SN. MERAL AKŞENER!
‘’NAZIM HİKMET MASALI VE NAZIMKOLİKLER’’ BAŞLIKLI YAZIMIN BUGÜNKÜ MUHATABI SİZSİNİZ!
Yıl 1996
Zamanın Kültür Bakanı, Nazım’ın kemiklerini yurdumuza taşımaya kalkışınca, kendisine, bir gazetede de yayınlanan aşağıdaki yazımı postalamıştım. O tarihten sonra Bakan Bey, bir daha Nazım’ı ağzına alamadı.
Bu mektubu 24 sene sonra Sn. Meral Akşener'e de yazmak varmış!
MERAL AKŞENER'E KÜPE OLSUN!
Atatürk, Nazım Hikmet’in SALKIM SÖĞÜT ve HAZER ŞİİRİNİ dinledikten sonra, ‘’Bu şiirde Türk milletinin varlığına kasteden bir bomba var, bu kadar ihanet olmaz, bu ne rezâlet’’ demişti.
Rahmetli Türkeş Bey Nazım Hikmet’in şiirini ne için okumuş ve okuduğuna daha sonra hangi sebepten dolayı pişman olmuştu. Bu konuya sonra gireriz.
BUYURUN 24 YIL SONRA YENİDEN BİRLİKTE OKUYALIM.
İhanetinin bedeli olarak kendisine ödenen ''RUBLELERLE'' ömrünü lüks ve ihtişam içinde VERA isimli bir Rus kadının yatağında geçirerek, kendisini yaratan Tanrı olarak kabul ettiği insan kasabı STALİN'den aldığı kızıl muhabbetin hararetiyle, Türk milletinin kutsal bilip uğrunda milyonlarca evlâdını şehit vererek oluk oluk kanını akıttığı değerlerine küstahça saldırıp salya dökmekten başka hiçbir özelliği bulunmayan NAZIM HİKMET’in kemiklerini Türkiye’ye getirmekten bahseden Kültür Bakanı olarak sizi nefretle ve şiddetle kınıyorum!
BAKAN BEY HIZINIZI ALAMAMIŞ OLACAKSINIZ Kİ;
Nazım Hikmet’in kemiklerini Türkiye’ye getirmesine karşı çıkan vatanseverler için ‘’Ben bir câhil insandan, bir de yobaz insandan korkarım’’ diyerek aklınızca aşağılamaya çalışmaktasınız!
Sayın Bakan, yabancı lisan bilip, Batı dünyasını takip etmekle MÜNEVVER olunacağını sanabilecek kadar milli ve İslâm’i değerlerin uzağında zavallı ve şaşkının birisiniz!
Nazımof için ‘’Cumhuriyet tarihinin yetiştirdiği en büyük şâir’’dir diyebilecek kadar edebiyat dünyamıza yabancı ve gerçek vatansever büyük şâirlerimizden habersizsiniz!
Sayın Bakan!
Nazım yazdığı bir şiirinde kendi soyunu anlatıyor ve ben Moskovalıyım diyor, siz ise O'nun vatan şâirliğinden dem vuruyorsunuz!
''Benim vatanım
Ne Türkiye'dir, ne Türkistan,
Ne Azerbaycan,
Ne Polenez Adaları,
Benim asıl vatanım MOSKOVA'dır.
Vizesi kalbime kazılı!
Ben Sovyetlerbirliğinin çocuğuyum.
Sizlerden biriyim ben...''
1921 de asıl vatanım dediği MOSKOVA’YA KAÇAN Nazım’ı, ‘’Büyük vatan şâiri’’ diye yeni yetişen nesillerimize yutturmaya yeltenip, Nazım’ın kemiklerini Türkiye’ye getirmeye çalışanlarda zerre kadar fikir namusu var ise, Nazım’ın gerçek kimliğini gizleyerek büyük bir sahtekârlığa tevessül etmesinler!
1922 de Moskova Büyükelçimiz Nazım'a, ''Bir an önce Türkiye'ye dönmelisin. Memlekete yardımın dokunmalı, Türk çocuklarına Öğretmen olarak hizmet etmelisin'' dediğinde Nazım'ın cevabı aşağıdaki şekildedir;
''Ben Rusya'yı çok sevdim ve dönmeyi asla düşünmüyorum. Hele Türkiye'de 30 kadar SÜMÜKLÜ TÜRK ÇOCUĞUNU okutmayı hiç aklımdan geçirmiyorum...'' Nazım'ın bu sözleri, hainliğinin en açık göstergelerinden biridir.
NAZIMOF KİMDİR;
Aslen bir Polonya Yahudisi.
Anne tarafından büyük dedesi, asıl adı Polanya Yahudisi Kostantin Borjeski olan Ferit Mustafa Celâlettin Paşa.
Baba tarafından büyük dedesi Mehmet Ali Paşa ise, Fransız asılı olup, PROTESTAN MEZHEBİNE bağlı olan Magdebourg’lu Karl De Trois soyuna mensup.
SN. BAKAN!
Okuyunuz, mideniz bulansın, bel ki vazgeçersiniz!
Peyami Safa Bayram Ali ile sıkça buluştukları Meserret’te bir köşeye çekilip sohbete dalarlar. Biraz sonra Nazım Hikmet’te kendi arkadaş grubuyla gelip karşılarına otururlar.
