İçişleri Bakanlığı, yurt dışından gelen kişilerin ülkeye girişlerinde uygulanacak karantina tedbirlerine ilişkin 81 il valiliğine "Ülkeye Giriş Tedbirleri" konulu genelge gönderdi. Genelgede, "Afganistan'dan gelen kişiler ile son 14 günde bu ülkede bulunduğu anlaşılan kişilerin ülkeye girişlerine ilişkin olarak 1 Temmuz tarihli genelgeyle getirilen hükümlerin uygulanmasına devam edilecek." diye bir paragraf var! Peki, İran sınırından yürüyerek Türkiye'ye giren Afganlara, o hükümler uygulandı mı? Uygulanmadı! Sınırdan girer girmez, taksi tutarak İstanbul'a kadar geldiler! Birileri ceplerine para da koymuştu. O halde bu paragrafın ne kıymeti var?
Pakistan'ın Ankara Büyükelçisi Sirus Seccad Gazi ise Afganistan'da Taliban'ın kontrolü ele geçirmesinden sonra, Kabil'den 11 bin kişiyi tahliye ettiklerini, 15 Ağustos'ta Afgan mülteci alımını durdurduklarını açıkladı. Afganistan'ın komşusu Pakistan, mülteci kabul etmiyor ama Türkiye, halk tepki gösterene kadar yüz binlercesini yasa dışı yollarla içeri aldı!
***
ABD'de ise mRNA teknolojisinin mucidi Dr. Robert Malone ise yine Washington Times'ta, Trump döneminde Beyaz Saray'da görev yapan Peter Navarro ile birlikte yazdığı makalede, "Gerçek bilim, ne kadar çok aşı yaparsanız, aşıya dirençli mutasyonlar üretme ihtimalinizin o kadar yüksek olduğunu söyler. Bu sebeple, aşılanmış olanların mutasyonlara yakalanma ihtimali daha yüksektir. Başka bir deyişle, aşılanan insan sayısını en aza indirmek, en savunmasız kişileri korumanın en iyi yoludur" dedi.
Malone ve Navarro özetle şu görüşleri savundu:
* "Ve işte en kötü senaryo: Ülkenin (ve dünyanın) tüm nüfusunu spike protein ile aşılayarak, küresel düzeyde herkesi hasta edebilen bir 'süper virüs' geliştirme riskini alırsınız. Aynı şekilde gerçek bilim, evrensel aşılamanın aptalca olduğunu çünkü nüfusumuzun önemli bir kısmına gereksiz riskler yüklediğini söylüyor. İsrail'den gelen son veriler bu tespiti doğruluyor.
* Burada dürüst olmalıyız çünkü Biden rejimi dürüst değil! Başlıca aşıların her biri, çok çeşitli ciddi yan etkilere neden olabiliyor veya insanları doğrudan öldürebiliyor.
* FDA, bu tür olayları önemli ölçüde göz ardı ediyor ama Avrupa Birliği'nin çok daha güvenilir sistemi endişe verici istatistikler veriyor: 31 Temmuz 2021 itibarıyla, aşıdan sonra 20.525 ölüm ve 1.960.607 vaka kaydedildi.
* Son veriler, her dört ila altı ayda bir ek iğnelere ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Bu, Rus ruletinin etkili bir şekilde tıbbi bir versiyonudur... Öyleyse neden hastalık riski çok az olanları -özellikle de çocuklarımızı- aşıya maruz bırakalım?"
***
Dr. Malone ve Navarro'nun önerileri de şöyle:
* "Gerçek bilim, düşük riskli gruplarımızı hidroksiklorokin ve ivermektinden apixabana, anti-inflamatuar steroidler, D Vitamini ve çinkoya kadar değişen terapötiklerle tedavi etmenin çok daha az riskli olduğu konusunda bizi bilgilendiriyor.
* Bu kadar ezici verilere rağmen, Fauci liderliğindeki federal bürokrasi, Big Pharma ve CVS ve Walgreens gibi zincirlerle birlikte çalışarak, dünyanın her yerinde, doktorların kullandığı tedavi yöntemlerini önlemek için koordineli bir çaba sarf ediyor! Oysa erken tedavi, hastaları, başarılı bir şekilde hastaneden de uzak tutar.
* Şu anda tüm çalışanlarının aşı olmasını şart koşan Facebook'un bu tartışmaya kendini dahil etmesi, ölümcül olduğu kadar üzücü de. Tekrar bildirelim ki biz aşı karşıtı değiliz. Birimiz mRNA teknolojisini buldu, diğerimiz de sağlık sistemini hızla harekete geçirdi... Facebook, dünya büyük bir tehdit altındayken bu yazımızı görmezden gelebilir veya yine sansür edebilir..."