Başbakan Ecevit, uzun süreden beri başbakanlıkta hazır bekletilen
Endüstri Bölgeleri Yasa Tasarısı'nı gündeme getirmeyi planlıyor.
Gerekçe, yabancı sermayenin önünü açmak olarak gösteriliyor,
ancak tasarı ile bütün Türkiye yabancı sermayenin eline geçebilir!
Yabancı sermaye olarak, şimdiden, ABD merkezli Ermeni, Yahudi
ve Rum sermayesi harekete geçmiş durumda... ABD'deki Ermeni
diasporasının, Türkiye'de arazi satın almak ve Endüstri Bölgesi
kurmak için para toplama kampanyası düzenlediği ve ilk planda 1
milyar dolar topladığı edindiğimiz bilgiler arasında...
İstanbul'da yabancı sermayeli birçok şirket, arazi alımı için faaliyete
başladı... Zaten birçok yasa tasarısını IMF ve Dünya Bankası
vasıtasıyla, bu sermaye şirketleri hazırlayıp gönderiyor... Ekonomik
krizin ardındaki planın, Türkiye topraklarının tapusunu teslim almak
olduğu net bir şekilde ortaya çıkıyor.
Ekonomide küçülme yüzde 11.8 e ulaştığı anlaşılınca, Başbakan
Bülent Ecevit bir açıklama yaparak yabancı yatırımcıların önünün
açılacağını söyledi.
Başbakan Bülent Ecevit, yabancı yatırımcıların yatırım yapacakları
zaman 40 kapıya müracaat etmek zorunda kaldıklarına dikkat
çekerek, müracaat kapısını bire indireceklerini söyledi. Bu konuda
kanun hazırlığı yaptıklarını belirten Başbakan Ecevit, yatırım
müracaatlarına da en geç 3 ay içinde cevap verileceğini vurguladı.
Ecevit'in bahsettiği kanunun Endüstri Bölgeleri Yasa Tasarısı
olduğu öğrenildi. Bu tasarının kim tarafından hazırlandığı
kamuoyunda tartışma konusu olmuştu. Tasarının Amerikan
şirketlerinden biri tarafından hazırlandığı öne sürülmüştü. Üzeyir
Garih'in öldürülmesinden sonra 28 Ağustos 2001 tarihli Türkiye
gazetesinde, Yabancı Sermaye Derneği Başkanı Faruk
Yöneyman'a atfen verilen bir haberde, Endüstri Bölgeleri Yasa
Tasarısı'nın çıkarılmasının, öldürülen iş adamı Üzeyir Garih'in
dolaylı vasiyeti olduğu öne sürülmüştü. Ancak, 3. maddede
YASED adının geçmesi, tasarının Amerikan tekellerinin istediği
doğrultuda YASED bünyesinde hazırlandığını ve başbakanlığa
iletildiğini gösteriyor.
ECEVİT'İN SATIŞ TELAŞI!
İlk olarak, Hazine taşınmazlarının değerlendirilmesi için Meclis tatile
girmeden yasa çıkarıldığını hatırlatan Ecevit, "Bu yasa süratle
uygulanmaya konmaktadır. Kısa süre içinde bu yolla devlet ve
topluma büyük gelir sağlanacak. Bu kaynaklar büyük ölçüde dar
gelirli vatandaşların durumlarının düzeltilmesi ve güç durumdaki
işletmelerin canlandırılması için değerlendirilecek." dedi.
Başbakan Ecevit, Türkiye'nin çok geniş doğal kaynakları
bulunduğunu ve bunların gereği gibi değerlendirilemediğini de
söyledi. Altın ve gümüş bakımından Türkiye'nin, olağanüstü
zenginlikte bir ülke olduğunu hatırlatan Ecevit, "Fakat bazı yasal ve
toplumsal engeller, bunların gereği gibi değerlendirilmesini önlüyor.
Bu engelleri de mutlaka aşmak zorundayız." ifadesini kullandı.
TÜRKİYE TOPRAKLARI
YAĞMALANMAK İSTENİYOR
Türkiye, piyasadan ve borsadan döviz çekilerek krize
sürüklendikten sonra, 14.5 milyar dolar borç uğruna rehin alındı.
Şimdi de, bir taraftan kamuoyu meşgul edilirken, değer taraftan
Türkiye'nin maden ve verimli tarım arazilerinin yabancı şirketlere
teslim edilmesi ile sonuçlanacak yasa hazırlıklarının dışında, iç ve
dış borçtan tamamen kurtulmak gibi köklü bir çözüm amacı öne
sürülerek hazine arazilerinin de yabancı devletlere doğrudan satışı
planlanıyor. Satışların, elçilik arazileri ile ilgili olduğu savunması
yapıldı ama, hazine arazileri yasasının Türkiye'nin tapusunu delmek
için bir adım olduğu anlaşılıyor.
