Sol görüşlü bir okur, “Uyum yasaları hakkındaki söylemleriniz bölünme korkusundan başka neyle açıklanabilir? Türkiye’nin demokratik bir aydınlanmadan geçtiğini iddia edebilir misiniz? Avrupa’nın kendi halklarına verdiği özgürlüklerin Türkiye’nin halklarına verilmesine niçin karşı çıkıyorsunuz?” gibi sorular soruyor...
Verdiğim cevapta, “Halklara özgürlük sloganı, etnik ayırımcılığın şifresidir.
Bu sloganın geçmişte sosyalistler tarafından kullanılmış olmasından dolayı yanılgıya düşüyor
olabilirsiniz. Özgürlük dedikleri şey, o halkların mensup oldukları milletten ayrıştırılmasıdır.
Avrupa’da Fransa ve Almanya gibi uluslaşma sürecini tamamlamış, halklar
homojenleşmiştir.
Türkiye’de ise bu süreç Atatürk’ün ölümü ile kesilmiştir.
Bugünkü etnik sorunlarımızın ana sebebi budur. Sizin özgürlük dediğiniz uyum yasaları, ikiz
yasalar, PKK-KADEK’e özgürlük olarak meyve veriyor...
Halklara özgürlük, küresel egemenlik kurmak isteyenlerin sloganıdır. Geçmişte sosyalizmi,
komünizmi araç olarak kullananlar, etnik bilinçleri de halklara özgürlük diye kışkırttı, şimdi
de Amerikan yönetimini ele geçiren NEOCON’lar aynı işi yapıyor.
Ulus devletin yok olmasını, bunun sonucunda da dünyanın NEOCON çetesine teslim
bayrağını çekmesini istiyorlar” dedim.
Osmanlı Devleti, tam bu şekilde, etnik derneklerin birer siyasi parti halini alması ile kısa
sürede dağılıvermişti. Bu etnik dernekleri mutlaka bir veya birkaç büyük devlet dışarıdan
destekliyordu. Gerekçe hep aynıydı: Hürriyet, kardeşlik, eşitlik vesaire...
Bu dernekler önce dil dahil, kültürel haklarını aldılar. Her etnik grubun, kendi siyasi partisini kurması, Osmanlı Devleti’ni yerle bir etti.
Bugün Yunanistan’ın elinde olan bütün topraklar Etniki Eterya adlı dernek tarafından
Türkler’in elinden alınmıştır.
Osmanlı’nın çözülme sürecini asıl başlatan Tanzimat fermanıdır. Osmanlı Devleti’nin
merkezi otoritesini tamamen yok eden, ve etnik partiler kurulmasına yol açan bu ferman,
kısa zaman içinde Osmanlı’yı dağıtıverdi.
Çünkü etnik partiler, etnik devletlere dönüşmüştü... Balkanlar’ı 500 yıl boyunca barış,
huzur ve istikrar içinde yaşatan Osmanlı, dönemin Rus Çarlığı ve Avrupa Devletleri’nin
kışkırtmaları ile başkaldıran etnik grupların, yeni devletler halinde karşısına çıkmasına engel
olamadı.
Öyle ki, yeni kurulmuş Bulgaristan devleti, kısa zaman içinde ordusunu Yeşilköy önlerine
getirebilecek kadar güç kazandı...
Yunanlılar, Sırplar, Karadağlılar, Arnavutlar, Boşnaklar, bu gruplarla birlikte yaşayan
Osmanlı Türkleri, Yörükler, daha önce bölgeye yerleşen Kıpçak kökenli Türkler,
Kumanlar, Peçenekler, Tatarlar, Torbeş Türkleri velhasıl bütün etnik gruplar, halen devam
eden bir etnik çatışmaya düştüler...
Balkanlar, kan gölüne döndü.
Şimdi de Türkiye’yi kan gölüne çevirecek plan bir an önce uygulansın diye yasalar birbiri
ardına çıkarılmıyor mu?
Bir başka sol görüşlü okuyucu ise şöyle diyor: “Bu hükümet, yani AKP aldığı oyları yanlış
değerlendirmektedir. Sanmasınlar ki bu millet, bu oyları, onlara ‘Ülkeyi bölün, PKK
canilerine ve satılmışlarına af çıkartın’ diye verdi...
Geçmiş hükümetin vurdumduymazlığıyla yaşanan ekonomik çöküntü ve af kanunları ile
derinden sarsılan millet, ne pahasına olursa olsun bu hükümetten kurtulmak istemiştir. AKP
oy oranında bu ekonomik çöküntünün payı vardır.
Ecevit’in nasıl başa geldiğine bakalım...
Kıbrıs’a çıkartma kararını açıklar gibi Apo canisinin yakalandığını açıklaması ve bu işin
kendi azınlık hükümeti zamanına rastlaması, seçimde başarıyı getirmiştir.
Sessiz çoğunluk, her türlü teröre karşıdır ve ülkesinin yani bölünmez bütünlüğünden yanadır, işte burada AKP büyük yanılgı içindedir, bir avuç sermayenin ve PKK’nın yanında yer alarak koskoca çoğunluğu bir tarafa itmiştir, eminim bedelini çok ağır ödeyecektir.
Bütün ihanetlere rağmen rağmen biz Türkleri ve Türk devletini ortadan kaldırmak mümkün
değildir, bu tarih boyunca denenmiş, sonuç alınamamıştır, aynı oyunlar 1000 yılı aşkın
devam ediyor, yine bu hain güçler sonuç alamayacaktır.
Bahsettiğiniz biyofesferdeki değişim, bugün veya gelecekte Türk Milleti’nde olumsuz bir
değişiklik meydana getirecek olursa, bunun altında ABD, İsrail ve bazı ülkeler de
kalacaktır...
Türkiye bir denge unsurudur, Türkiye ‘nin sarsılması durumunda tüm dünya sarsıntı
geçirecektir, kaldı ki bu o kadar da kolay değildir..
Bu olumsuzluklara karşı durabilmek için, tüm yurtseverler ve milliyetçiler zaman geçirmeden, aralarında hiçbir ayrımcılığa kapılmadan Türklüğü ve Türk Devletini korumak paydasında taviz vermeden birleşerek, gelecek kötü günleri aşabilir.
Kimse yurdunu ve bayrağını severken birbirinden farklı değildir.
Tüm yurtseverler, milliyetçiler, ülkücüler tek bir yürek olmalı ve bu ülkünün etrafında
birleşmeli ve yok sen solcusun yok sen sağcısın kandırmacasına kapılmamalıdır.”