Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Yeşilköy'de Süryani kilisesinin temelini atarken, "Farklı söylemlerle ortaya çıkmış olsalar da tüm terör örgütlerinin ve onları birer maşa olarak kullanan güçlerin asıl hedefi ortak vatanımızdır. Bu saldırıları boşa çıkarmanın yolu farklılıklarımızı en önemli zenginliğimiz görerek, 82 milyon olarak tek yürek, tek bilek halinde hareket etmemizden geçiyor" dedi.
***
Konuşma metnini yazan her kimse, "ortak vatan" tabirinin, Erdoğan'ın bahsettiği terör örgütlerinden birinin başı olan Abdullah Öcalan tarafından bir talebin ifadesi olarak kullanıldığını bilir değil mi?
Öcalan, Anayasa'ya "Türkiye Türklerin ve Kürtlerin ortak vatanıdır" diye bir ifadeyi yazdırmak için taleplerde bulunmuştur. Öcalan'ın yazdığı, AKP'li ve HDP'li yetkililerin imzaladığı Dolmabahçe mutabakat metninde de "ortak vatan" istenmiştir.
Anayasa'da ise "ortak vatan" diye bir tabir yoktur! Çünkü vatan, bir şirket ortaklığı değildir.
Erdoğan'ın da bütün milletvekillerinin de sadakatle bağlı kalacaklarına yemin ettikleri Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, "Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa," diye başlamaktadır.
Yine "Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu..." denilmektedir.
Anayasa'nın başlangıç ilkelerinde "ortak" kelimesi de geçiyor ama bakınız ne şekilde:
"Topluca Türk vatandaşlarının millî gurur ve iftiharlarda, millî sevinç ve kederlerde, millî varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla ve 'Yurtta sulh, cihanda sulh' arzu ve inancı içinde, huzurlu bir hayat talebine hakları bulunduğu.."
Gerçi Erdoğan da "82 milyon olarak tek yürek, tek bilek halinde hareket etmek"ten söz ediyor ama kendisi, "kindar nesil" yetiştirerek Anayasa'yı ihlâl ederse, bu nasıl olacak?
***
Erdoğan, "Türkiye güçlendikçe ortaya çıkan imkânlardan bilaistisna tüm vatandaşlarımız yararlanmıştır, yararlanacaktır." diyor ama uygulama böyle değil!
İktidarın tasarrufunda olan bütün imkânlardan "bilaistisna" AKP'den referansı olanlar yararlanıyor! Bir de şu anda güzel vatanın bütün imkânlarından, "misafir"ler yararlanıyor! Ev sahipleri ise "ensar-muhacir" söylemi ile uyutuluyor!
Metin Aydoğan, kuramsal aktarımda yazdı; "Suriyeli sığınmacılara, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarından daha ileri haklar verildi ve ayrıcalıklı bir kitle haline getirildi. Yalnızca onların yararlandığı sağlık birimleri oluşturuldu, hastahanelere ücretsiz kabul edildi ve ücretsiz ilaç almaları sağlandı.
Türk öğrencilere, geri ödeme koşuluyla aylık 450 lira kredi verilirken, Suriyeli öğrencilere geri ödemesiz aylık 1200 lira burs verilmektedir.
Beş milyondan çok Arap, Anadolu'nun değişik bölgelerine gruplar halinde yerleştirilerek kimliklerini korumaları sağlanmıştır. Türkler, Suriyelilerin yerleştikleri yerleri terk etmektedir. Suriyelilere verilen ayrıcalıklar yurttaş olduklarında da sürecek, koloniler halinde ülkenin değişik yörelerinde yaşayacaklardır. Türkiye'de yeni bir azınlık kitlesi yaratılmaktadır.
Bu büyük kitle örgütlenmeye başlayacak ve anadilde eğitim adıyla Arapça eğitim isteyecektir. Bu istek, müfredata Arapça dersi koyarak Türk milli eğitimini Araplaştırmaya çalışan AKP tarafından yerine getirilecektir."
***
Bir de Ürdün'de yaşayan bir Türk'ün mesajı var; "Türkiye Arapların arka bahçesi oldu. Ürdün'den de her gün 100- 200 Filistinli aile Türkiye'ye göçüyor. Bu gidişle Türkiye'yi Arabistan yapacaklar…" diyor.
Teoriyi "Türk-Arap-Kürt Federasyonu" diye seslendiren Öcalan idi.
Şu anda bu projeye alt yapı hazırlanıyor!