Allah aşkına, yazımı yarım yamalak okuyup beğenmeyiniz!
Bu iş, bu emek o kadar ucuz değil, lütfen bunu yapmayınız!
Osmanlı Ocakları öncelikle biliniz ki;
Savunduğunuz Osmanlıcılık akımını gündeme taşıyanlar ABD- CİA ajanları Graham Fuller ve Paul Henze'dir!
BU İKİLİ, 1980'Lİ YILLARDAN İTİBAREN;
Atatürkçülük ölmüştür.
Atatürk tasfiye edilmelidir.
Ulus devletler dönemi bitmiştir.
Türkiye artık OSMANLI gibi çok kültürlü, çok dinli ve çok ırklı bir yapıyı benimsemelidir.
Osmanlıcılık hareketi başlatımalıdır.
Bunun için en iyi yol ılımlı İslâm'dır.
Etnik kimlikler kendilerini ifade edebilmelidir demeye başlamışlardı...
''Osmanlı Ülkü Ocakları Federasyonu''nu kuran Osmanlı Ocaklarına buradan soruyorum;
‘’Sizler, Ülkü Ocaklarını GAZ OCAĞI, ülkücülüğü ise kuru bir cengâverlik mi sanıyorsunuz?’’
Ülkü kelimesini aparmakla ülkücü olunacağını sanıyorsanız tezden bu hevesinizden vazgeçin derim, altında kalır ezilirsiniz. Yok bu iş bizi aşan kirli bir proje, bizler sadece figüranız derseniz, acırım bu zavallılığınıza!
Yok bizler de ülkücü olmaya karar verdik ve bu yüzden ''Osmanlı Ülkü Ocakları Federasyonu''nu kurduk diyorsanız, o zaman Reisinizin, ‘’Ülkücüler kan emici vampirlerdir- Morg bekçileridir- Fâtiha’yı bimezler, dinsiz olup kafatasçıdırlar’’ sözlerinin muhatabı olmaya mı heveslendiniz?
Sizler, ÜLKÜCÜ ismini aldınız lâkin;
''T.C'' nin tabelâlardan kaldırılmasından,
Andımızın okutulmamasındanmasından,
''Ne Mutlu Türk'üm Diyene'' sözünün silinmesinden,
Yunan'ın 19 adamıza el koyup Yunan bayrağı asmasından,
6 milyonu aşkın mülteciyle nüfus yapımızın değiştirilmesinden, mülteci dümeniyle 1915 tehcirinde Suriye'ye sürülen Ermenilerin tekrar geri dönmesinden hiçbir rahatsızlık duymadınız!
YOL YAKINKEN DÖNÜN DERİM!
Ülkücülük sizlerin sandığınız gibi olmayıp, ülkücülük;
İlâhi aşkın gönüllerde tecellisiyle sırat-ı müstâkim üzere olup, yılanın gömleğinden sıyrılışı misâli dünya sevgisinden sıyrılarak, Türklük şuurundan hareketle, vatan, millet, din ve devlet uğrunda mücâdele için çıkılan yolda şehadete tâlip olanların sevdasıdır .
Bu ifâde, 5000 ülkü şehidimizin şehadetlerinde, darağaçlarında can veren Pehilvanoğlu, Duracık, Esendağ, Ahmet Kerse ve nice ülkü devlerinin Allah’a karşı olan tevekküllerinde saklı olup, mezar taşlarında kitâbeleşen bir devrin yaşanmış hikâyesidir.
SİZ OSMANLI OCAKLILAR İSE;
Dünya ve içindeki nimetlere gönül verdiğiniz için AKP’nin yanındasınız ve sizler bu sebeple yılanın gömleğinden sıyrılışı misâli dünya sevgisinden sıyrılamaz, aksine o nimetlerin peşinde koşarken ne vatanı, ne milleti, ne de bayrağı düşünecek vaktiniz olmaz!
Ülkü ocaklarında, Mevlevi dergâhlarında olduğu gibi iki tane aşhane vardır;
Birinde, ocaktaki ülkücülerin aralarında topladıkları parayla zor şer alabildikleri birkaç yumurta ile menemen pişer - Mide doyar- Vücut gelişir... Diğer aşhanede ise, insan pişer - Beyin doyar- Gönül gelişir.
Bakıyorum da, Osmanlı Ocakları için her yer dünya nimetleriyle tıka pasa dolu zengin bir MUTFAK gibi!
ÜLKÜCÜ OLMANIZ İÇİN;
Mutlaka Alparslan Türkeş’in rahle-i tedrisinden geçmek gerek!
