Adaşım Arslan Tekin, birkaç gün "Ensar ne ola muhacir ne ola?" başlığı altında konunun tarihî kökenlerini inceledi ve son olarak şu kanaatini belirtti:
"Suriye Mekke değil, Türkiye Medine değil!"
Tekin, tarihî gerçekliği ise İbni Haldun'un Mukaddime'sinden nakletti:
"Medine'ye göçle İslâm devletinin temeli de atılmış oluyor. Hz. Peygamber, 'İslâm'ın tebliği ve uygulanması için ihtiyaç duyduğu pek çok imkâna, insan ve yurt unsurlarını Ensâr'ın sağladığı bu devlet sayesinde' ulaşıyor."
***
Hicretle Mekke'den gelenler, Medine'ye hâkim oluyor, burada güçlenip ordu kuruyor ve geri dönerek Mekke'yi fethettikten 25 yıl sonra büyük bir imparatorluğa dönüşüyor. Tabii bunu, İslam inancı sayesinde yapabiliyorlar.
Şimdi ise gelenlerde böyle bir motivasyon yok... IŞİD denilen organizasyon ve El Nusra gibi örgütler ise başını CIA'nın yönettiği bir istihbarat konsorsiyumunun ürünü... Görevleri, Suriye'nin kuzeyini boşaltarak PYD/PKK devletine alan açılması, Suriye'nin parçalanması ve Türkiye'nin istila yoluyla istikrarsızlaştırılması için ABD'nin eline sözde "terörle mücadele kozu" vermekti... Oysa terör örgütleri ABD'nin kontrolündedir. "IŞİD'i Obama kurdu" diyen Trump değil miydi?
Türkiye'yi yöneten siyasi kadro ise başlangıçta konuya Şiilik-Sünnilik açısından baktığını gösterdi... Aslında bu durum, Türk kamuoyunu yanıltmıştır. Çünkü konuya böyle bakmak da ABD'nin İslam içi çatışma stratejisine hizmet eder. Zaten ABD'nin de istediği buydu.
***
Şimdi Türkiye bir taraftan istila ediliyor, diğer taraftan gelenlerin kalıcı olması ve güç kazanması için hazırlıklar yapılıyor. Türkler ise ekonominin çökertilmesi ile malını mülkünü, toprağını satmaya zorlanıyor!
Peki ama AKP iktidarı buraya kadar nasıl geldi?
Tıpkı Kur'an'ın mızrakların ucuna geçirilmesi gibi, türban siyasetin gündeminden hiç düşürülmeyerek, devletin ordusu, yargısı, emniyeti ve daha pek çok kuruluşu, yine ABD'nin himaye ettiği bir örgüte teslim edildi. 12 Eylül 2010 referandumunda "evet" oyu verenler, bu süreci hızlandırdı. Sonuçta hâlâ gerçekte neler olduğu anlaşılamamış 15 Temmuz vakası ile Türkiye'nin yönetim sistemi değiştirildi. Şimdi de başkentteki Merkez Bankası, Ziraat Bankası gibi kuruluşların İstanbul'a taşınması süreci başlatıldı! Atatürk Havaalanı da tahrip ediliyor!
Bu arada, her geçen gün devletin temelleri havaya uçuruluyor!
***
Türban, yıllarca Cumhuriyet değerlerinin karşısında konuşlandırılırken şimdi de ensar-muhacir söylemi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının kaderde, kıvançta tasada birliğini yok ediyor.
Mesele sadece Suriyeliler değil... Türkiye'nin kapıları, büyük bir istilaya açılmıştır.
Aslında Türkiye Hristiyan âleminde "Hristiyanlara ait bir ülke" olarak görülmektedir. Zaten FETÖ'nün uygulamak istediği "dinlerarası diyalog" girişimi da bir Hristiyanlaştırma faaliyeti idi.
***
Türkiye, ABD'nin Afganistan, Irak, Suriye ve Libya'dan sonra müdahale etmeyi planladığı iki ülkeden biridir. Bu sebeple Yunanistan'ın Türkiye'ye bakan tarafı Amerikan deniz, kara ve hava üsleriyle donatılmıştır. Türkiye'nin Akdeniz çıkışı da Girit üssü ile kontrol altına alınmıştır. Türk Hava Kuvvetleri'nin elindeki savaş uçaklarının durumunu, uçakları veren ülke olan ABD iyi bilmektedir...
Böyle bir ortamda, içerde millî birliği sağlamak ve kalkınma hamlelerine girişmek gerekirken iktidarın bütün politikaları, Türkiye ekonomisini çökertmeye ve tapunun Türklerin elinden alınmasına yarıyor. Ensar-muhacir söylemi, Türkiye'nin Türk devleti olmaktan çıkarılması hedefine hizmet ediyor...
Bazıları, Türkiye'nin zaten bir muhacir devleti olduğunu iddia ediyor. Halbuki gelenler, Balkanlar ve Kafkaslar'da katliamdan kurtulmaya çalışan Türkler veya akraba topluluklar idi. Osmanlı veya Türkiye Cumhuriyeti, onları bile bir iskân politikasına göre yerleştirdi... Şimdi ise Türkiye, Türkiye olmaktan çıkarılıyor!