MHP Genel Başkanı Sayın Dr. Devlet BAHÇELİ’ye Açık Mektup 11

Ben milletimin uğruna, adamışım kendimi,

Bir doğrunun imanı, bin eğriyi düzeltir.

Zulüm Azrail olsa, ben hep Hakk’ı tutacağım.

Mukaddes davalarda ölüm bile güzeldir.

Sayın Genel Başkan;

Yukarıdaki mısraların şairini hatırlar mısınız?

Sadece Türk İslam ülkücülerinin değil, Türk milletinin, Türk dünyasının, İslam aleminin, hatta bütün bir insanlığın vicdanı, son yüzyılın en büyük şairlerinden, bu toprakların gür sesi merhum Abdurrahim Karakoç.

Her türlü imansızlığa, milliyetsizliğe, sömürgeciliğe ve yabancılaşmaya karşı, her mısraıyla kınından sıyrılmış bir kılıç gibi mücadele eden Abdurrahim Ağabeyi, 15 Nisan 2012 tarihinde iki arkadaşımla beraber evinin son ziyaretçileri olarak hasta yatağında ziyaretine gittiğimizde, aniden fenalaşmış ve hızır acil servisi arayarak gönderilen cankurtaranla akşam saatlerinde Gazi Ünv. Tıp Fakültesi’nin acil servisine götürmüştük. Yoğun bakıma alınmıştı.

Ertesi günü, MHP Genel Merkezi’ndeki Özel Kalem Müdürlüğünüzü arayarak büyük şairi hastaneye yatırdığımızı zât-ı alinize haber vermelerini rica etmiştim.

Dönemin TBMM Başkanı, bazı AK Partili bakanlar, arka arkaya Gazi Ünv. Hastanesi’ne gelerek yetkililerden bilgi alıp Abdurrahim Ağabey’in yakınlarına şifa dileklerini bildirmelerine rağmen, sizden ve yakın çevrenizden bir kez olsun bir kişi aramadı.

Yegâne suçu, MHP’nin o günkü politikalarını tenkid ediyor olmasıydı. Demokrasilerde tenkidden daha tabii ne olabilir?

Sayın Genel Başkan;

Allah aşkına, İslam dünyasında sadece ve sadece İran’daki Ayetullahlara atfedilen her türlü hata ve günahtan münezzeh bir makamda mısınız? La yüsel misiniz?

Ömrünü Türk İslam ülküsüne adamış bu büyük şahsiyet hakkında danışmanınız olan sözde bir gazeteci vasıtasıyla tazminat davası açtırmıştınız.

Sol’un şairleri, İstanbul’un Boğaz’a nazır yalılarında, Beyoğlu’nun, Şişli’nin mutena muhitlerinde yaşarken; Ankara Sincan’da mütevazı “sosyal” bir meskende bir Mehmet Akif ahlakı ile münzevi bir hayat yaşayan bu büyük şairden alacağınız üç beş kuruş tazminat sizi veya partimizi, âbâd mı edecekti?

Hdp Milletvekili Hasip Kaplana gösterdiğiniz samimiyeti eş genel başkan Ahmet Türk'e gösterdiğiniz merhameti,

Saadet Partili Oğuzhan Asiltürk'e Son Kıbrıs Seyahatinizde bir insanın ancak aile büyüğüne veya yakın akrabasına göstereceği samimiyet ve saygıyı hayatı boyunca bir

bir bayrak gibi dalgalanmış Abdurrahim Karakoç'tan,

1970 li yıllarda neşrettiği TÖRE dergisinin fikri kalitesinin hâlâ yakalanamadığı,yazdığı romanlar ve edebî eserlerle

"Gönlümüzün ışığı"olan merhume Emine Işınsu Hanımefendiden esirgemekle elinize ne geçmiştir?

Vefanın sadece bir semt ismi olmadığını ispat etseydiniz, ne kaybederdiniz?

Büyük şairimizin 7 haziran 2012 tarihindeki vefat haberini zamanın başbakanı sayın Recep Tayyip Erdoğan Çanakkaledeki Miting meydanında konuşmasını yarıda keserek ve büyük övgülerle yâd ederek kamuoyuna duyurmuştu

Yüksek müsaadelerinizle merhumun “Yemin” şiirini, biraz da şu andaki ruh halime uygun olduğu için paylaşmak istiyorum:

YEMİN

Canım sağ oldukça rahmetli babam

Susarsam, hakkını helâl etmesin!

Ak sütün emziren ihtiyar anam,

Susarsam, hakkını helâl etmesin!