Buğday üreticisine düşük taban fiyatı verilmesi, şeker pancarı ve
tütün üretimi alanlarının sınırlandırılması ile Endüstri Bölgeleri Yasa
Tasarısı birlikte düşünülürse, 780 bin kilometrekarelik Türkiye
topraklarının en verimli alanlarının tapulu olarak yabancı
sermayenin eline geçmesi mümkün. Üretici, şimdiden tarlasını
satmayı düşünüyor çünkü...
58 bin kilometre kare toprak ise 1996'da verilmişti!
Yabancı sermaye olarak, şimdiden, ABD merkezli Ermeni, Yahudi
ve Rum sermayesi harekete geçmiş durumda... ABD'deki Ermeni
diasporasının, Türkiye'de arazi satın almak ve Endüstri Bölgesi
kurmak için para toplama kampanyası düzenlediği ve ilk planda 1
milyar dolar topladığı edindiğimiz bilgiler arasında... İstanbul'da
yabancı sermayeli birçok şirket, arazi alımı için faaliyete başladı...
Zaten birçok yasa tasarısını IMF ve Dünya Bankası vasıtasıyla, bu
sermaye şirketleri hazırlayıp gönderiyor... Ekonomik krizin
ardındaki planın, Türkiye topraklarının tapusunu teslim almak
olduğu net bir şekilde ortaya çıkıyor.
BÜYÜK ORGANİZASYON!
TÜSİAD'ın Atatürk ilkelerinin kaldırılması, etnik kökene ve şeriata
dayalı partilerin kurulabilmesi, değiştirilmesi teklif dahi
edilemeyecek Anayasa maddelerinin değiştirilmesi yolundaki
önerilerinin Partilerarası Uzlaşma Komisyonu tarafından
benimsenmesi, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın ulusal
güvenliği tartışmaya açarak, her türlü gelişmenin önünün bu
kavramla kesildiğini öne sürmesi, ardından yabancılara doğrudan
toprak satışını öngören Hazine Arazileri Yasası'nın çıkması ve
nihayet, "yabancı sermayenin önünü açıyoruz" propagandası ile,
Türkiye'nin bütün petrol, maden, orman ve tarım arazilerinin
endüstri bölgesi adı altında yabancılara devredilebilmesinin
yasalaştırılması, Türkiye'nin çok büyük bir tertip ile karşı karşıya
bulunduğunu ortaya koyuyor.
ASIL HEDEFLERİ,
TÜRKİYE'NİN TAPUSUNU ELE
GEÇİRMEK!
Türkiye, piyasadan ve borsadan döviz çekilerek krize
sürüklendikten sonra, 14.5 milyar dolar borç uğruna rehin alındı.
Şimdi de Türkiye topraklarının en verimli bölümlerinin yabancı
devletlere ve uluslar arası tekellere satışı söz konusu...
Türkiye ekonomisi, borsadan ve piyasadan çekilen dövizlerle
durgunluğa sürüklenip, IMF ve Dünya Bankası'nın dilimler halinde
vermeye başladığı borçlarla adeta rehin alınırken, köklü çözüm
olarak hazırlanan hazine arazilerinin satışı planı, diğer yasalar ile
birlikte uygulanırsa, ülkenin tapusunun yabancılara teslimi ile
sonuçlanacak
Bilindiği gibi Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı'na getirilen
Kemal Derviş'in ABD'deyken dile getirdiği "IMF 15 gün içinde 15
yasanın çıkmasını istiyor" sözlerinden sonra, hükümet sözkonusu
yasalardan petrol yasası, tütün yasası, şeker yasası, Telekom
yasası, Bankacılık yasası gibi yasaları büyük bir hızla kabul etti.
IMF, birinci dilim krediyi serbest bırakmak için birinci grup
yasaların geçmesini şart koşmuştu ve bu yasalar kabul edildi. IMF,
ikinci grup krediyi serbest bırakmak için, Telekom yönetiminin
değişmesini istedi. Ve bu dayatmanın da gereği yerine getirildi.
Hazine Arazileri Yasası'ndan sonra, sıra şartların olgunlaştığı
düşünülerek, başbakanlıkta uzun süreden beri bekletilmekte olan
Endüstri Bölgeleri Yasa Tasarısı'na geldi...
ENDÜSTRİ BÖLGELERİ YASA
TASARISI NEYİ ÖNGÖRÜYOR?
İlk hedef GAP!
"Endüstri Bölgeleri Yasa Tasarısı"nda, Olağanüstü Hal Bölgesi
içinde bulunan özel mülkiyet konusu arazi ve arsaların, yatırım
faaliyetlerine tahsisi amacıyla Yabancı Sermaye Genel
Müdürlüğü'nce 4.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı kanunun 27'nci
maddesi hükümlerine göre acele kamulaştırma yapılabilir" deniliyor.
