LÜTFEN SON KELİMESİNE KADAR OKUYUNUZ.
‘’MHP yeni inen din mi abi?
Abi, seni dinleyince, MHP’yi yeni gelen din zannettim!
Abi, inanmak için geç kaldığımızdan günahkâr mıyız?’’
Yıllar önce bir seyahatim esnasında yağmurlu ve soğuk bir havada yolun kenarında vasıta bekleyen garip kılıklı bir vatandaşı görünce durup arabama aldım.
Biraz oradan buradan konuştuktan sonra konuyu siyâsete getirip derin bir sohbete daldık. Kafası çalışan zeki bir insandı, her şeyden önce çok samimi ve inançlı biriydi.
MHP ve Ülkücü davayı anlatmaya başlayınca daha da dikkatli dinlemeye başladı.
MHP’nin insana bakışını ve insanı zübde-i âlem bilip kâinatın merkezine koyuşunu, kuruluş amacını, mücâdelelerini, Türkeş’in insani üstün vasıflarını, ülkücü dünya görüşünü, İ’lây ı kelimatullahı, şehitlerimizin şehadet anlarını ve daha birçok şeyi anlatınca, o masum ve garip görünüşlü tertemiz insan bir an gözlerini üzerime dikti ve uzun bir bakıştan sonra bir şeyler diyecek gibi oldu, diyemedi ve yutkundu.
Bana bir şeyler demek istediğini fakat çekinip söyleyemediğini anladım ve kendisine ‘’Hadi çekinme, bir şeyler de sen konuş’’ dediğim de söze başladı ve dedi ki;
‘’Abi, sen iyi, dürüst bir insana benziyorsun, öyle olmasaydın durup beni arabana alır mıydın hiç. Bunca araba geçti kimse beni durup almadı. Anlattıklarını can kulağı ile dinledim, o kadar güzel şeyler anlattın ki hayatımda hiç kimse benimle bu kadar hoş sohbet etmedi, Allah senden razı olsun. Abi sana bir soru soracağım, sorum sana bir tuhaf gelebilir ama benim sorumu yürekten ve samimi olarak kabul et…’’
Hadi çekinme sorunu sor deyince, sorusu;
‘’Abi, yeni bir din geldi de bizim mi haberimiz olmadı?’’ şeklinde oldu.
Kendisine, ‘’bu da neren çıktı, bu sonuca nasıl vardın?’’ diye sorunca;
‘’Abi, sen Alparslan Türkeş'i ve O'nun sözlerini, MHP’yi, Ülkücü davayı, Ülkücüleri öylesine güzel anlattın ki, kendimi câmide muhteşem bir vaaz dinliyor sandım. Bir ara daldım, yeni bir din geldi de bizim mi haberimiz olmadı, inanmak için geç kalıp günaha mı girdik diye düşündüm…’’ dedi.
Seni en çok etkileyen sözüm hangisi oldu diye sorunca da;
Abi, ‘’MHP, Türk'e HZ. Nuh aleyhisselâm'ın gemisi gibidir’’ sözünüz beni çok duygulandırdı diye cevapladı sorumu.
Bu kadarı mı deyince;
Abi, bu kadar olur mu?
Alparslan Türkeş ve Ülkücülerin insana bakışını anlatıp dedin ki ‘’Cenâb-ı Allah, önce toprağı eledi ve sonra elekten alta geçen pürüzsüz saf topraktan, Kuran-ı Kerim’in ifadesiyle AHSEN-İ TAKVİM olarak (en güzel şekilde) insanı yaratıp, O’nu ZÜBDE- İ ÂLEM, yâni kâinatın merkezine koyarak kâinatın halifesi kıldı. MHP insana bu gözle bakar ve insanı Allah’ın en büyük emaneti olarak kabul eder’’. Türkeş'in ve MHP'nin insana olan bu bakışı karşısında hayretler içinde kaldım Abi.
HEY GİDİ GÜNLER HEY!
Bir zamanlar MHP’yi böyle anlatıyorduk!
Bizi dinleyenler de bize inanıyor ve böylesi güzel ikrarlarda bulunuyorlardı!
MHP'yi ve Ülkücü davayı bıkıp usanmadan, yorulup bıkmadan bir ömür anlattım. Hem de Türkiye'de en güzel anlatanlardan biriydim.
Ülkücü davayı şiir gibi anlatırım ve davanın düşmanı olan bile zevkle dinler sözlerimi. Şimdiler de ise, davayı kavrayamamış, olayları okuyamayanlar, bilhassa ülkücü olduklarını sananlar şahsıma karşı öylesine saldırganlaştılar ki, ben yine onlara kızamıyorum!
YA ŞİMDİLERDE?
Şimdiler de bakın kimlerle kol kolayız?
Kimlerle bir olup Başkanlık Sistemine EVET diyerek Türk milletinin temeline dinamit koyduk!
O' KİMLERİN KİM OLDUKLARINA BAKALIM MI?
O koluna girip Başkanlık Sistemine ‘’EVET’’ dediklerimiz, daha dün MHP ve ülkücüler için neleri söylemişler ve hangi ağır sözlerle bizlere sövmüşlerdi?
İŞTE MHP VE ÜLKÜCÜLERE OLAN HAKARETLERİ;
Ülkücüler eli kanlı cânilerdir!
Ülkücüler morg bekçisi katillerdir!
Ülkücüler Fâtiha’yı bile okuyamazlar!
Ülkücüler hayvana taparlar, putperesttirler!
Ülkücülerin ağızları salyalıdır, bunlara kuduz aşısı yapıldı mı?
Bunlar serseri, soysuz, terbiyesiz bir sürüden ibarettirler!
Ziya Gökalp- H. Nihal Atsız- Alparslan Türkeş dinsizdirler!
Türk milliyetçiliğini ayağımın altına aldım, Türk dediğin nedir ki!
Ve daha sayılamayacak kadar ağır ifadelerle ömrünce ülkücülere ve Türk milliyetçilerine amansızca saldıran, küfürle itham eden birinin koluna girerek TEK ADAMLIK DİKTASI için elinden gelen gayreti gösteren Bahçeli’nin bu ve bu gibi tavırlarından sonra bizler MHP’yi nasıl anlatacağız ki?
MHP’yi anlatsak bile dinleyen vatandaş eskisi gibi bize;
‘’ABİ, YENİ BİR DİN GELDİ DE BİZİM Mİ HABERİMİZ OLMADI’’ diyebilecek mi?
Veya da ''Hadi be sen de, ne MHP'si, ne ülkücüsü'' diyerek yanından mı kovacak?
Bugün kendisine destek olunan O'kişi var ya;
İşte O'kişi, 1980 öncesi Kasımpaşa'da Cuma namazına giden bir ülküdaşımızı ''ülkücülerin câmide ne işleri var'' diyerek avluda ki cemaatin içinde 5- 6 kişiyle bir olup döverek kan revan içinde bırakan bir münafıktır.
SON SÖZÜM ÜLKÜCÜLEREDİR!
ÜLKÜCÜ:
Ülkücü, kendi şahsi geleceğini Türk milletinin bekası noktasında yok sayarak, maddi ve mânevi tüm imkânlarını onun yüksek menfaatlerine amade kılan, ahlâk ve fâzilet âbidesi, soylu ve asil insan demektir.
ORHAN KILIÇOĞLU