Televizyonlarda ki açık oturum, panel ve çeşitli konuşmalarda komünist eskileri, devrimciler;
Uğur Mumcu,
Abdi İpekçi,
Bahriye Üçok,
Deniz Gezmiş,
Yusuf Aslan gibi kendilerine yakın gördükleri isimleri büyük bir gururla ve sitayişle sık sık telâffuz ederlerken, milliyetçi görüşü temsil eden konuşmacılar hiçbir zaman;
Gün Sazak,
Recep Haşatlı,
Ali Rıza Altınok,
Mürüvvet Kekilli,
İsmail Gerçeksöz,
İlhan Darendelioğlu...
Dahası;
Ruhi Kılıçkıran,
Cemil Doğan,
M. Pehlivanoğlu,
Yusuf İmamoğlu,
Dursun Önkuzu,
Selçuk Duracık,
Halil Esendağ,
Velican Oduncu ve daha binlerce şehitlerimizin isimlerini ağızlarına dahi almazlar...
İSİMLERİNİ ANMAYA TENEZZÜL ETMEDİKLERİ KİMLERDİ VE NE YAPMIŞLARDI?
Onlar, Ülkü Ocaklarında, İslâm ahlâk ve fazileti- Türklük gurur ve şuuru ile yetişmiş, gönülleri ve beyinleri Türklük sevdasıyla dopdolu birer mübarek insandılar...
Onlar, Türk’ün şeref gönderinde dalgalanan lekesiz birer bayraktılar...
Onların rehberleri Kur’an, hedefleri Turan olup, Nizam-ı Âlem için yola çıkmışlardı. Türk âleminin ve mazlum milletlerin son ümitleriydiler...
Böylesi mübarek isimleri anmamak, anıp hatırlatmamak ne büyük nankörlük, ne büyük saygısızlık böyle?
Bu hal tam bir yavşaklık ve karşı tarafa şirin gözükme maskaralığıdır, bunun adı züppeliktir.
MHP Milletvekilleri dâhi bu isimleri asla anmazlar çünkü içlerinde ülkücü, milliyetçi olan yok, hepsi hurdacıdan toplama çıkma birer araba parçasından farksızlar.
Ülkücü, Türkçü, milliyetçi olmalarından vazgeçtik, kişi azıcık insan olur insan!
Yavşaklığınızın neticesi olarak ismini anmadıklarınız, sizlerin IRZ- NAMUS- CAN VE MAL EMNİYETLERİNİZ için candan, serden, anadan, yardan velhasılı dünyalık adına her neleri varsa vazgeçerek kara toprağın bağrına düşen birer yiğittiler!
Adam sandıklarımız, ağızlarından birkaç güzel kelime duymak istediklerimiz meğerse karakter fukarası birer sahtekârmışlar.
BRE UTANMAZ, ARLANMAZLAR!
Kiminiz akademisyen,
Kiminiz sözde Türkçü,
Kiminiz güya ülkücü- Milliyetçi yazar,
Kiminiz yüksek perdeden atıp tutan Türk Ocaklı bilmem ne.
Cevap verin bre âdi mahlûkat!
Şehitlerimizin isimlerini ağızlarınıza almaya tenezzül etmeyerek kime, kimlere ve hangi vatansızlara karşı şirin ve sevecen gözükmeye çalışıyorsunuz?
Bu ne kahpelik?
Bu ne nankörlük?
Bu ne yavşaklık?
Bu ne biçim bir yılışıklık böyle?
Çıktığınız oturumlarda, şehit edilen ülkü fidanlarını, Türk milliyetçisi dava adamlarını sık sık anarak gündeme taşımak varken sizler ancak, dün sana en ağır saldırı ve hakaretleri yapan liboşları büyük bir sukut içinde dinler, yosma karılar gibi sırıtır başını sallarsın.
Hadi be yavşak!
Hadi be utanmaz yılışık!