Şu an, etrafı zâlim avcılar tarafından sarılmış ve bütün namluların hedefinde olan ürkek bir ceylan gibiyiz.
Cihana nizam veren, baş alan, başlara taç giydirip, başlardan taç çıkartan şanlı bir milletin evlâtları olarak bir an önce gaflet uykusundan uyanarak, namluları üzerimizde olan dâhili ve hârici hainlerin beyinlerine Türk'ün acı sillesini indirmeliyiz ki bir daha baş kaldıramasınlar.
Bunun yolu;
Mevcut laklakçı siyâsilere biatı bırakıp, milli ve vazgeçilmez ülküler etrafında kenetlenerek teşkilâtlanmaktan geçer.
Ülkü;
Bir milletin yürütücü gücüdür!
Ülküsüzlük, iddiasızlıktır, yok olmaya rızadır!
Şayet bunu bir an evvel başaramazsak;
Gelecek nesillerimize bizzat bizler ihanet etmiş olacağız ve onlara öyle acı bir dünya bırakacağız ki her dem bizlere lânet okuyacaklar.
Çare;
Gönlümüzdeki imanda,
Damarlarımızdaki asil kanda,
Genlerimizde mevcut olan ve her an patlamaya hazır Türklük mağmasında saklıdır.
TÜRK DÜŞMANLIĞI HAD SAFHADA!
Türk düşmanlarına alçak diyerek yüceltmeyip, onlara çukur diyerek hakaret edelim! Çünkü Türk düşmanları için alçaklık kelimesi yetmez, daha başka kelimeler de bulmamız gerek!
Böylelerine alçak dersek;
Alçaklara haksızlık yapmış oluruz!
Çünkü alçaklığın da zeminden yukarıda kalan bir seviyesi vardır.
Türk'e ve Türk kimliğine düşman olanları tanımlayan tek söz ''ÇUKUR ADAM'' sözü olsa gerek.
Gelin bundan sonra Türk düşmanlarına ''Çukur adam'' diyerek onları zeminin altına gömelim. Gömmekle de kalmayıp, mikrop saçmamaları için üstlerine birer torba da kireç dökelim!
Belki çukur kelimesi de hafif kalacak!
O zaman, her kes içinden bunlara yakışan neyse onu söylesin!
İbni Kesr'den nakledilen hadiste de Peygamber Efendimiz (sav) şöyle söylüyorlar;
''Ey ahali, sizler Beni Asfar (Rumlarla) çarpışacaksınız. Oysa sizden sonra onlarla asıl çarpışacak (bir millet) İslam’ın yüz akları ulular gelir. Onlar öyle kimselerdir ki Allah yolunda cihat etmekten, ne bir kınayanın kınamasından ve ne de dedikodusundan asla çekinmezler...''
Yukarıdaki hadis, Kur'an'da Türklere işaret eden Mâide- 54 ü çağrıştırmaktadır.
Biz Türkler, Allah’ın kitabında yer almış ve Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa tarafından hadislerle övülmüş bir milletiz ki ne kadar gurur duysak azdır...Şükürler olsun Ya Rabbi.
Türk’ün evlâtlarının kanları ve şehadetleriyle vatan kılınan bu mübarek topraklar üzerinde, Türk’ün kendilerine sunduğu nimetlerle beslenip yaşadıkları halde; İslâm kisvesine bürünerek, kendisine göre geliştirdikleri sahte İslâmi terim ve ÜMMET gibi kavramlarla Türk’e- Türklüğe saldıran kişiler, zümreler veya siyâsiler asla Müslüman olamazlar, bu gibileri münafığın tekidirler!
(Ümmet vardır lâkin bunların ümmet sözü samimiyetten uzak ve millete alternatif olarak kullandıkları sahte bir kelimedir)
SULTAN SANCER:
‘’Allah, bu dünyayı Türklerin tasarrufuna tevdi ve emânet etmiştir‘’
HACI BEKTASİ VELİ :
‘’Türk milleti, Allah tarafından cihana hâkim olmak için yaratılmıştır.‘’
KAŞGARLI MAHMUD:
‘’Tanrı’nın, devlet güneşini Türk burçlarından doğdurmuş olduğunu ve onların mülkleri üzerinde bütün teğremerini döndürmüş olduğunu gördüm.‘’
SEMAME İBN-İ EŞREF’ in ifadesiyle:
‘’Türklerin yürekleri temizdir, onlarda batıl fikirler, basit düşünceler yoktur. Türklerin vücutları ve sesleri gibi konuştukları dil de azâmetlidir. Her Türk, kendini aslan, düşmanını av, atını ceylân sayar.’’
Böyle bir millete düşmanlık besleyebilmesi için o insanın alçak veya çukur olması dâhi kâfi gelmez, daha başka menfi özelliklerinin de olması gerekir (!)
CENAB-I ALLAH TÜRK'ÜN YANINDADIR VE HAİNLERE ASLA İZİN VERMEYECEKTİR, BU BÖYLE BİLİNE!
