Türkeş’li yıllarda MHP'nin olduğu Mecliste kimse Türk Devletinin ve Türk milletinin aleyhinde en küçük bir söz dâhi etme cesâretini gösteremezdi.
Şayet ahlâksız ve soysuzun biri buna cür'et ederse, Hakk ve vatan aşığı ülkücü Milletvekilleri adamın ağzını CAAAAART diye yırtarlar ve o soysuzun kıçından pantolonunu, sırtından gömleğini alarak evine don- gömlek gönderirlerdi.
İş bu kadar basitti, hiç kimse de çıtı çıkaramazdı
Ne uzun adamı, ne kısa adamı, ne de Hizbulahçısı bir daha devletin milletin aleyhinde tek kelime dâhi edemezdi.
Ama ne var ki;
MHP'de ülkücü,
MHP'de Türk milliyetçisi,
MHP'de Türk milletinin ırzını, namusunu ve geleceğini düşünen bir tek Milletvekili dâhi kalmamış. Tamamı Bahçeli'nin emir eri, yaveri ve kulu durumunda bir acziyetin ve menfaatin figüranları olmuşlar!
Adam kalkmış küstahça TBMM’de ‘’Eyâleti, Federasyonu, Özerkliği tartışalım’’ diyor ki bu sözler Türk milletine alenen küfretmek, devleti parçalamaya teşebbüstür. Özgür Özel’e ‘’Sokakta gezemezsin’’ diye posta koyan Bahçeli’den ve MHP sıralarından bu iğrenç ve küstah sözlere karşı en küçük bir tepki dâhi yok.
Allah’ı, hak ve hakikatleri unutup siyâsi ikbâl endişesi taşıyan,
Türk milletinin geleceğini, ırzı ve namusunu, düşünmeyen,
Devleti temelinden sarsıp yok edecek olan rejim değişikliğine ve tek adam devleti olmaya yardım ve yataklık yapan MHP’li Milletvekillerinin tamamı asla ve asla ülkücü ve Türk milliyetçisi olamazlar.
Ama ne var ki;
Bir tek ülkücü dahi var olduğu müddetçe Türk milletinin sırtını yere getiremeyecekler, devletini çökertemeyeceklerdir.
ÜLKÜCÜ, TÜRK’ÜN ALYUVARLARI VE OMURLARIDIR
Ülkücü dava;
Türk milletini çeşitli iç ve dış saldırılara (emperyalist mikroplara) karşı koruyup yaşatan bir bağışıklık sistemidir ve her ülkücü, milli bünyeye sızan toksinlere karşı antitoksin salgılayan birer ALYUVARDIR.
Ülkücü dava;
Türk milletinin ayakta kalmasını, dik ve heybetli durmasını sağlayan bir omurgadır ve her ülkücü bu omurga içinde mübarek bir omurdur.
Ülkücü omurga çöktüğü an, koca millet bir anda iskeletsiz yumuşakçaların durumuna düşer ki Allah bu ülkücü omurgaya ve omurlara bir zeval vermesin, Türk milleti sürünerek yaşamasın.
Ülkücü dava;
Fıtri bir hadise,
İnsâni bir tercih,
İmâni bir harekettir.
Ülkücü dava;
Bilgi, kültür ve duygu temelleri üzerinde yükselen bir inanç ve fikir hareketidir.
Ülkücülük anne rahminde başlar!
Ülkücü mübarek anaların pak sütüyle beslenir!
Zamanı gelince Ülkü Ocaklarıyla kesişir yolu ve bu ocaklarda yanar, kavrulur, pişer, kemâle erip aranılan insan olur, yâni ülkücü olur ve böyle bir insan ülkücü davayı ne bırakıp kaçar ve ne de ülkücü davaya ihanet eder. Ama ne var ki o ocaklara da el atıp ateşini söndürdüler!