MÜFTERİLERE İLÂNEN DUYURULUR!

ATATÜRK'ÜN İSLÂM İÇİN SÖYLEDİKLERİ!

Atatürk'e saldırmak, saldıranların, n-ecis kan, b-ozuk soy, çürümüş ahlâk ve H-açlı kalıntıları olmalarının beyanından başka bir şey değildir!

ATATÜRK DÜŞMANLIĞININ TEMELİNDE;

Türk düşmanlığı ve Türkiye Cumhuriyetine olan kinleri yatar!

Türk düşmanlığı ise aynı zamanda, İslâm, bayrak, ezan, ahlâk, namus ve vatan düşmanlığıdır, bilhassa da m-üstevli kalıntısı olmaktan ileri gelir. Çünkü Türkler, bir TESLİS COĞRAFYASI olan Anadolu'yu, yüz binlerce evlâdının kanı ve canıyla TEVHİT COĞRAFYASI haline getirmiştir.

İŞTE ATATÜRK'ÜN İSLÂM İLE ALAKALI SÖZLERİ;

“Ey millet, Allah birdir, şanı büyüktür. Allah’ın selameti, sevgisi üzerinize olsun. Peygamberimiz, Efendimiz Hazretleri Allah tarafından insanlara dinî gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir. Bunun temel esası, hepimizce bilinmektedir ki, Yüce Kuran’daki anlamı açık olan ayetlerdir. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor.” (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, cilt 2, s. 93)

Büyük Önder, 1926 yılında ise Ali Rıza Ünal isimli yakınına, Hz. Muhammed hakkında şunları söylemiştir: “O, Allah’ın birinci ve en büyük kuludur. Onun izinde bugün milyonlarca insan yürüyor. Herkesin adı silinir fakat O sonsuza kadar ölümsüzdür.” (Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri, s. 135)

“Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliğiyle dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime bizzat gerçeğe nasıl inanıyorsam, ona da öyle inanıyorum. Bilime ters, ilerlemeye engel hiçbir şey içermiyor” (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, cilt 3, s. 30)

“Milletimiz, din ve dil gibi kuvvetli iki fazilete sahiptir. Bu faziletleri hiçbir kuvvet milletimizin kalp ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz.” (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, cilt 2, s. 66)

“Büyük bir inkılap yapan Hazreti Muhammed’e karşı beslenilen sevgi, ancak O’ mübarek insanın ortaya koyduğu fikirleri, esasları korumakla tecelli edebilir.” (Şemsettin Günaltay, Ülkü Dergisi, sayı 100, s. 4)

“Bütün dünyanın Müslümanları, Allah’ın son peygamberi Hz. Muhammed’in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli. Tüm Müslümanlar Hz. Muhammed’i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli; İslamiyet’in hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilirler. (Nedim Senbai, Atatürk, A.Ü. Dil, Tarih, Coğrafya Yay., s. 102, 1979

"HATIRALAR"

Ali Özek Hoca anlatmaya devam ediyor:

'‘Mustafa Kemal, Mehmet Akif’in de bulunduğu dindar gruba hükumeti kurma yetkisi veriyor. Yani o günün muhafazakâr ve mütedeyyin milletvekillerine hükümeti kurun diyor. Başbakan olarak kimi düşünüyorlardı, onu bilmiyorum ama herhalde imanı tam, samimi bir Müslüman olan Hasan Basri Çantay’ı düşünüyorlardı.

Bu görev, Mustafa Kemâl tarafından biz muhafazakâr kesime verildi. Biz de toplandık fakat hiç kimse görev kabul etmedi. Herkes üşendi, zora girmek istemedi. Mehmet Akif’e Milli Eğitim Bakanlığı’nı teklif ettik, kabul etmedi. Bir gün, sabah ezanı okununcaya kadar Mehmet Âkif'e yalvardık. Gene de kabul etmedi. O yüzden kabahat biz muhafazakâr kesimdeydi. Eğer hükumeti kurabilseydik bu işler böyle olmazdı''

ATATÜRK DÜŞMANLARININ ORTAK YANLARI;

Ne yerli, ne de millidirler!

Ne insani, ne İslâmidirler!

Ne rahmani, ne ahlâkidirler!

Atatürk'ün aleyhinde yazı yazanların tamamına yakını gayri milli olup, damarlarında başka bir milletin kanı, kalplerinde başka bir dine iman vardır!

ORHAN KILIÇOĞLU

YORUM EKLE