Türk milletinin milli ve mukaddes değerlerinin düşmanı olan imânsız, i'zansız ve ezansızların kendi tuzaklarında helâk olduklarını görmeyi tez zamanda bizlere göster Ya Rabbi!
Türk'ün vatanı ve devletini, bir zamanlar çözüm safsatasıyla masalarda ite- Köpeğe peş keş çekmek isteyenleri en kısa bir zamanda Ya GAHHAR isminle kahreyle Ya Rabbi!
Üzerinde Çanakkale ve İstiklâl Savaşlarının şehit kanlarının daha henüz kurumadığı mübarek vatan topraklarımızı, dün bu vatanı istilâ etmek için gelen müstevlilere bir arsa gibi parsel parsel satanların, Ege Denizin'de Türk'e ait 19 adamıza Yunan bayraklarının dikilmesine sesini dahi çıkartmayanların bağırlarını dağla, hanelerini ve kurdukları haram saltanatını başlarına yık Ya Rabbi!
Bunları yok ederek, İslâm'a ve mazlum milletlere hami, hademe ve muhtar kıldığın Türk milletini sevindir Ya Rabbi!
Âmin, âmin ve yine âmin.
Âminlerimiz âminlerimize karılıp bir rahmet deryası olsun.
Türk milletine düşmanlık edenlerin ve Türk kimliğini yok sayanların topunu birden, Firavun'u kızıl deniz'de, Lûti livatacıları ise Nuh Tufanında helâk ettiğin gibi haki yeksan eyle Ya Rabbi’
O' pek yüce ve şanı büyük olan Allah zül celâl hazretleri;
Rahman ve rahimdir.
Celil ve Cebbar'dır.
Gahhar'dır; kahredicidir.
Bir ismi de ‘’Es sabûr’dur.
O’ çok sabır sahibidir.
Zâlimlere belli bir mühlet verir ama asla affetmez.
Zâlime verdiği bu mühlet, zâlime ceza olarak verecek olduğu belâ ve musibetlerin ancak şiddetini artırır.
TÜRK'E DÜŞMAN, KUR’AN’A DA DÜŞMANDIR!
Türk'e, Türk kimliğine, Türk tarihine, OĞUZHAN'DAN- ATATÜRK'E kadar ki gelen Türk'ün tarihi büyüklerine, kahramanlarına, Türk Devletinin üniter yapısına düşmanca saldıran bu ÇUKUR ADAMLAR mutlaka en kısa zamanda Allah'ın gazabına ve intikamına uğrayacaklardır!
Bazı olaylar zuhura gelmeye başladı ki;
Bilhassa Kur’an’dan pasta yapıp, sonra da bıçakla keserek servis yapmaları,
Siyâsi liderlere Allah’ın sıfatını yüklemeleri,
Ve O' kişiyi son peygamber diye taktim etmeleri,
Kur’an âyetlerini tahrif ve Kelime-i Tevhidi tahrip etmeleri,
Allah'ı unutup dünyaya taparak çirkin biçimde oburlaşmaları,
Ayyuka çıkan yolsuzluklar, vurgunlar, üçer- beşer ballı maaşlar, şatolar, saraylar, lüks, uçaklar ve ihtişam içinde har vurup harman savurmalar.
İşte bütün bunlar;
Allah’ın Türk milletine ve onun devletine karşı düşmanlık güdenlere verdiği mühletin bittiğinin işaretleri olsa gerek inşallah.
YETER Kİ BİZLER;
Allah'a kul ve Peygamberine ümmet olmanın şuuru içinde yaşayıp, Sırat-ı müstâkim'in gösterdiği İslâm'ın aydınlık ana caddeden ayrılarak küfrün ve şirkin karanlık çıkmaz sokaklarına sapmayalım.
Bazı şeytan kılıklı çanak yalayıcı İlâhiyatçı geçinen Prof. Doçent etiketli iblislerin, TV. ekranlarında ve yazılarında ki iğrenç ve pislik sözlerine itibar ederek; Peygamber Efendimizin Hadis ve sünnetlerine sırtımızı dönmeyelim.
YETER Kİ BİZLER;
İnsanlık tarihi kadar eski olup binlerce yıl ötelerden süzülüp gelen TÜRK TÖREMİZİ ceddimize lâyık bir şekilde yaşayalım ve yeni yetişen nesillerimizin beyinlerine ve gönüllerine nakış nakış işleyip, ilmek ilmek dokuyalım!
NAMAZ VE MÜCÂDELE:
Namaz Allah'ın emri,
Dinin direği,
Mü'minin Miracıdır.
Mirâç, yükselmek demektir.
Namazını eda ile;
Yüksel Türkoğlu, Senin için yükselmenin sınırı yoktur.
EY TÜRKOĞLU TÜRK!
Sen, Allah'la beraber olduğun, Atana, şanlı Türk tarihine sırtını dönmediğin müddetçe bil ki;
Şeytanla beraber olan ve müstevliye köpeklik eden Türklük, vatan, bayrak, din ve devlet düşmanlarına karşı mutlak gâlip geleceksin...