Yerindedir daha aklım, iradem

Ve işte yeminim, işte ifadem!

İlk insan, ilk nebi Hazreti Âdem,

Susarsam, hakkını helâl etmesin!

Meylim ne şöhrete, ne saltanata;

Hak için sarıldım ben bu sanata;

Kür-Şad, Bilge Kağan, Oğuzhan Ata,

Susarsam, hakkını helâl etmesin!

Önümde dururken Türklüğün hâli,

Susup da boynuma almam vebali;

Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali (r.a)

Susarsam, hakkını helâl etmesin!

Esir iken Kırım, Kerkük, Türkistan,

Bana zindan olur Maraş, Elbistan

İbn-i Sîna, Dedem Korkut, Alparslan

Susarsam, hakkını helâl etmesin!

İmanda bu fire, zillete bu zam!

Doymuyor yüreğim ne kadar yazsam.

Farabi, Gazali, İmam-ı Azam,

Susarsam, hakkını helal etmesin!

Nusret versin yeri, göğü yaratan

Çekip çıkartalım akı karadan

Ertuğrul Bey, Osman Gazi, Murat Han,

Susarsam, hakkını helâl etmesin!

Ülküm aşk çölünde Veysel Karani

Ulubatlı Hasan eyler göreni

Fatih, Ak Şemsettin, Molla Gürani

Susarsam, hakkını helâl etmesin!

Bu yol bahadırlar, ermişler yolu;

Kendini davaya vermişler yolu!

Şeyh Mevlana, Derviş Yunus, Köroğlu,

Susarsam, hakkını helâl etmesin!

Türkçe sevdalanan, İslâmca yanan

Adar milletine bir değil bin can

Yavuz Sultan Selim, Barbaros, Sinan

Susarsam, hakkını helâl etmesin!

Uyutulmuş köy, nahiye, ilçe, il

Yüreğimi yetmiş yerden yara bil;

Mehmet Âkif, Osman Batur, Şeyh Şâmil

Susarsam, hakkını helâl etmesin!

Usta savaşçılar, genç mücahitler

İmkânıma hizmetime şahitler

Başbuğ, ülküdaşlar, aziz şehitler,

Susarsam, hakkını helâl etmesin!

İçimde İslâm’ın ince mânâsı

Önümde Türklüğün soylu davası

Oflu Kör Şakir’in Elif anası,

Susarsam, hakkını helâl etmesin!

Sevdim, milletime gönlümü verdim

Zalimin zulmüne göğsümü gerdim

Kırıkhanlı Kâzım, Niksarlı Nedim,

Susarsam, hakkını helâl etmesin!

Kemalimiz, Turanımız, Hacımız

Beraberdir sevincimiz, acımız

Mut’ta davar güden Zeynep bacımız,

Susarsam, hakkını helâl etmesin!

Mühim değil güceneni, küseni

Allah sevmez haksızlığa susanı

Yozgat’ın Yerköylü Yetim Hasan’ı,

Susarsam, hakkını helâl etmesin!

Komünist, siyonist, pusudan çıktı

Dinime saldırdı, töremi yıktı

Gönenli Gülizar, Bünyanlı Sıtkı,

Susarsam, hakkını helâl etmesin!

Yurdum bir kâğıttır ışık beyazı

Üstünde insanlar mukaddes yazı

Genci, ihtiyarı gelini kızı,

Susarsam, hakkını helâl etmesin!

Mazlumlar hakkını almayıp ele,

Günü gün edersem zalimler ile

Evdeşim, öz kızım, öz oğlum bile,

Susarsam, hakkını helâl etmesin!

Allah rızasıdır arzum, emelim!

Bu necip milleti ondan severim

Hazreti Muhammed gerçek rehberim,

Susarsam, hakkını helal etmesin!

ABDURRAHİM KARAKOÇ

*

Biz de diyoruz ki:

Batman’da şehit öğretmen Aybüke Yalçın,

Susarsam hakkını hela etmesin!

İzmir’de şehit Fırat Yılmaz Çakıroğlu,

Susarsam hakkını helal etmesin!

Kırk yıldır bölücü ihanete karşı mücadele eden,

al bayraklara sarılı tabutlarıyla vatan coğrafyasını

adeta bir gelincik tarlasına dönüştüren aziz şehitlerimiz,

Susarsam hakkını helal etmesin!

*

NOT:

Açık mektuplarımız, nasip olursa 25 Nisan 2022 tarihinden itibaren devam edecek.

YORUM EKLE