Türk'e ilk önce, bugünkü siyâsi liderlerin tamamından uzak durmalarını ve asla hiçbirine güvenip yaslanmamalarını söylemek isterim.
Çünkü hiçbirinin ne Türklük diye bir meseleleri, ne Türk'e sadakatleri, ne de kırıntı kadarcık dâhi olsun milli terbiye ve tarih şuurları var.
Bir diğeri ise;
Cübbesine siyâsetin necaseti bulaşan Diyanet İşleri Başkanının tutum ve davranışlarına, başta Sultan Alparslan, Atatürk ve Cumhuriyete karşı maksatlı olarak yazılmış Cuma hutbelerine kızarak dinimizden uzaklaşmamalarını, aksine dinimizi daha da öğrenerek savunmalarını söylemek isterim.
İnsan, çözümlenmesi gereken bir "problemler yumağıdır.
Bugün Türk milleti olarak çekmekte olduğumuz bütün sıkıntıların, içinde çaresizce çırpındığımız bütün buhranların, bu gidişatın sonucunda da yolumuzun kesişeceği muhtemel faciaların bir tek sebebi var, o da; oylarımızla seçerek Ankara`ya gönderdiklerimizin kendini çözmeye, kendi varlık sebebini idrak etmeye, kendini tanımaya, kendi ruh dünyasındaki problemlerini halletmeye muvaffak olamayarak, her milli, mânevi ve kültürel meselemiz karşısında aciz, yetersiz, cüce ve yufka kalışlarındandır.
Kendine baş yapacaklarını, Türklüğe sadakatle bağlı, Türk olmanın haklı gururunu yaşayan, Türkçü düşünceyi mücâdelesinin gayesi bilen, en büyük hedefi devleti güçlü, milletini mutlu etmek olan imanlı, ihlaslı, namuslu, vicdan sahibi kâmil insanlardan seç!
Kaşgarlı Mahmud, Divânü lügati't-Türk'e şöyle başlar;
Esirgeyen, koruyan Allah'ın adıyla;
"Allah'ın, devlet güneşini Türk burçlarından doğurmuş olduğunu ve Türklerin ülkesi üzerinde göklerin bütün dairelerini döndürmüş olduğunu gördüm. Allah onlara Türk adını verdi. Ve yeryüzüne hâkim kıldı. Cihan imparatorları Türk ırkından çıktı. Dünya milletlerinin yuları Türklerin eline verildi. Türkler Allah tarafından bütün kavimlere üstün kılındı. Hak’tan ayrılmayan Türkler, Allah tarafından hak üzerine kuvvetlendirildi. Türkler ile birlikte olan kavimler aziz oldu. Böyle kavimler, Türkler tarafından her arzularına eriştirildi. Türkler, himayelerine aldıkları milletleri, kötülerin şerrinden korudular. Cihan hâkimi olan Türklere herkes muhtaçtır, onlara derdini dinletmek, bu suretle her türlü arzuya nail olabilmek için Türkçe öğrenmek gerekir…’’
Her Türk, Türk’ü ve Türk milletinin varlığını korumakla mükelleftir ki bu İlâhi kanunlarla da sabittir.
Bir Türk'e düşen görevler;
Türklük için savaşmak,
Din-i İslâm için savaşmak,
Ana rahmi kadar kutsal olan vatan için savaşmak,
En büyük tesettür olup mahremini örten bayrak için savaşmak…
Şartlar olumsuz, düşman puşt, dost bildiklerin ne kadar dönek ve hain olurlarsa olsun, küsüp geri durmamak ve illâ da savaşmak...
Hakk adına, adâlet ve insaniyet uğrunda ve acılara, çilelere, katliamlara, sömürüye dur demek için savaşmak, savaşmak yılmadan savaşmak...