Nazım Hikmet, karşılarında oturan Peyami Safa ve Bayram Ali’yi fark edince, Peyami Safa’yı kızdırmak için yüksek sesle konuşmaya başlar ve der ki;
‘’Ben, mânaya, ahlâka ve namusa değer vermem, bunlar benim için geçersiz safsatalardır. Benim için önemli olan madde ve maddiyatır….’’
Payami Safha, Bayram Ali’ye ‘’Bizi gördüğünden tabiatı icabı havlıyor’’ der.
Bu sözlere dayanamayan Bayram Ali kalkar Nazım’ın masası başına dikilir ve cebinden çıkardığı 5 lirayı Nazım’a uzatarak ‘’Al şu 5 liği de ırzına geçeyim’’ der. (Bu olayı anlattığım için beni mazur görünüz)
Bayram Ali’nin bu çirkin teklifi karşısında Nazım kızarır bozarır.
Az evvel ‘’Ben, mânaya, ahlâka ve namusa değer vermem'' dediğinden dolayı ''Senin bu teklifin ahlâksızlıktır, ayıptır'' diyemez ve sadece ‘’Maddi yapım acımasaydı’’ demeyi tercih eder.
Bayram Ali bu sefer Nazım'a ikinci bir teklifte bulunur ve der ki; ‘’O zaman al şu iki buçuk lirayı da biraz kucağımda otur’’
Bayram Ali’nin teklifi karşısında çok fena şekilde bozulan Nazım hemencecik oradan uzaklaşır
İŞTE NAZIM!
Nazım Hikmet Rusya'ya kaçtığında, eğilir Rus toprağını öper ve aşağıda ki sözleri söyler;
''Yıllar sonra asıl vatanıma geldim, Stalin benim tanrım sensin ve beni sen yarattın''
Hanımı, Nazım'a ''yapma bu kadar da bu milletin ve vatanın aleyhinde yazılmaz, yazık günahtır'' diye sitem ettiğinde, Nazım hanımına ''Ben Ruble için yazıyorum, ne vatanı'' der.
Nazım'a ''Bak bu vatanda öğretmen yok, git bir okulda öğretmenlik yap'' denildiğinde, Nazım Hikmet'in cevabı ''Ne yani gidip bir köyde 30 sümüklü Türk çocuğunu mu eğiteceğim'' şeklinde olur.
Hiçbir gerçek Atatürkçü Nazım'a hayranlık duyamaz!
Şayet duyuyor ise bu cehâletindendir, câhilden de Atatürkçü olmaz!
HIRSIZ NAZIM!
Nazım, hırsızdır ve bazı şeyleri Rus Mayakoviski'den aşırmıştır. Meselâ ''Salkım Söğüt- Dört nala'' gibi ifadeler bunlardan bazılarıdır.
Atatürk, Nazım Hikmet’in ‘’SALKIM SÖĞÜT ve HAZER ŞİİRİNİ’’ dinledikten sonra, ‘’Bu şiirde Türk milletinin varlığına kasteden bir bomba var, bu kadar ihanet olmaz, be ne rezâlet’’ demişti.
NAZIM'IN KİTÂPLARI DÜNYADA BİRÇOK ÜLKEDE SATILIYORDU PALAVRASI!
Komünist yazar ve şâirlerin kitapları o devirlerde Rusya'nın baskısıyla komünist rejiminin hakim olduğu ülkelerde mecburen basılıp halka dağıtılıyordu.
Akranları vatanın kurtuluşu için cephelerde savaşırken O' Rusya'da geziyordu. Vatanı kanlarıyla sulayanlar kahraman olmadılar da Nazım vatan şairi oldu.
Bizim münevver geçinen Nazımkolikler ‘’sırası mı şimdi bunu niçin anlattın’’ diyeceklerdir.
Şunun için anlattım;
Belki bu Nazım sevdasından vazgeçerek Nazım’ın kemiklerini getirip bu mübarek vatan topraklarını kirletmekten çark ederler diye.
SN. BAKAN!
Kaynağını bilmiyorum ama aşağıdaki şiiri bir köşeye çekilip okursanız, belki Nazım sevdanızdan vazgeçersiniz!
Olur ya bir gün,
Sövdüklerim gelirlerse peşime,
Gün gelir de sahip çıkarlarsa na’şıma.
Haber sal Lenin’e, koş Stalin’e
Uzat bedenini kapan kabrime...
Bırakma Vera, bırakma beni.
Taşımak isterlerse kemiklerimi
Sahip çık sen bana ne olur Vera…
Ben Moskova’ya, Stalin’e aşığım
Türk değilim Vera Moskovalıyım.
Verme haykır buralıydı de.
Kov geleni bana sahip çık Veram.
SAYIN BAKAN!
Nazım’ın kemiklerini bir şartla getirebilirsiniz.
Mezar taşına ‘’Nazım bir kere haindi. Nazım’ın kemiklerini getirerek bu vatan toprağını kirletenler ise iki kere haindirler’’ yazmak şartıyla.
GAZETEDE YAYINLANAN BU MEKTUBUMDAN SONRA BAKAN BEYİN AĞZINDAN BİR DAHA NAZIM İSMİ ÇIKMADI.
MERAL HANIM!
ŞİMDİ TAVRINIZ NE OLACAK?