‘’Şayet yazdıklarımla ‘’ülkü isimli yetime’’ ihanet ediyorsam, yorumlarınızla bildirin anında sayfamı kapatarak yazmayı bırakayım.''
Değerli ülküdaşlarım, dava arkadaşlarım!
Başkalarını tenkitte her biri ayrı bir üstad kesilenler, içe dönük tenkitleri kabullenemeyip aniden saldırıya geçmektedirler. Bu bir hazımsızlık, akıl körlüğü, endişesizlik, çilesizlik, yarasızlık, saygısızlık ve dahası edep fukaralığıdır. Bir diğer önemlisi de, ülkücü davayı bilmeyip, Türkiye’de ardı arkası kesilmeyen ihanetleri görememektir.
Yazdığım yazılarımda dile getirmiş olduğum yanlışlıkları, hataları, kasıt ve ihmalleri kabullenemeyen ve her tarafı berrak, süt beyaz, manya liman gören davanın şuuruna erememiş yaylacı ve hoppacı bir takım insanların insafsız ve i'zansız saldırılarına uğruyorum.
Cumhuriyetle, Türk bayrağınla, İstiklâl Marşımız ve devletin bölünmez bütünlüğü ile kavgalı olan HÜDA- PAR’ı aklayan, allayıp pullayan biriyle saf tutup, bu acı, bir o kadar da korkunç durumu içine sindirebilenlerin bana ülkücülükten bahsedip yazılarımın altına ukalâca yorumlar yazarak yazdıklarımı tenkit etmeleri tam bir akıl tutulması ve tedâvisi olmayan vicdan körlüğüdür.
Ben hesabımı önce Allah'a ve sonra bu davayı bizlere emânet edip Hak'ka vasıl olan ülkücü şehitlerimize veririm.
Gerçek dava adamı, iman ehli, davasını hayatının yegâne gayesi bilen ülkücü gardaşlarım da benden; ‘’ÜLKÜCÜLÜK HUKUKU’’ adına bazı şeylerin hesabını sorma hakkına sahiptirler!
Her gece evimin bir köşesine çekilip kendimi yalnız hissettiğimde; Ruhi Kılıçkıran, Pehlivanoğlu, İmam Yusuf, Özmenem, Önkuzu, Veli Can, Fırat Çakıroğlu, en son SİNAN ATEŞ ve daha nice ülkü devlerinin ruhaniyetlerinin odamın penceresinin camını tıklatarak; ''Ey ülküdaş! Bizler öldük, ölürken sizlere ‘’ÜLKÜ İSİMLİ BİR YETİM’’ emanet ettik, o yetimi büyüttünüz mü?'' diye sorarak beni hesaba çektiklerini hisseder, onlara nasıl cevap vereceğim, ne söyleyeceğim diye tiril tiril titrerim ve o gece sabaha kadar uyku girmez gözlerime.
Şayet, sizler de ülküdaşlarımızın şehitlikle taçlanmış ruhaniyetlerine hesap verdiğinizi iddia ediyorsanız, bizlere emanet edilen o ÜLKÜ İSİMLİ YETİME birilerinin yaptıkları kötülük ve hoyratlıklara karşı sessiz kalıp, ikbâl ve dalkavukluk gereği göz yumuyorsanız, o zaman siz, şehitlerin ruhaniyetlerine saygı göstermeyip yalan konuşuyorsunuz demektir!
Şayet bu halle hallenip, 5000 ülkü şehidinin ruhaniyetlerini her an odanızın içinde hissedemiyorsanız lütfen beni hesaba çekip, dava adamlığımı yargılamayın ve kendilerinizi sanal âlemin Donkişotları olarak görüp, klavye başında her önünüze gelene kılıç sallamayın! Bir önemlisi de genlerinden haberi olmayan taklacılar, bana gen hesabı soracak kadar saygısızlaşmasınlar!
ŞİMDİ SİZ DEĞERLİ ÜLKÜDAŞLARIMDAN ŞUNU İSTİYORUM;
Şayet samimi değil, davayı bilmeyen ve yazdıklarıyla bizlere emanet edilen O ÜLKÜ İSİMLİ YETİME ihanet edip zararı dokunan biriysem eğer, iki kelimelik yorumlarınızla belirtin, ben de daha fazla zarar vermemek için anında Fesbuk sayfamı kapatıp yazmaktan vazgeçeyim. KARAR SİZ ÜLKÜDAŞLARIMINDIR.
29 Nisan 2023
ORHAN KILIÇOĞLU