ÜLKÜCÜ DAVAYA FENA KIYDILAR
4 Aralık 2014 tarihinde yazmışım ki;
Ey benim Türk milletim!
İçeriden ve dışarıdan hainlerce kuşatılmışsın, tek kurtuluş reçeten ülkücü Bozkurtlardır!
Aklını kuşan, imanını harekete geçir ve kurtuluşun olan ülkücülere ram ol. Bu ram oluşun senin için en hayırlı olanıdır.
Kapana kısılmışsın!
Bu insafsız kapandan kurtuluşun ancak ve ancak ülkücülerin azim kararlılığı ile mümkündür.
Allah cc ülkücü gençliğin sayılarını güçlerini ve ömürlerini ziyade kılsın inşallah.
EY TÜRK
Bilesin ki namusun bayrağın ve seni sen yapan tüm mukaddeslerin tehdit altındadır.
İçeriden, kaderini ellerine teslim ettiklerin tarafından öylesine kahpe bir pusuya düşürülmüşsün ki, dış düşmanların bile sana pusu kuran iç düşmanlarının yanında masum kalırlar!
Bir zamanlar;
Ülkü Ocaklarında da tıpkı Mevlevi dergâhlarında olduğu gibi iki aşhanesi (mutfağı) vardı.
Mutfağın birinde;
Aş pişer,
Mide doyar,
Vücut gelişir.
Diğer mutfakta ise;
İnsan pişer,
Beyin doyar,
Gönül gelişir.
Ülkücüler, dışarıdan gelecek olan zararlı akımlara karşı milli bünyeyi koruyan bağışıklık sisteminde birer ALYUVAR olup, Türk'ü ayakta ve dik tutan iskelette birer mübarek OMUR'dular.
İnsan pişiren mutfaklarımızı dağıttılar!
Milli bünyeyi koruyan alyuvarları yok ettiler!
Omurları ise, sapı bizim ormanlarımızdan kesilen balyozlarla ezip iskeleti çökerttiler.
Bütün bu yapılanlara rağmen biz ülkücüler;
Türk milletinin devamlılığı, ırzı, namusu, devletin ebed müddet yaşaması için yine de varız, dâima da var olacağız. Bu yolda çekilen çileler, meşakkatler ve tüm sıkıntılar bizim için zevktir, gıdamızdır.
TTK ve YÜCELTSİN