Saadet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan, AKP’nin gerçek işlevini
açıkladı! Erbakan, AK Parti’nin, ‘’Milli görüş gömleğini çıkararak,
Amerikan çuvalı giydiğini’’ söyledi!
Tayyip Erdoğan, Amerikan çuvalını üzerine oturtmak için, Belediye
Başkanlığı döneminde, birçok Amerikalı “terzi”yi makamında kabul etti...
Bunlar yetmedi, ABD gezisine çıktı, Yahudi kuruluşları, çuvalı süsledi,
püsledi. Çuvala son işlemeleri, aynı kurumlar yaptı. Bu sayede, Recep
Tayyip Erdoğan’a New York’tan gönderilen memorandumda belirtilen
Türkiye’nin şehir devletlerine ayrılması planı, AKP Program ve Tüzüğü’ne
hemen hemen aynı ifadelerle geçirildi!
Bir lobi şirketi vasıtasıyla Erdoğan’a New York’tan gönderilen
memorandumda, “Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli
hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak
zorundadır.
Dünya, bütün hükümetlerden bunu istemektedir. Bu memoranduma
göstereceğiniz ilgiden dolayı takdirlerimizi sunarız...” deniliyordu.
Erdoğan, bu belgedeki ifadeleri, parti programı haline getirmekle
kalmadı, bir bir uygulamaya girişti...
81 devletli bir yapı öngören kamu yönetimi ve yerel yönetimler reformu,
işte bu çuvaldan çıkmıştır...
Tayyip Erdoğan’ın son olarak başlatmak istediği, “Türkiyelilik
tartışması” da aynı çuvaldan çıkmıştır...
Çünkü, Türkiye’nin 81 parçaya bölünmesi için, Türk kimliğinin
yıpratılması şarttır! ABD’yi içerden fetheden güçler, Tayyip Erdoğan
vasıtasıyla, Türk milli kimliğinin üzerine de bir Amerikan, hatta bir
Yahudi çuvalı geçirmeye çalışıyor...
ABD’nin yeni büyükelçisi Edelman bu işin başını çekiyor...
ABD’nin İstinye’deki başkonsolosluğunda 10 gazeteciye; “Yeni
Osmanlıcılık” başlığı altında, “Türkiye ile ABD’nin ortak çıkarlarının
nerede olduğuna” dair özel bir seminer veriliyor...
ABD’den iki stratejist ve üç Türk tarihçisi tarafından verilen
“Osmanlıcılık” seminerlerine katıldığı iddia edilen ve İnternet
ortamında isimleri yayınlanan gazetecilerden bu konuda çıt çıkmıyor...
Erbakan, ‘’Milletimiz Irak’taki işgalcilerin yerine biz ölelim,
anlayışını büyük bir kızgınlıkla takip etmektedir. Erdoğan, Irak’a asker
gönderme isteğini milletten saklamaktadır. Apaçık görülüyor ki dış
mihraklara söz verilmiştir.
Geliniz, bu dış mihraklara uymayalım. Bugün Irak’ın başına gelenin,
yarın İran’ın, Suudi Arabistan’ın, Suriye’nin, Türkiye’nin başına
geleceği açıktır’’ diyor...
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Haydar Baş ise “ABD, Türkiye’ye
dönük tavır ve planlarında haklı ve de samimi ise bizi Kuzey Irak’a
göndersin. Kuzey Irak’ta 3 milyonun üzerinde Türkmen kardeşimiz var,
onlara gidip yardım edelim” diye konuşuyor. Haydar Baş, “ABD, Lozan
antlaşmasını hala kabul etmemiştir. Yani ABD’ye göre bizim Güneydoğu
sınırlarımız belirsizdir.
Şimdi nasıl olur da, bizim varlığımız bile kabul etmeyen böyle bir
devletin Ortadoğu’daki işgal ve hakimiyetine evet diyebiliriz?” diye
soruyor... Çuval sayesinde Sayın Baş, çuval...
Çuvalı giyen sadece Tayyip Erdoğan değil ki? Halk, başörtüsü konusunda
yapılan baskılar yüzünden ve diğer partiler IMF ve Dünya Bankası’nın
Türkiye masası gibi çalıştığından, umutlarını Tayyip Erdoğan’a bağladı.
Bu arada, başörtüsü konusunda kıyameti koparan devletin bütün kurumları,
özellikle Yüksek Seçim Kurulu, Tayyip Erdoğan’a çalıştı. Sonuçta
törenle, milli görüş elbisesini çıkarıp, Yahudi çuvalını giydiler.
Tabii, çuvalı sadece Erdoğan değil, bütün Türkiye giymiş oldu. Bu
sebeple, Türk subayının başına çuval geçirilmesine de seyirci
kaldılar...
Bu deli gömleği gibi çuvalı çıkarma yetkisi, şimdi 3 Kasım seçimlerini
iptal edecek ve yenileyecek yolu açabilecek olan Yargıtay’ın elindedir.
DEHAP’ın yasadışı yollardan seçime katılma hakkına sahip gösterildiği
için verilen ceza, 11 Eylül 2003 günü Yargıtayda kesin karara
bağlanacak.
Yargıtayın kararı onaması durumunda, DEHAP’ın yasadışı yollardan seçime
katıldığı yargı kararıyla sabit olacak.
Bu durumda, seçimlerin yenilenmesi gerekecek. Zaten, AKP, 14 Ağustos
2001 tarihinde kurulup, Tayyip Erdoğan’ı genel başkan seçtiğinde,
Erdoğan, hem Anayasa hem de Siyasi Partiler Kanunu’na göre, yasadışı
konumdaydı.
Dolayısıyla, AKP’nin seçime bile girememesi gerekirdi. Ama, Yüksek Seçim
Kurulu, Tayyip Erdoğan’ın adı bulunan oy pusulası ile seçim yaptı...
Genç Parti, kanunsuz olarak seçime sokuldu. Siirt seçimi de yasadışı
oyunlarla yenilendi.
Oy pusulasında DEHAP’ın, Genç Parti’nin ve Tayyip Erdoğan’ın adlarının
bulunması yasaya aykırı idi.
Şimdi, Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasal kurumlarının elinde bu çuvalı
çıkarma yetkisi vardır...
Eğer onların da başına çuval geçirilmemişse tabii...