ÖLDÜREMEDİLER!

ÖLDÜREMEYECEKLER!

İmanını yok edip söndüremediler!

Türk’ün bu asil ruhunu öldüremediler!

Topla, tüfekle,

Kültürel dayatmayla,

Kokuşmuş eğitimle,

Çürümüş siyâsetle,

Satın alınmış siyâsilerle,

Velhasılı her türlü dayatmayla Türk’ün ne fıtratını değiştirebildiler ve ne de ahlâken çökertebildiler.

Vatan Şâiri Namık Kemâl ''Vatan Şarkısı Şiirinde'' ne de güzel ifâde etmiş.

Fıtrat değişir sanma!

Bu kan yine o kandır.

Başaramadılar!

Başaramayacaklar!

Bunu, son yaşadığımız depremde sergilediğimiz yardımlaşmayla, acıları paylaşarak, enkazdan bir can kurtarabilmek, bir depremzedeyi giydirip, bir açı doyurabilmek için seferber olmamızla dünyaya ve içimizdeki hainlere bir kere daha gösterdik elhamdülillah.

TÜRK’SÜZ BİR DÜNYA!

Türk’süz bir dünya, bir yıldız gibi kayarak fezânın boşluğunda un ufak olup kaybolsun!

Türk’ün olmadığı bir dünyanın varlığını tasavvur etmek, dünya ve içindeki insanlık âlemine karşı yapılacak olan en büyük kötülüktür.

Türk’ün olmadığı bir dünyanın bir yıldız gibi kayarak fezanın boşluğunda un ufak olup kaybolması varlığından daha hayırlıdır!

Türk’e düşman olmak;

Ne büyük nankörlüktür.

Ne korkunç bir imâni zafiyettir.

Depremde gösterdiğimiz dayanışma;

Allah’ın sevip, Peygamber Efendimizin müjdelediği böyle bir milletin ‘’Ne Mutlu Türk’üm Diyene’’ veciz sözünü ve ‘’TC’’ ibâresini silene, Andının okunmasını yasaklayana, ‘’Türklüğü ayaklarımın altına aldım’’ diyebilecek kadar alçalabilenlere ne büyük ve ne güzel bir ders oldu.

Türk düşmanlarının ortak özelikleri;

Ahlâksız ve soysuzdurlar!

Sahtekâr, şerefsiz ve alçaktırlar!

İnandım demelerine itibar edilmemelidir!

Kendilerinden her türlü fenalık gelebilir!

Türk olmak;

Asil, soylu ve yüksek karakter sahibi, yaratılışında ruhuna üflenen NEFHA-İ İLAHİ’nin şuurunda, adâlet ve merhamet ehli, cesur ve cömert olmaktır.

TÜRK’ÜN GÖREVİ;

Nerede bir Türk varsa, saçının bir tek teline bütün cihanı kurban edecek dirayet ve güçte bir Milli Devleti kurup; kara ve kızıl emperyalist köpeklerin zulmü altında inim inim inleyen mazlum ve mağdur milletlerin kurtarılarak insan onuruna ve haysiyetine yakışır bir hayata kavuşturulmalarıdır…

Bilhassa din kisvesine bürünerek, bu kisve altında Türklüğe çatanlara çok dikkat edilmeli, zira bu gibiler koyunlarında HAC gezdirirler, utanmadan da âlim- ulema pozlarıyla cami - dergâh - tekke çevrelerinde vaaz verirler…

Yüce dinimiz İslâm’ı süfli maksatlarına âlet ederek;

Türk milletinin inkârı cihetine gidenlerin bu aşağılık fikirlerine kanan saf ve temiz insanlarımızı mutlaka uyarmalıyız...

Türk, asil, soylu ve imanlı bir millet oluşuyla övünürken, hainler haset eder, uyuz olur kaşınır, kaşındıkça uyuzları daha da artar.

ÂKİF, TÜRK’Ü NE DE GÜZEL ANLATIYOR.

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!

Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i.

Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE

YAZIKLAR OLSUN DİYEMEYENE.

15 Şubat 2024
ORHAN KILIÇOĞLU
YORUM EKLE