mRNA mucidi: Aşı politikası, kötü bilimdir!

mRNA aşılarının mucidi Dr. Robert Malone, Trump'ın ekibinden Peter Navarro ile birlikte, Washington Times gazetesinde ortak bir makaleye imza attı ve Biden'ın uyguladığı aşı stratejisini inceledi.

Makalede, "Biden yönetiminin evrenselleştirmeye çalıştığı aşılama stratejisi kötü bilimdir. Bu strateji, kesin olarak yarardan çok zarara yol açacaktır. Ayrıca tüm halk sağlığı sistemine olan inancı sarsacaktır." denildikten sonra Biden'ın stratejisinin dört kusurlu varsayıma dayandığı ifade edildi.

***

"Birinci kusurlu varsayım, evrensel aşılamanın, ülke ve dünya genelinde sürü bağışıklığı sağlayarak virüsü ortadan kaldırabileceği ve ekonomik iyileşmeyi güvence altına alabileceğidir.

Halbuki virüs artık dünya nüfusuna o kadar derinden yerleşmiştir ki çocuk felci ve çiçek hastalığının aksine, artık ortadan kaldırılamaz. Grip gibi muhtemelen sürekli olarak dolaşacaktır.

İkinci kusurlu varsayım, aşıların (neredeyse) mükemmel derecede etkili olduğudur. Ancak şu anda mevcut aşılarımız büyük oranda sızdırıyor! Hastalık Kontrol Merkezi'nin bir slayt gösterisinde ortaya koyduğu gibi katı maske uyumu ile birlikte mevcut sızdıran aşıların yüzde 100 uygulanması bile son derece bulaşıcı Delta varyantının yayılmasını durdurmayacaktır.

Üçüncü kusurlu varsayım, aşıların güvenli olduğudur. Oysa bütün bilim adamları, bilinen yan etkiler arasında ani kalp durması, kan pıhtılaşması, adet döngüsü bozuklukları, çocuklarda kas güçsüzlüğü ve solunum yetmezliği, yüz felci ve ölümcül alerji gibi yan etkiler olduğunu kabul ediyor!

Virologların ortaya çıkabileceğinden korktuğu asıl yan etkiler ise varoluşsal üreme riskleri ve bağışıklık sisteminin tamamen çökmesidir. Yani aşılar, insanları, bütün hastalıklara karşı daha savunmasız hale getirebilir.

Dördüncü kusurlu varsayım, aşıların dayanıklılığıdır. Şu anda mevcut aşıların yalnızca 180 günlük bir koruma sunacağı görülüyor. Altı ayda bir tekrarlanan aşılar ise küçük bir risk olan yan etkileri büyük risk haline getirmektedir.

Ne kadar çok insanı aşılarsanız, aşıya dirençli mutasyonların sayısı o kadar fazla olur, aşılar o kadar az dayanıklı hale gelir, her zamankinden daha güçlü aşıların geliştirilmesi gerekir, böylece insanlar daha fazla aşıların risklerine maruz kalır.

Evrensel bir aşılama stratejisi ile herkes aynı temel bağışıklık tepkisine sahip olursa, o zaman yeni mutant virüs, aşılı olsun ya da olmasın tüm nüfusa hızla yayılacaktır.

Bu durumda yapılması gereken şey ayakta tedaviyi sağlayan ilaçlar, D vitamini ve çinkodur.

Pfizer artık kendi antiviral ürününü, aktif olarak pazarlamaktadır. Böylece Pfizer, kendi aşısının virüsü ortadan kaldırma yeteneğine sahip olmadığını zımnen kabul etmiştir.

Biz aşı karşıtı değiliz. İçimizden biri (Dr. Malone), Pfizer ve Moderna tarafından kullanılan temel mRNA teknolojisini icat etti ve tüm profesyonel kariyerini yeni aşı teknolojileri, aşılar ve diğer tıbbi önlemleri geliştirmek ve ilerletmek için harcadı. Diğeri (Bay Navarro), Trump Beyaz Saray'da iken aşıların zamanında teslim edilmesini sağlamada önemli bir rol oynadı."

***

Yazıya İngiltere'den gönderilen bir yorumda ise "Korkutarak nüfusun büyük bir bölümünün beynini yıkadılar. Artık kendi hükümetimden koronavirüsten korktuğumdan çok daha fazla korkuyorum" deniliyor...

Türkiye'de de hükümet halkı korkutmakla meşgul! Oysa Prof. Dr. Canan Karatay, Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, Op. Dr. Mehmet Okan Özdemir, Dr. Orhan Kara, Prof. Dr. Serhat Fındık, Dr. Ümit Aktaş, Dr. Bilgehan Bilge ve Prof. Dr. Gülümser Heper'e ve daha nice Türk doktoruna biraz kulak verseler yeterdi!

YORUM EKLE