Sayın Genel Başkan;
Bugün ülkücü şehitlerimizin ağabeyi, serdarı, büyük Türk milliyetçisi, Kuvayı Milliyeci bir babanın kahraman bir evladı, namus ve fazilet timsali Gün Sazak Bey’in şehadetinin 42. yıldönümü.
Aynı zamanda Ruhi Kılıçkıran’dan Fırat Yılmaz Çakıroğlu’na kadar binlerce ülkücü şehidimizi anma günü.
Aziz hatıraları önünde sonsuz hürmet ve minnettarlıkla eğildiğimiz ülkücü şehitlerimizin anma merasimleri, merhum Türkeş Bey’in sağlığında Gün Bey’in sonsuzluğa uğurlandığı topraklarda Eskişehir Mihalıcçık ilçesi Sazak köyünde düzenlenirdi.
Türkeş Bey ilerlemiş yaşına rağmen yorucu bir karayoluyla Sazak köyüne gelir ve mahşerî bir kalabalık köyü, mezarlığın bulunduğu tepeyi ve yamaçları istila ederdi.
Yüzyıllardır olduğu gibi bu toprağın bir evladını daha bağrında saklayan Sazak mezarlığında babası Emin Bey ve dedesi Hacı Abdurrahman Ağa’nın mezarlarının yanı başında adeta sonsuzluğu bekliyorlardı ve her gidişimizde tepelerden Porsuk boyuna doğru ince bir sazak eserdi.
Bu anma merasimleri, 27 Mayıs 2011’den itibaren Ankara Kızılcahamam’da inşa edilen “Ülkücü Şehitler Anıtı” önünde yapılır oldu.
Yıllardır olduğu gibi yarın, ülkücü şehitlerin huzuruna çıkıp saygı duruşunda bulunduktan sonra onların uğrunda hayatlarını feda ettikleri Türk Milliyetçiliği davasını zafere ulaştıracağınıza söz vereceksiniz.
Ümit ederim ki bu sözü verirken vicdanen de rahatsınızdır.
Zira eloğlu bir parti kuruyor. Zât-ı alinizin unutulmaz destekleriyle iktidara geliyor ve yirmi yıldır bu ülkeyi yönetiyor. Bizler ise hâlâ bir gün ülkücü Türk milliyetçiliğinin devlet mürüvvetini göreceğiz ümidiyle ömür tüketiyoruz.
“Bu elem verici, kahredici siyasî sonuçların birinci müsebbibi zât-ı alinizdir” dersem, acaba haksızlık mı etmiş olurum?
Sayın Genel Başkan;
Şehit Gün Sazak Bey’in başarılı bir işadamlığının yanı sıra Türk milliyetçiliği mücadelesi tarihinin şeref sahifelerine altın harflerle yazılacak bir başka meziyeti de “dürüst devlet adamlığı”dır.
Milletvekili olmadığı halde MHP Genel İdare Kurulu’nun ittifakla bakanlığa teklif ettiği Gün Bey, 2.Milliyetçi Cephe Hükümeti döneminde, Gümrük Tekel Bakanlığı’na başladıktan sonra uluslararası Amerikalı sigara devlerinin, uluslararası silah kaçakçılarının yolgeçen hanına çevirdiği sınır ve gümrük kapılarımızı süratle kontrol altına alarak bir tek namuslu insanın bile istenirse mucizevi başarılara imza atacağının müstesna bir örneğini vermişti.
Tekel fabrikalarının maksatlı olarak düşük tutulan üretim kapasitelerini birkaç misline çıkararak, ülkemize milyarlarca döviz tasarrufu kazandırmıştı.
Aynı şekilde, tuzlaları ıslah ederek üretimi birkaç misline çıkarıp milliyetçi, vatanperver ve ehliyetli bir kadroyla yine mucizevi başarılara imza atan bu büyük insan, çanlarına ot tıkadığı yabancı sigara tekellerinin ve silah kaçakçılarının boy hedefi haline gelmişti.
Merhum şehit Gün Bey, bütün bu kaçakçılıkları önleyerek Türkiye Cumhuriyeti maliyesinin vergi gelirlerini yükseltmiş, Türk tütün üreticilerinin emeklerinin karşılığını fazlasıyla vermişti.
Ne yazık ki ülkücü Türk milliyetçiliğinin en acı ve karanlık günlerinden biri olan 27 Mayıs 1980 tarihinde sözde devrimci, ama aslında Amerikan uşağı Dev-Sol mensubu militanlar tarafından alçak bir pusu sonucu şehit edilmişti.
Gün Bey’in insanî meziyetleri, üstün vasıfları, yüksek vatanseverliği ile her şeyden önce ülkücülüğünü anlatmak için ciltler dolusu kitaplar yetmez.
Değerli araştırmacı, yazar Himmet Kayhan Bey’in “GÜN SAZAK: BİR ŞEHİDİN YOLCULUĞU” isimli kitabından yaşanmış bir hadiseyi izninizle nakletmek istiyorum.
Gün Sazak Bey’in bakan olarak göreve başladığı günlerde ilk işi; sahibi ve ortağı olduğu Yüksel İnşaat A.Ş’deki görevlerinden ayrılmak olmuştu.
