Suriye sınırında lavanta hasadı ve Türkleri uyutmak!

Türk Kızılayı ve Avrupa Birliği'nin desteğiyle başlatılan "Tarımda İstihdam Projesi" kapsamında, Mardin'de, Suriye sınırının sıfır noktasındaki Küçükköy'de lavanta hasadı yapıldı.

Türk Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık ve Mardin Valisi Mustafa Yaman, 11 dönümlük seralarda marul, çilek ve lavanta yetiştiren 15'i Suriyeli 21 çiftçi ile lavanta hasadına katıldı.

Kilis'te ise Göç İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Gökçe Ok, bir düğün salonunda Suriyelilerle yapılan "BizBize Sohbetler" etkinliğinde "Burada bulunduğunuz müddetçe lütfen kurallara ve kanunlara uyun. Kural ve kanun bazlı hareket edersek, o zaman ortak yaşam kültürünü sağlıklı zemine oturtabiliriz." dedi.

***

Haberlerden çıkan ana mesaj "Suriyelilerle ortak yaşam kültürü oluşturmak"tır. Gerçi "burada bulundukları sürece" deniliyor ama tarım yapmak, yerleşik hayata geçmek demektir!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise "Suriye'nin kuzeyinde acilen derinliği 30 kilometreyi bulan bir güvenli bölge kurulmalıdır. Bu bölge terörden tamamen arındırılmalı, denetim ve kontrolü Türkiye'de olmalıdır. Suriyeli sığınmacılar peyderpey bu bölgeye gönderilmeli ve yerleştirilmelidir" dedi.

Beş milyon kişi, o bölgeye sığar mı?

ABD tarafının, Ankara'daki güvenli bölge ile ilgili görüşmelerde, beş kilometre derinlikte bir güvenli bölge önerdiği söyleniyor. Üstelik kent merkezlerinin dahil edilmeyeceği güvenli bölge, Türkiye'ye de bırakılmıyor; Türk askeri ile Batılı askerlerin ortak devriye görevi yapması öngörülüyor! Türkiye'nin bu öneriyi kabul etmediği bildiriliyor.

Ardahan Bağımsız Milletvekili Öztürk Yılmaz, başka bir formül geliştirdi.

"Tek başınıza güvenli bölgeyi kontrol edemiyorsanız, sizin etmenize izin vermiyorlarsa, siz de o bölgede tek başına adım atamıyorsanız o zaman B seçeneği olarak Suriye askeriyle birlikte Türkiye sınırından geçip, Fırat'ın doğusuna, Türkiye'nin hemen sınırının 15-20 kilometre altına askerleri yerleştirelim. Kobani için peşmergeler geçirildiyse şimdi pekalâ Suriye askeri, Türkiye'den geçirilip Fırat'ın doğusunda, Türkiye ile ortak devriye konusu gündeme gelebilir."

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise ABD ile Suriye sınırları boyunca güvenli bölge oluşturmaya yönelik görüşmeler ne şekilde sonuçlanırsa sonuçlansın Fırat'ın doğusundaki terör koridorunu paramparça etmekte kararlı olduklarını söylemişti...

***

Suriye sorunu, ilk düğmenin yanlış iliklenmesi yüzünden içinden çıkılmaz hale geldi. AKP iktidarı, doğrudan, ABD'nin Suriye projesini uyguladı. Özgür Suriye Ordusu gibi oluşumlara lojistik destek, silah ve eğitim vererek iç savaşı körükledi. Böylece hem Suriye'yi kan gölüne çevirdi, hem de milyonlarca Suriyelinin Türkiye'ye göç etmesini sağlamış oldu. Türk-Arap-Kürt federasyonu projesi için Türkiye'nin nüfus yapısı değiştirildi!

Bu durum AKP iktidarı tarafından planlanmış bir süreçtir. 2011 yılında, Afet İşleri Genel Müdürlüğü'nün 1.5 milyon çadır siparişi vermiş olması, bu planlamanın delillerinden biridir.

1.5 milyon çadır fazla değil miydi? Bir çadırda beş kişi kalsa, 7.5 milyon kişi eder. 500 bin çadır depremler için düşünülmüş olsa kalan bir milyon çadırda beş milyon kişi kalabilirdi!

Zaten Türkiye'ye gelenler de beş milyon kişidir! Tabii hepsi çadırda kalmadı, Türkiye'ye dağıldılar. Bu arada Fırat'ın doğusu, ABD'nin ordu haline getirdiği PKK/PYD tarafından boşaltıldı.

***

Sorunu çıkaran AKP iktidarıdır. Bu sebeple güven kaybettiler. Şimdi kendi yarattıkları sorunu çözmeye çalışıyorlar! ABD beş kilometre derinlikteki sözde güvenli bölge önerisiyle, Türkiye'yi çok hafife aldığını gösteriyor.

AKP iktidarı ise kamu görevlilerine Suriyeli çiftçilerle birlikte lavanta hasadı yaptırıyorsa, "Türkleri uyutmak"la görevli sayılmaz mı?

YORUM EKLE