus uçağı düşürülürken de, özür dilerken de...  Suriyeliler gelirken de, sınıra taşınırken de…

"En büyük mutluluk, hür düşünceli olmaktır" demiş ya Anatole France... Boş verin siz onu... 'Hür düşünce'nin etinden, sütünden, yününden faydalanamayız ki... O yüzden "Mutluluk bir tercihtir" diyen Steve Chandler'a kulak verin... Tercihinizi sevin, mutlu olun, mutlu kalın!..

YORUM EKLE