TRAVESTİ EKONOMİSİ VE MİLLİYETÇİLİK!

DPT eski müşaviri Alptekin Erdoğan’ın, “Sanayi devrimine ve teknolojiye ilgisiz bir
milliyetçiliğin kalkınmada işe yaramazlığı” başlığını taşıyan incelemesinde çok önemli
uyarılar var:

Günümüzde kimi aydın ve seçkinler tarafından sanayi ötesi toplumdan veya bilgi
toplumundan soyut şekilde söz edilirken sanki bunlar sanayileşme olayının, altyapısının
dışındaymış ve yine aynı kişilerce sanki uçak, gemi, tren, otomobil, fabrika ve elektrik
santralı makinalarının üretilmesine artık ihtiyaç yokmuş ve bunları üreten ağır makina
sanayilerinin modası artık tamamen geçmiş gibi görüşler belirtilmektedir.
Sözkonusu aydınlarca sanayi devrimine ulaşılmasına, yani ağır makina ve her çeşit yüksek
güçlü motor üretilmesine karşı çıkılmakta ve sadece bilgi geliştirme aşamasında
kalınmasının, tasarımda bulunulmasının daha doğru olduğu ve daha çok kazanç sağlayacağı
düşünülmektedir. Oysa, üretim becerisi kazandırmayan bilginin hiçbir değeri yoktur.

Bu sözde aydınlar, sanayi ürünü üretme ve ihraç etme yerine bilgi toplumu demagojisiyle
Osmanlı döneminde olduğu gibi ülkenin sanayi devriminden, teknoloji geliştirmeden uzak
tutulması, ithalatçı konumunun muhafaza edilmesi düşüncesini maskelemeye, ayakta
tutmaya çalışmaktadır.
Ülkemizde yaşanan tüm ekonomik sıkıntılar, ileri sanayi ülkelerinin iktisat eğitiminin ve
kalkınma politikalarının sorgulanmadan uygulanmasından, hele makina üretilmesi, ihraç
edilmesi fikir ve hamlesinden uzak durulup Türk parasının sanayileşmede güçsüz (geçersiz)
bırakılmasından ileri gelmektedir.
Nitekim, ülkemiz aydın ve seçkinlerince ileri sanayi ülkelerinde okutulan iktisat ve
ekonometrik model dersleri, ülkemiz için de uygun sanılmakta, bu ülkelerin aydınlarına
yaraşan rahat, hatta keyifli, entel tavırlar, sofistike çalışmalar sergilenmekte, her türlü plan,
program uygulamasının gerçekçi, bilimsel olduğu, uzmanlarca, yöneticilerce stratejik
düşünüldüğü, stratejik kararlar alındığı, her derde deva çözümler üretildiği ve her şeyin
yolunda gittiği düşünülmektedir.
Türk insanı veya toplumu ağır makina üretimi ve ihracatı kültüründen, becerisinden uzak
tutulmakla; ulus devlet, bağımsızlık ve neticede milliyetçilik bilinci zayıf kalmaktadır.
İnsanımızın veya yurttaşımızın bu noktada başlıca talihsizliği, sadece spor türlerinden elde
edilen başarıları coşkulu şekilde kutlayan çok basit bir milliyetçilik bilincine, heyecanına
sahip olması ve yine bunlara vücut veren bir eğitim, kültür ortamında, toplumda doğması,
büyümesidir.
Travesti erkek nasıl bir çarpık erkek ise, mevcut kalkınma ve politika anlayışı da aynı
şekilde çarpık ve son derece kısa görüşlülük olmaktadır.
Ülkemizde milliyetçilik, söylemlerde vatan, millet, din, iman, mukaddesat, kahramanlık
(hamaset), sözleriyle ve bunun yanısıra bölücülüğe, yıkıcılığa karşı savaşla
sınırlandırılmaktadır.
Gençler hiç büyümeyecekmiş gibi görülmekte, onlar sonu gelmeyen basit fikirlerle,
genellikle Arap asıllı kahramanların islami menkibeleriyle, küçük hedeflerle meşgul
edilmekte, duygu sömürüleriyle oyalanmaktadır.

Dünyada büyük devlet, zengin millet, küresel (stratejik) güç olabilmenin, dövize, dış borca,
yani bir anlamda ithal ekipmana bağımlılık olmadan Türk parasını sanayileşmede tek başına
etkin kullanabilmenin, dünyada güçlü para ve dünya parası yapabilmenin, dış borç
almaktan kurtulup başka ülkelere kendi parasıyla borç verebilmenin yolunu açacak ağır
makina sanayilerinin tesis edilerek sanayileşmenin ihtiyaç gösterdiği makinaların yurt içinde
özel sektör tarafından üretilmesinin, ihraç edilmesinin, yani sanayi ve teknoloji devriminin
önemini akıl ve idrak etmeyenlerin, kurulmasına çaba göstermeyenlerin, bunları çağdaş
milliyetçiliğin başlıca gereği görmeyip ömür boyu ağızlarına almayanların, Türk insanına
büyük projeler ürettirmeyenlerin, vatansever, milletsever, milli onur ve gururuna (milletin
şerefine) düşkün Türk milliyetçisi olmaktan; çağdaşlaşma yolunda olmaktan, kalkınma ve
uygarlık yarışına katılmaktan, Türk milletini çağlar üzerinden aşırmaktan; Türklüğe övünç
kazandırmaktan, büyük kurtarıcı ve önder Atatürk’ün izinde gitmekten söz etmeleri ne
doğru ne de mümkün olabilecektir.

YORUM EKLE