Bilindiği gibi, İsrail ve Suriye GAP bölgesinde arazi satın alıyor! Bir
ara, İsrail şirketlerinin toprak taleplerinin Milli Güvenlik Kurulu'nda
görüşüldüğü bildirilmişti? Sonuç açıklanmadı!
Ama Van'da bir otel alıp Ermenice isim veren ABD vatandaşı
Ermeni'den sonra, toprak alan bir ABD vatandaşının da Ermeni
bayrağı çektiği, valilik müdahale edince Amerikan konsolosluğunun
devreye girdiği ve Türk makamlarına, herkesin kendi toprağına
istediği bayrağı çekeceğini bildirdiği söylentileri dolaşıyor...
Adana'da Kevork adlı bir Ermeni de açtığı arazi davasını
kazanmıştı. İçel'in Tarsus ilçesinde de Atatürk'ün 1926 yılında
kurduğu çiftlikte Ermeniler keşif çalışmaları yapıyor. Bu çalışmaları
ortaya çıkaran, tarihçi Cezmi Yurtsever, "Ermeniler, her zamanki
gibi toprak ve tazminat talep etmeyi amaçlıyor" dedi.
Hükümet, kamuoyunda büyük bir infiale sebep olan tasarıyı,
başbakanlıkta bekleterek gündeme getirmemişti
6 yasayı ortadan kaldırıyor!
Endüstri Bölgeleri adıyla bilinen yasa tasarısı özetle şu hükümleri
öngörüyor:
"Yatırımları Teşvik, Koordinasyon ve Danışma Kurulu"nca resen
belirlenen veya yatırımcılar tarafından önerilen yerlerde Danışma
Kurulu'nun teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca endüstri bölgeleri
kurulabilir. Endüstri bölgesi olarak belirlenen araziler hiçbir şekilde
başka maçlarla kullanılamaz. Endüstri bölgelerinin kurulmasına
ilişkin Bakanlar Kurulu kararları Resmi Gazete de yayımlanır. Bu
bölgelerde yabancı yatırımcılara yatırım yapma izni Yabancı
Sermaye Genel Müdürlüğü tarafından verilir.
Endüstri bölgelerinde yapılan yatırımlarda 3194 sayılı İmar Kanunu
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu 2872
sayılı Çevre Kanunu, 3202 sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Teşkilat ve Görevleri hakkında Kanun, 3213 sayılı Maden Kanunu
ile 1580 sayılı Belediye Kanunu'nun 15'inci maddesinin ikinci
fıkrasının 12 numaralı bendi hükümleri uygulanmaz.
21.1.1998 tarihli ve 4325 sayılı kanunda olağanüstü hal bölgesinde
( GAP Bölgesi) yapılan yatırımlar için öngörülen teşvik tedbirleri,
endüstri bölgelerinde yapılan yatırımlar hakkında da uygulanır. Bu
bölgeler içinde kalan özel mülkiyet konusu arazi ve arsaların,
yatırım faaliyetlerine tahsisi amacıyla Yabancı Sermaye Genel
Müdürlüğü'nce 4.11.1983 tarihli ve 2942 sayılı kanunun 27'nci
maddesi hükümlerine göre acele kamulaştırma yapılabilir.
Endüstri bölgelerinin kurulması için gerekli arazi temini ve alt yapı
ile ilgili giderler Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bütçesine bu amaçla
konulacak ödenekten karşılanır. Bu ödeneğin harcanmasında 1050
sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu, 832 sayılı Sayıştay Kanunu
ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümleri uygulanmaz.
Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü, yabancı sermayeli kuruluşları,
endüstri bölgelerinde yatırım izni başvurularını talep tarihinden
itibaren 15 iş günü içersinde cevaplandırılır. Bu süre zarfında
cevaplandırılmayan talepler kabul edilmiş sayılır.
Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü'nün yatırımcı kuruluş adına
yaptığı izin, ruhsat ve benzeri her türlü başvurular ilgili kamu kurum
ve kuruluşları, belediyeler ve meslek odaları tarafından en geç 10 iş
günü içerisinde özellikle ve ivedilikle sonuçlandırılır. Bu süre
içerisinde gerekçesiz, ilgili kuruluşlar tarafından
sonuçlandırılamayan işlemler için Hazine Müsteşarlığı'nın talebi
üzerine atamaya yetkili merci, kurullar veya makamlar tarafından,
sorumluların beşer aylıklarının (her türlü ödemeler dahil)
kesilmesine, kusurun tekrarlanması durumunda memurluktan
çıkarılmasına karar verilir."