Erciyes “Nerede bu ülkücüler” diye yazı dizisi hazırlayan gazeteci Ruşen Çakır da Erciyes kurultayındaydı. Bir ülkücü kerdisine, “ülkücüleri arıyordunuz. Ülkücüler işte burada” dedi... MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de kurultay konuşmasını bitirirken, “ülkücü hareket nerededir diye merak edenlere Erciyes’in doruğundan gereken cevabı vermiş bulunuyorsunuz. İşte ülkücüler burada” ifadesini kullandı...
Bahçeli, bu defa, dünkü manşet haberimizde belirttiğimiz gibi AKP iktidarına ilk defa bu kadar sert ve MHP camiasının beklentilerine cevap verecek düzeyde bir konuşma yaptı. Bahçeli AKP’nin “teslimiyeti çağdaşlık, onursuzluğu dostluk olarak yutturmaya kalkıştığını, aşağılık kompleksi içinde millî ve üniter devlete karşı kan davası güttüklerini, teslimiyetçiliği meslek edindiklerini, teslimiyetçi lobilerin elinde çıkardıkları yasalarla gelecek nesillerin hakkını, hukukunu da ipotek altına aldıklarını, Türkiye’nin böyle bir iktidarla daha fazla yol
alamayacağını” söyledi...
Bahçeli’nin konuşmasından önce MHP Kayseri il başkanı Ömer Faruk Murat, Fatih Sultan Mehmed’in, Varna Savaşı’ndan önce, babası 2’nci Murad’ı yeniden göreve davet etmesine benzeterek, “Kağan’ımız olarak kal, kalmayacaksan, bizler senin teşkilâtın isek, diyoruz ki, MHP’nin lideri Dr. Devlet Bahçeli’dir” dedi.
Bahçeli’den sonra, MHP Samsun İl Başkanı İbrahim Özer, il başkanları adına, “ülkemizin parçalanmanın eşiğinde bulunduğu dönemde rica ediyoruz, başımızda kal” diye konuştu... Bahçeli konuşmasının son bölümünde “12 Ekim’de Ankara’dayım”la biten 7-8 cümle kullandı ve böylece kendisi de aday olduğunu ilan etti. HHH Bir gün önce, görevliler, sanatçılar Devlet
Bahçeli için slogan attırmak istediyseler de başaramadılar. Ülkücülerin dayatmalarla hareket etmeyeceğinin göstergesiydi bu tavır. Tavır Bahçeli’ye değil, gayretkeşliğeydi... Nitekim, Tekir Yaylası’nı dolduran yüzbinlerce ülkücü, Mustafa Yıldızdoğan’ın “Devlet’in başına Devlet
gelecek” türküsünü söylemesi sırasında bu şekilde bir tavır koymadı...
Bahçeli bu güne kadar AKP hükümetine karşı, MHP kamuoyunun beklediği tavrı göstermediklerini, “Bu kurultayla tazelediğimiz iman ve heyecanla ve buradan verdiğimiz mesajla tesilimiyetçi AKP iktidarına ilk büyük uyarıda bulunmuş oluyoruz” sözleriyle ifade etmiş oldu...
Ülkücüler, ülkenin en büyük dinamik ve sivil gücü olduklarını Erciyes’te bir defa daha dosta düşmana gösterdiler. Erciyes’te yüzbinlerce insanın enerjisi bir araya gelerek tek bir “aura tabakası” oluşturdu. Eğer herkes, AKP iktidarının icraatları ile ilgili yeterli bilgiyle donanıp, Türk halkına da anlatabilirse, bu aura tabakasını Edirne’den Hakkari’ye kadar genişletmiş olur... Ülkücüler, Türk milletinin enerji direniş seviyesinin göstergesi ise, hükümetler alenen ihanet derecesinde kararlar alsa bile, devletin her hücresine ihanet sızmış olsa bile, Türk
İstiklâl ve Cummhuriyeti’ni koruyacak güce sahiptir... Yeter ki, bunun bilincinde olsunlar... “Teslimiyetçi iktidar”ı Bahçeli, Erzurum Kongresi’nin yapıldığı binaya değil, Damat Ferit’in mezarına yakıştırdı... Yani, orada toplantı yapabileceklerini söyledi... Tabii, bugünkü ihanet yasalarına 57’nci hükümet döneminde zemin hazırlandığını da unutmamak lâzım... Unutmamak da yetmez... “Ülkü” bir defa kayboldu mu, yeniden elde edilmesi bir hayli zordur... Ülkü yeniden kazanılsa bile, bu ülküyü geniş halk kitlelerine yeniden mal etmek daha da
zordur...
Bu bakımdan, milletin enerjisini boşuna harcamaya da kimsenin hakkı yoktur... Tabii ki gün ayrışma değil, toparlanma günüdür, birleştirme günüdür... Üstelik sadece ülkücüler arasında değil, bütün millî güçler arasında birlik gerekiyor... Yoksa, Yıldızdoğan’ın “Biz bu hallere düşecek adam mıydık?” türküsünü söyler dururuz...