Kadir Mısırlıoğlu gibilerin değil de;
Ziya Gökalp- Nihâl Atsız- Galip Erdem- Dündar Taşer- Erol Güngör- Necdet Sevinç gibi ömürlerini Türklüğe adamış fikir ve bu uğurda çeşitli çilelere tâlip olan büyük dava adamlarının ortaya koyduğu fikirlerinden nasiplenmek şarttır!
Türk milletinin varlığında yok olup ‘’Fena fil Türk’’,
Vatana karşı duyulan muhabbetin hararetiyle eriyip yok olarak ‘’Fena fil vatan’’ olmak ve böylece ölümsüzlüğe erişmek gerek!
SİZ KİM, ÜLKÜCÜLÜK KİM?
Ülkücü olmak;
Bedel ödemektir!
Türklük, vatan, din ve namus uğruna ölüme sevdalanmak, şehadete tâlip olarak kanını sebil edip vatanda yok olup kitâbesiz bir mezarda metfun olmaktır!
Ülkücüler;
Sizler gibi, gündelik ucuz siyâsetin kir akan dehlizlerinde kısır çekişmelerle zamanı heba eden değil, Vatanı uğrunda çileye tâlip olan bir mübarek insandır!
Ülkücü olmak;
Birazdan tekmelenerek seni Mevlâya kavuşturacak olan ayağının altındaki tabureyi BURAK, idamın için çatılan darağacını SIRAT kabul ederek başını semaya kaldırıp, Bedir’in, Uhud’un, Çanakkale ve Sakarya’nın arslanlarının ruhlarıyla selâmlaşarak ölüme gülümseyebilmektir!
Ülkücü olmak;
Büyük İslâm Komutanı mübarek insan Halid Bin Velid gibi, cephelerde değil de yatakta can vermeyi ar kabul etmektir!
Ülkücülük;
Allah’ı severek muhip, Allah katında sevilerek mahbup olandır!
Ülkücülük;
Genel Başkanlar kutsanıp, O'na Allah'ın sıfatlarını yüklenip ve O'na Peygamberlik atfedilirken susmak değil, Hakk adına itirazda bulunup küfre karşı gelmektir!
Ülkücülük;
Türk’ün mübarek kanlarıyla vatan yapılan ‘’Can Anadolu’’nun her taşına ve her karış toprağına sevdalanmak ve onu namusu gibi kıskanıp korumaktır!
VE DAHASI ÜLKÜCÜLÜK;
Sen, al bayraklı tabutla mezara indirilirken, bağrı yanık Ananın ‘’OĞUUUUL’’ diye yükselen feryadının karşı dağda yankılanıp, bırakın insanları, dağın kurdunu, kuşunu dâhi hüzne boğan sedasıdır!
Ülkücülük;
Sizler gibi fâni olan dünyaya ve içindekiler meyledip makama tâlip olmak değil, ölüme atılıp bir daha dönmemektir!
ATSIZ’IN DEDİĞİ GİBİ;
Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir,
Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmektir.
Ölmezliği düşünmek boşuna bir emektir;
Kahramanlık; saldırıp bir daha dönmemektir.
OSMANLI OCAKLILAR SİZLERE TAVSİYEM O DUR Kİ;
Gelin bu ÜLKÜCÜ isminden vazgeçin!
Sizler ölümü değil, dünyayı seven insanlarsınız!
Ülkü kelimesi sizlere göre değil, hem sizlerin kapasiteleriniz ülkü kelimesine yetmez!
Sizleri bu işe zorlayan Saray Hocalarınıza deyin ki;
‘’Bizleri, hiç lâyık olmadığımız ve de beyin, ruh, gönül kapasitelerimizin kaldıramayacağı bu muazzam ÜLKÜCÜLÜK KAVRAMININ altına girmeye zorlamayın. Ülkü için gerekli olan aşk, muhabbet, feyz, sevda ve azim bizlerde yok, bizler bu işte yokuz’’
İKİ LÂFIMIZ DA BALGAT’A OLSUN!
Bakıyoruz da 5000 ülkücü şehidimizin uğrunda can verdiği ÜLKÜ KAVRAMI birileri tarafından çalınırken, öylesine MEMNUN görünüyorsunuz ki, ne en küçük bir itirazınız yükseliyor, ne de bir sesiniz çıkıyor?
Yoksa bu işi, birileriyle ortak mı kotarıyorsunuz?
Kaleminize yureginize sağlık.