Türkiye’nin liman ve fabrika inşaatları alanında önde gelen şirketlerinden biri olan Yüksel İnşaat, Afyon Alkaloit Fabrikası inşaatına en uygun teklifi verdiği için ihale Yüksel İnşaat’ta kalır.
MC hükümetinde yeni kabinede TMO’nun bağlı olduğu Gıda ve Hayvancılık Bakanı MSP’li Fehim Adak’tır. Fehim Adak 1975 yılında Bayındırlık Bakanı iken Yüksel İnşaat’ın kazandığı Kaklıç Havalimanı işini elinden almıştı.
Birileri ne yapıp edip alkaloit fabrikası ihalesini AEA şirketine vermek için tezgâh hazırlığına girmişti. Yüksel İnşaat’ın üst yöneticileri olayı değerlendirirler:
Aynı hükümetin Gümrük ve Tekel Bakanı Gün Sazak’tır. İşin ellerinden çalınmasına göz yummayacağını düşünerek onun müdahale etmesine karar verirler. Şirketin üst yöneticileri Mehmet Sert ve İrfan Karaoğlu, Gün Bey’e durumu anlatır ve Yüksel’e karşı yapılan haksızlığı önlemesini isterler.
Gün Sazak arkadaşlarını dinler. Hiç düşünmeden sakin ama kararlı bir ifadeyle kestirip atar:
“Benim bu konuya girmem doğru olmaz!”
Başka bir şey söylemez; görüşme biter.
O’nun bu davranışı arkadaşlarında bir şaşkınlık yaratmış, ne diyeceklerini bilemeden susup kalmışlardır. Fakat ilk şaşkınlık ve burukluk geçtikten sonra; Gün Bey’in gösterdiği tavrın, siyaset ve devlet hayatımızda ender görülen bir hareket olduğunu bu ülkenin böyle adamlara ihtiyacı olduğunu konuşmaya başlarlar.
TMO Yönetimi, Yüksel İnşaat’ın teklifi daha düşük fiyat olmasına rağmen hakkını gasp ederek ihaleyi AEA şirketine verir.
Gün Bey’in bu ahlaksız oyun karşısında gösterdiği tavır, bir siyasî ahlak dersiydi:
Hakkı çalınan şirket kendisine aitti. O sırada kendisi de bakandı. Devlet adamı, devlet içinde kendi işlerini takip etmemeli ve çıkar davasına dalmamalıydı…
Sayın Genel Başkan;
Gün Bey’in şehadetinden 41 yıl sonra Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nda onun koltuğunda oturan bir hanım bakan; kocasının ortağı olduğu şirketten “fahiş fiyatlarla” ve “yüksek miktarda” dezenfektan ürünleri ve malzemeleri satın aldığı iddiasıyla bakanlıktan azledildi.
Kayıtsız şartsız ve var gücünüzle “Beka davası” diye destek olduğunuz hükümetin kadın bakanı hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde soruşturma komisyonu kurulması için verilen önergeye zât-ı alinizin talimatıyla MHP Milletvekilleri“Soruşturmaya gerek yoktur.” diyerek ret oyu verdiler.
Sayın Genel Başkan;
MHP’nin siyasî geçmişinde icraatlarıyla yegâne övünç kaynaklarımızdan olan şehit Gün Sazak Bey’in kemikleri o vakit sızlamıştır.
Bugün şehitlerin huzuruna vardığınızda ne söyleyeceğinizi doğrusu çok merak ediyorum.
Yaptığı yolsuzluk iddiaları ayyuka çıkan bir kadın bakanın tarafınızdan aklanması da bir beka meselesi midir?
Kayseri Ticaret Odası kayıtlarından söz konusu şirketin eski birkaç hissedarının -belki de gizli ortağının- kimler olduğunu öğrenirseniz bu kişilerin halen siyaset hayatında çok önemli yerlerde olduklarına şahit olacaksınız.
Sayın Genel Başkan;
Bugün huzurlarına varacağınız ülkücü şehitler, 1970’li yıllarda kalkınmış ve dünya devletleri arasında itibarlı bir yeri olan Türkiye için; bir avuç dolara muhtaç bir halde yabancı devlet ve banka yöneticileri önünde gerdan kırmayacak bir Türkiye için; “adaletin güçlü” ve “güçlülerin de adil” olacağı bir Türkiye için; insanlarının alnı açık, başı dik, varlıklı ve haysiyetiyle yaşayan bir Türkiye için; “Milliyetçi Büyük Türkiye” için mücadele ederken Sovyetler Birliği’nin 5.Kol ajanları tarafından katledildiler.
Bu kanlı katiller sürüsüne, şu an “Cumhur İttifakı”nda müttefikiniz olan Doğu Perinçek, Amerikan Büyükelçisi’nin ricasıyla ve peşin ödenen paralar karşılığında Tercüman Gazetesi tesislerinde basılan “Aydınlık Gazetesi” ile hizmet ediyor ve ülkücü Türk Milliyetçilerinin fotoğraflarını, adreslerini gazetesinde yayınlayarak hedef gösteriyordu.
Şehit Gün Sazak Bey’e de aynı hainliği yapmışlardı.
Bütün şehitlerimizin ruhları şad, mekânları cennet, makamları alî olsun.
Yüce Allah (cc), yarın mahşer gününde bizleri şehitlerimize karşı mahcup etmesin.
-Devam edeceğiz…-